Multimedia'da Hazal ile Berk var. Lütfen yorumlarınızı esirgemeyin. Öptüüm :*
Sabah elimde olmadan gülümseyerek uyandım. Ne kadar kendime itiraf edemesem de dün olanlardan dolayı gülümsüyordum tabii ki.Uyuşuk bir şekilde kalktım ve lavaboya gidip suratıma soğuk su çarptıktan sonra odama döndüm. Üstüme kısa kot şort ve turuncu askılı bir bluz geçirdikten sonra koşarak aşağıya indim. Annem kahvaltıyı hazırlıyor, babamsa gazetesini okuyordu. Annemin yanına gidip yanağına küçük bir öpücük kondurduktan sonra masayı hazırlamasına yardım ettim.
Sessizce kahvaltımızı ederken babam, “Ben haftaiçi sizinle olamayacağım. İş yerinden izin alamadım bu ay için. Ama önümüzdeki ay işlerin hafifleyeceğini ve izine çıkabileceğimi söylediler. Yine de bazı günler işten erken çıktığımda yanınıza gelmeye çalışırım.” diyerek anneme ve bana baktı. Zaten izin vereceklerinden pek umutlu değildik. Gerçi bu biraz iyi olmuştu. Babam akşam geç gelmelerime karışırdı ve çoğu şeyi rahat yapamazdım. Bir yanım bizimle olamayacağı için üzülse de diğer yanım mutluluktan uçuyordu.
“Ben yokken eve geç gelmek yok Hazal. Ben varmışım gibi kurallara dikkat edilecek. Esma bak senide uyarıyorum. Hemen yumuşayıp izin verirsin sen-“ Annem sözünü keserek, “Tamam Erkan anladık. Hazal da anladı bende” dedi sinirle. Annemi bilirdim, biraz kendimi acındırıp yavru köpek bakışı atınca asla bana hayır diyemezdi. Babam görmeden kıkırdadım.
“Telefonla hep kontrol edeceğim zaten sizi. Hiç içime sinmiyor sizi burada bırakmak ama-“ “Erkan! Tamam yeter artık. Merak etme bizi” diyerek annem olaya son noktayı koymuş oldu. Bugün Pazar olduğuna göre sanırım babam akşamüstü yola çıkardı.
Kahvaltımızı yaptıktan sonra odama çıkıp biraz internette takıldım. Almira’nın açık olduğunu görünce hemen sohbet penceresini açtım.
“Almiraaaaa”
Birkaç dakika cevap gelmesini bekledim. Almira en yakın arkadaşımdı ve maalesef buraya geldiğimiz için onunla 3 ay boyunca ayrı kalacaktık.
“Hazaaaal! Sonunda kızım, insan bir arar ya. Kesin gittiğiniz yerde yakışıklı çocuklar var unuttun beni değil mi?”
“Of saçmalama Almira ya unutur muyum ben seni hiç? Zaten geleli 2 gün oldu”
“Tamam onu bunu bırakta yakışıklı çocuk var mı sen onu söyle asıl?”
Bu sözüyle kahkaha atmama neden olmuştu. Almira işte hep aynı.
“Bilmem var gibi. Var yani”
“Hazal! Kızım var mı yok mu işte söyle de gelmem için bir nedenim olsun ;)”
“Nee? Gelicek misin? Annenlerle konuştun mu, izin verdiler mi gerçekteeeen?”
“Bilmiyorum verdiler gibi. Birkaç gün sonra annem anneni arayacak. Kızım ben sana ne soruyorum sen bana ne diyorsun yaa”
“Ay of tamam tutamayacağım kendimi. Evet var. Berk diye bir çocuk. Dün tanıştım, basketbol oynuyor. Kumral, mavi gözlü. Off Almira o kadar tatlı ki anlatamam”
“Ayyy Hazal en kısa zamanda oraya gelmem lazım benim. Bende kendime bulayım şöyle yakışıklı bir çocuk. Ee hiç konuştun mu onunla?”
“Evet iskeledeyken karşılaştım. Sonra beni eve bırakmayı teklif etti. Bir tane köpek geldi saldırıyodu bana neredeyse Berk kurtardı, bu arada bende eline yapıştım tabi çocuğun. Bugün içinde plaja çağırdı beni. Arkadaşlarının yanına. Ay kızım çok heyecanlıyım. Keşke şimdi yanımda olsaydın yaa”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seninle Sonsuza Kadar
Teen FictionBir tercih yapacak olsaydınız kimin yanında olmayı seçerdiniz? Kendinizi güvende hissettiğiniz, her kötü zamanınızda yanınızda olan kişinin mi yoksa sevdiğiniz kişinin mi? Peki ya sevdiğiniz kişi sizi çok üzdüyse? İşte Hazal’ın hikayesi de kendini...