Dokuzuncu Bölüm✿

210 15 15
                                    

Keyifli Okumalar...🖤

Zümrüt gözlü genç telefonunu kapattıktan sonra kamera kısmını dudaklarına vurdu. Ufak vuruşlarla beraber arkadaşlarının(çoğunlukla İtto) tavsiyelerini düşünürken, derin bir nefes alıp iç çekti.

-Sanırım bunu yapamayacağım.

-Neyi?

Ardından gelen nazik tonla yerinde sektiğinde telefon elinden kaydı ve yere düştü. Thoma eğilip telefonunu aldığında ekranının köşesinin kırıldığını farketti.

"Fuck"

-Oh, üzgünüm korkutmak istememiştim.

-S-sorun değil, harçlıklarımla yenisini alabilirim.

Bunu bile söylerken kelimelerinin titremesini mavi saçlı çoktan farketmişti. Onun neye bu kadar gerildiğini bilmese de, durumunun iyi olmadığını biliyordu.

-Sana yenisini alacağım ama şimdi lütfen sakin ol.

Thoma elindeki telefonu sıktığını ve eklemlerinin beyaza döndüğünü yeni farketmişti. Yine onun karşısında gerilmiş, heyecanlanmış ve suçluluk çekmişti. Onun kendisine iyi davranması ve yaklaşması her zaman kafasında ve kalbinde soru işaretleri bırakıyordu. Bu hali de ister istemez dalgınlığını arttırıp kendisine sorun çıkartıyordu.

Sadece başını salladı ve sustu. Yanağının iç kısmını dişlerinin arasına alıp dikkatini dağıtmaya ve sakinleşmeye çalıştığında- bileği kavrandı.

Gözleri açılırken mavi gözlünun dudakları kıvrıldı. Dudağının altındaki güzellik beni zümrütleri tarafından keşfedilirken, bileğinin okşanmayla beraber nazikçe bu güzellikler tarafından dokunulması titretti. Omurgasında hissettiği bu ağır hissiyat kalbinin depar atmasını da sağladı.

-Sorun ne? Günlerdir dalgınsın.

Thoma sertçe yutkundu ve bakışlarını kaçırdı. Fazla güç kullanmasa da, ufak çekişle bileğini Ayato'nun elinden kurtardı. Kolunu boşta kalan eliyle avuştururken duvarda oluşan ufak çatlağa bakarak mırıldandı.

-Bir sorunum yok. Sadece... Ailemi özlemiş olabilirim.

-Ailenin yurt dışında çalıştığını söylemiştin değil mi?

-...Evet.

Thoma gözlerini kısıp ufak bir bekleyişin ardından ortamda oluşan anlaşılmaz atmosfer altında boğuldu. Gözlerini hızla açıp bir adım geriledi ve kırık telefonu cebine yerleştirirken ellerini salladı. Gözlerini yumacak derecede de yüzüne yerleştirdiği gülümsemeyle hafif bağırdı.

-Ama endişelenmeyin! Sadece arada sırada ufak özlemlerim oluyor ama iyiyim! Ya-yani sorun yok!

Ayato inanmamıştı. Konsey başkanı olmasından bu yana çok zaman geçmemişti ama o hep yanındaydı. Bu yüzden istese de, istemese de onun huylarını, hareketlerini ve en önemlisi yalanlarını saniyesinden anlar olmuştu.

Kendisini gizleme- hayır, duygularını saklama konusunda hep kötü olmuştu. Ama bunun farkında bile değildi.

Öyle olsundu, eğer öyle mutlu ve rahat olucaksa, Ayato hep görmezden gelecekti. Ama yine de kalbine oturan bu ağırlığı gideremiyordu. Görmezden gelinmesi zor oluyordu.

-Madem öyle... Fakat- izin ver bari telefon işini ben hallediyim?

Thoma gelen teklifle yutkunurken göz kapaklarını açtı ve açık yeşil gözlerini mavilerle buluşturdu. Bir süre gözlerine baktıktan sonra bakışlarını kaçırdı ve sadece başını salladı.

Adamım İyi Misin? /ZhongChi Texting\Where stories live. Discover now