(Bölüm bir kez daha Seçil için. Umarım beğenirsin :) Multimedia’da Berk ile Hazal ve bölüm şarkısı var.)
16. Bölüm
-Samet-
“Alo, nasılsın Başak?” diye sordum çekinerek. Sonuçta uzun zamandır konuşmuyorduk ve yüzüme kapatması bile an meselesiydi.
“İyiyim de siz kimsiniz?”
Boğazımı temizledikten sonra, “Samet ben.” dedim.
“Kapatmam gerek.”
“Hayır kapatma, hey bekle. Konuşmamız gerek neredesin?”
“Seni ilgilendirmez. Hem ne diye arıyorsun ki beni?” dedi ve çok geçmeden ses tonunu değiştirip “Berk nasıl?” diye sordu çekinerek.
“Bende onunla ilgili konuşmak istiyordum seninle. Bizim yazlığa gelemez misin?”
“Neden geleceğim ki?”
Bu kız hiç değişmez miydi gerçekten? Hala inatçı ve dik kafalıydı.
Dişlerimi sıkarak, “Diyorum ya Berk ile ilgili diye.”dedim.
“B-biz Berk ile ayrıldık Samet biliyorsun. Beni ilgilendirmiyor artık.” dedi telefonun diğer tarafından ağlamaklı sesiyle. Sanki ben bilmiyordum hala Berk’i sevdiğini.
“Bunları burada konuşsak Başak? Cidden geldiğine değecek.”
“Tamam yarına gelmiş olurum. Berk orada değil dimi?”
“Berk’i tanımıyormuş gibi konuşma. Her yaz olduğu gibi burada tabii ki. Ama merak etme ben seni görmemesini sağlarım.”
“Nasıl sağlayacaksın Samet? Gelmiyorum ben.”
Nefesimi dışarı verip, “Annemler yok Başak. Bizim evde konuşuruz. Görmez yani seni tamam mı? İnandın mı şimdi?” dedim sinirle.
O da sinirli sesiyle, “Peki. Yarın ararım.” dedi ve cevap vermeme fırsat vermeden telefonu suratıma kapattı.
Zaferle gülümseyerek kendimi koltuğa attım ve ayaklarımı önümdeki sehpaya uzatarak düşünmeye başladım. Çok az kalmıştı. Hazal artık sadece benim olacaktı.
***
-Hazal-
Topuz olan saçlarımı açıp omuzlarımdan aşağıya düşmesine izin verirken Berk’te üstündeki tişörtü çıkarmış çoktan denize doğru yürümeye başlamıştı.
Sinirle, “Beklesene beni ya.” diye bağırmamla üstümü çıkarma işlemimi daha da hızlandırdım ve şortumla tişörtümü hızla çıkardım.
Aptal çocuk beklememişti beni. Arkasından sinsice yürüyüp avuçlarıma aldığım deniz suyunu üstüne atmamla kahkahalar atmaya başladım. Bana dönüp sırıttıktan sonra daha fazla kahkaha attım. Ta ki bana attığı sularla sırılsıklam olana kadar.
Mızmızca, “Berk ya ne yapıyorsun?” dedim kaşlarımı çatıp.
“Gel buraya.”demesiyle gülümsedim ve aramızdaki mesafeyi kapatıp dudaklarını öpmeye başladım. Bu çocukta bu kadar beni çeken ne vardı ki? 2 dakika trip bile atamıyordum.
Beni öpmeye devam ederken ellerini kollarımda gezdiriyordu ki aniden geri çekilip, “Üşümüşsün.”dedi. Ah, zeki sevgilim benim. Daha ben denize girmeden beni sırılsıklam yaparsan tabi üşürüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seninle Sonsuza Kadar
أدب المراهقينBir tercih yapacak olsaydınız kimin yanında olmayı seçerdiniz? Kendinizi güvende hissettiğiniz, her kötü zamanınızda yanınızda olan kişinin mi yoksa sevdiğiniz kişinin mi? Peki ya sevdiğiniz kişi sizi çok üzdüyse? İşte Hazal’ın hikayesi de kendini...