Yirmi Üçüncü Bölüm✿

160 9 89
                                    

Keyifli Okumalar...🖤

-Hoşgeldiniz!! Sizin için en iyilerini getirdim!

Xiangling elindeki tepsiyi masaya koyduğunda Venti gülümsedi. Sonradan dahil olan Chongyun ve Xingqiu tabaklarını önlerine alırken, Heizou, Aether ve Xiao Xiangling'in mutlu ifadesini izliyordu.

-Lütfen nasıl olduğunu bana bildirin, olur mu?

Xiangling son olarak ricada bulunup diğer masalara bakmaya gittiğinde, Xiao kollarını birbirine geçirdi. Gözlerini yumarken aç olmadığını düşündü. Yemek istemediğini belirtse de, "Yemekler benden!" diyen Xiangling kendisine bir tabak getirmişti.

Fakat bu yemeği hiç yememişti ve açık olmak gerekirse yeme taraftarı değildi. Tabağını hiç ellemedi.

Masada bulunanlar bir sohbete dahil oldular. Yemekler yenirken, sohbetle kahkahalar atılıyor, dersler ve festival hakkında yorumlar yapılıyordu. Xiao ortamda sıkıldığını hissetti. Yanı başındaki Aether'in sözlerini dinlerken Ayaka ile olan problemini duydu ve gözlerini araladı. İlgilenmek istemiyordu, ilişkilerle arası hiç yoktu ama konu Aether'di. Bir şekilde ona moral vermeyi umdu.

Venti yemeğiyle oynarken Xingqui'nin heyecanla kitabını yine Chongyun'a anlatmasını izledi. Bütün tabaklar bitmişti fakat sadece bir tabak aynen duruyordu. Kazuha çok geçmeden masaya geldiğinde pek çok öğrencinin kendisini salmadığını söyleyerek özürlerini diledi. Kimse dert etmezken Heizou'yla koyu bir sohbete daldı.

Venti iç çekerek ayaklandı. Arkasını dönüp Xiangling'e doğru ilerlerken Xiao değişen konuyla tekrardan gözlerini yumdu. Ortamda bir kişinin eksik olması kimsenin dikkatini çekmemişti.

Çok geçmeden Venti elinde bir tabakla masaya döndü. Xiao'nun diğer yanına yürüdü ve Chongyun'a ricada bulunup kendi yerine geçmesini istedi. Mavi saçlı genç bunu hiç sorun etmedi.

Venti sandalyeye oturup yemek dolu tabağı kendi önüne koydu ve elindeki tabağı Xiao'nun önüne sürükledi. Xiao gözlerini araladığında badem tofuyu görünce ellerini çözdü ve doğruldu. Bunu kimin koyduğunu görmek için başını çevirdiğinde yanağına sarkan perçemler savruldu. Yüzündeki şaşkın ifade ve gözlerindeki parıltı Venti'nin ödülüydü.

-Hiçbir şey yemedin değil mi? Bunu da sevdiğini söylemiştin.

Venti gözlerini yumacak kadar büyük gülümsediğinde Xiao kızardı. Bakışlarını gülümseyen çocuktan çekip tofuda gezdirdi ve elini hareletlendirip bir tanesini aldı. Ağızına atarken gözlerini yumup başını eğdi.

Venti beğenip beğenmediğini çözemedi. Xiangling'e her zamanki gibi harika yapmasını istemişti. Bir ilk olup yapamamış mıydı?

-....Teşekkürler.

Xiao ağızının doluluğuyla homurdandığında Venti gülümsedi. Rica edip masaya kollarını yasladığında çenesini bileğine dayadı. Yan bakışla tofusunu yemeye devam eden genci izlerken fısıldadı.

-Akşam düzenlenicek gösteriye gelmeyi düşünür müsün?

-Gösteri?

Xiao anlamazca kendisine baktığında yanağı şişikti. Dudakları hafif büzük ve gözleri merak dolu. Venti bir kere daha kalbinden vurulmuş hissetti.

-Sahneye çıkacağım. Chongyun, Xingqui, Xinyan'la beraber. Şa-şarkı söyleyeceğim.

Venti son sözlerini söylerken bakışlarını kaçırdığında Xiao ağızındakileri yuttu. Bakışlarını çekip tofuya sabitledi. Çok sürmeden fısıldadı.

-Kalabalık ve gürültülü ortamlardan hoşlanmam.

Venti aldığı cevapla kalbinin ağrıdığını hissetti. Boğazı düğümlenirken cevabını zaten bildiğini biliyordu ama yine de duymak kalbini incitti.

Adamım İyi Misin? /ZhongChi Texting\Where stories live. Discover now