Hatırlatma* Beni bi anda ağaç ile arasına aldı, yüzüme yaklaştı o kadar yakındı ki nefeslerimiz birbirine değiyordu.
Bu kadar yakın olması beni rahatsız etmişti, başımı yan tarafa çevirdiğimde sırıtmıştı.
Y/N: çekilcek misin artık?
TH: ben böyle iyiyim ama-
Onu itip yürümeye devam ettim, ayağımın ağrısından yavaş yürüyordum.
Y/N: anlaşılan yolu kendim bulucam.
TH: iyi git hadi, sonra karşına ayı ya da kurt çıksında seni yesinler. Bu ayakla da koşamazsın zaten. Bugünkü menülerinde sen varmışsın.
Böyle söyleyince bi an duraksadım ve arkamı dönüp ona baktım gülüyordu.
Y/N: hepsi senin yüzünden oldu!
TH: şu an seninle bu konuyu tekrar tartışamam. Yürü yolu bulalım.
Hava biraz kararmıştı, yarım saat ilerledikten sonra karşımıza yol çıkmıştı. Bir araba gelip önümüzde durmuştu.
SG: olum neden bu kadar geç kaldınız? Aramasaydın seni otelde biliyordum.
Y/N: hani telefon çekmiyordu Taehyung?
TH: çekmiyordu zaten uzaktan yolu görünce deniyim dedim.
SG: hadi binin arabaya geç oldu zaten.
Taehyung ön ben ise arka koltuğa oturdum. Bir süre sonra otele varmıştık, geldiğimizde Jungkook ile karşılaştım.
JK: y/n neden bu kadar geç kaldınız?... ayağına ne oldu!?
Y/N: yolu bulmaya çalışırken kaybolduk ayağımı da burktum.
JK: hastaneye gitmeliyiz gel hadi.
Y/N: dur Jungkook o kadar kötü burkmadım. Biraz şişmiş buz koyarsam geçer, bu arada odamın numarasını biliyor musun?
JK: evet öğretmenden oda kartını almıştım, numarası ise 137.
Y/N: Teşekkürler.
JK: y/n dikkat et.
Y/N: tamam.
Oda kartımı alıp asansöre bindim çıktığımda ise odamın önünde biri vardı.
Y/N: nerden biliyorsun buranın benim odam olduğunu? Ayrıca da senin burda ne işin var?
TH: y/n işim gücüm yok senin odanlamı uğraşıcam? burası benim odam.
Yok daha neler onun odası benim odamın tam karşısındaydı. ben öylece bakarken göz kırpıp odasına gitti, o gidince bende odama geçtim.
Hemen duş alıp üzerimi giyindim.
Buzluktan aldığım buzları bir poşete koyup ayağımın üzerine koydum. Şişkinliği biraz geçince yatağa uzanıp uyudum.
Sabah saat 08:00'de uyandım, uzun zamandır bu kadar rahat uyumamıştım. Elimi yüzümü yıkayıp üzerimi giydim.
Telefonu ve kartı alıp odadan çıkarken Tae ile karşılaştım, bir şey demeden asansöre bindim kapı tam kapanacakken o girdi içeri. En alt katın düğmesine basıp bekledim.
TH: günaydın.
Y/N: ....
TH: konuşmayacak mısın?
Kaşlarımı çatarak ona baktım.
Y/N: neden seninle konuşayım?
TH: bilmem... konuşmak için bir neden mi olmalı?
Y/N: konuşacağım kişi sen isen evet olmalı.
Kapı açılınca asansörden çıkıp otelin restoranına gittim, okulun adını söyleyince bana bir kahvaltı masası hazırladılar. Kahvaltımı ettikten sonra kulaklığımı takıp müzik dinleyerek dışarı çıkıp dolaşmaya başladım.
Keşke daha uzun süre burada kalabilsem ama bugün son gün malesef. Yarın tekrar okul ve iş günü.
Biraz daha yürüdükten sonra içeri geçtim.
JM: merhaba y/n Tae'yi gördün mü? Aradım telefona cevap vermedi.
Y/N: en son yarım saat önce restorantın önündeydi.
JM: tamam teşekkür ederim.
Asansöre binip katıma çıktım odama gidecekken Tae'nin odasına gözüme takıldı. Söylesem mi acaba arkadaşının onu aradığını? Yok ya onunla konuşmak istediğimi sanacaktır. Hem neden öyle sansın ki?
Kapıyı çalıp açmasını bekledim, gelmediği için tekrar çalacakken kapı açıldı. Üzerinde bornozu olan bir kız duruyordu karşımda.
X: sen kimsin?
Belki yanlış gelmişimdir diye kapı numarasına baktım malesef doğru odaymış, arkadan Tae'nin sesini duydum.
TH: kim gelmiş?
Beni görünce öylece kalakaldı. Gözlerim dolmuştu ona anlam veremeyerek baktığımda o da şaşırmış bir şekilde bana bakıyordu.
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın... Sizleri seviyorum iyi geceler♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAD BOY ~KTH~
Genç Kız EdebiyatıYeni okulumda hayatımın değişeceğini nerden bilebilirdim ki...