22. Episode

177 10 20
                                    

Bölüme başlamadan, bölüm sonuna gidip açıklamamı okursanız çok sevinirim.^^.
Bölüm şarkımız harika~

••


"Ben gidiyorum dediğimde "gitme" diyen birini değil, "ben de geliyorum yalnız gidemezsin" diyen birini arıyorum."

Can yücel




••••••

cr. cafunederler

••

Eve geldiklerinde elinden geldiğinde hızlı adımlar atarak odasına ilerledi Xiao Zhan. Odasına girer girmez de yorganın altında buldu kendini. Canını acıtmamaya çalışarak yatakta döndü durdu. Diğer yastığı kendine çekip sarıldı sıkıca. Derin bir nefes aldı ve verdi. Bir süre ağlamak geçiyordu içinden ama ağlayamadığı için sinir oluyordu. Gözlerini kapattı ve uzunca süre öyle kaldı.

Araba da dinledikleri şarkıdan sonra Wenhan, orta aynadan ikisine baktığında aralarındaki ateşi fark etmiş olmalıydı ki, düzgün bir şarkı açmak için listelerde fazlaca dolaşmıştı. Kendisi bile gerilmişti. Arabadan inerken de Zhan, hiç yardım istemeden önden eve girmişti. Yibo, Wenhanla biraz konuştuktan sonra eve girdi. Zhan'ın diğer odalarda olacağını hiç düşünmediği için direkt odasına çıktı. Kapısı yarı açıktı ve cenin pozisyonunda yastığa sarılarak yatıyordu. Sırtı kapıya dönük olduğu için yüzünü göremedi. Kapıyı biraz daha aralayıp içeri girdi. Yaşadığı şeylerin farkındaydı ve fazlaca yorulduğunun farkındaydı.

Yavaş adımlarla yatağın yanına kadar ilerledi. Sırtının olduğu tarafa oturup yüzüne baktı. Gözleri kapalıydı, hafifçe gülümsedi ve elini yüzüne değen saçı geriye almak için hareketlendirdi. Parmaklarını saçlarına değdirmek için az bir santim kala durdu. Bir an için tereddüt etmişti. Dokunup dokunmamakla ilgili emin olamamıştı. Biraz daha düşündükten sonra elini tamamen çekti ve yataktan kalktı.

"Yibo?" dedi Zhan.

Yataktan kalktığını anlayınca gitmesini engellemek için seslenmişti. Ona doğru dönse de, eli sargı da olduğu için kolundan tutamıyordu. Yibo, ne diyeceğini merak edermişçesine baktı. Zhan bakışlarını kaçırdı, sonra tekrar Yibo'ya baktı.

"Nereye?" dedi en sonunda.

"Elimi yüzümü yıkayacağım." dedi Yibo banyo'yu göstererek.

"Ah, tamam." dedi birkaç saniye sonra.

Geri arkasını dönüp aynı pozisyonuna döndü. Yibo da hafifçe gülümseyip banyo'ya girdi. Biraz uzun kaldığı için çıktığında Zhan çoktan uyuyakalmıştı. Üzerini örtüp yanına uzandı. Avuç içiyle kendi yanağını avuçlayıp rahat bir pozisyonda kalıp Zhan'ı izlemeye başladı. Dudakları hafif aralıktı ve nefes alışverişi de düzenliydi. Daha yeni uyuyakaldığı için hemen rüya gördüğünü düşünmüyordu. Öndeki saçları uzun olduğu için gözlerini kapatmıştı az önceki gibi. Bu sefer elini uzatıp saçlarını geriye doğru aldı. Düşünmeden yaptığı için yine tereddüt etmesine gerek kalmamıştı. Yazdığı mektupları düşününce okuması için izin versem mi diye düşündü. Ardından bundan vazgeçti. Bazı mektuplar alıcısına ulaşması için yazılmazdı. Onun yazdığı mektuplar da öyleydi işte.

Elini saçlarından çekti, ardından kendini geriye çekip aralarındaki mesafeyi açtı. Aralarındaki mesafeyi açmasaydı ne olacağını pek kestiremiyordu. İkisi için de en iyisi bu mesafenin ötesine geçilmemesiydi. İç çekti ve bir süre sonra Zhan'ı izlerken uyuyakaldı.

秘密书 | Secret BookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin