14. Episode

178 17 19
                                    

Gözlerini yavaşça açtığında kafasının altındaki sertlik yüzünden az da olsa rahatsız olmuş ve yastığında olmadığını anlamıştı. Gözlerini açıp kafasını koyduğu yerden kaldırdı ve görmeyi beklediği en son kişiyi gördü. Bir kez daha düşününce aslında son kişi değildi çünkü uyumadan önce kolunu bırakmadığını hatırlıyordu. Gözleri kapalı olan çocuğa bakarken uyumadan önce neden onu bırakmadığını anlamlandırmaya çalışsa da nedenini bulamadı. Belki de uğraşmak istemedi. Kafasını yavaşça kaldırdığı yere koyarken yüzü hafiften kızarmıştı bile. Yibo'nun göğsünün, kalbi yüzünden kalkıp inişi hızlanmıştı. Zhan uyanık mı diye düşünürken Yibo hırıltılı ve yeni uyanmış sesiyle konuştu.

"Günaydın."

Zhan hızlıca başını kaldırıp üzerinden kalktı.

"Günaydın."

Eli ayağı birbirine dolaşırken yatağın diğer tarafından ayağa kalkmıştı bile. Yibo ise yatakta doğruldu, kafasını önüne eğdi ve konuşurken kaldırdı.

"Dün geceyi hatırlıyor musun?"

Zhan kaşlarını çatıp ne dediğini anlamaya çalıştı.

"Dün gece mi? Ne oldu dün?"

"Hatırlamıyor musun?"

Zhan cevap veremedi çünkü hatırladığo kadarıyla garip bir şey yapmamıştı.

"Tamam, o zaman boş ver. Ben de unutacağım."

Zhan yataktan kalkmaya çalışan Yibo'yu durdurmak için hemem onun tarafına gitti ve omuzlarından tutup yataktan kaldırmadı.

"Dün ne olduğunu anlatır mısın?"

"Hatırlamıyorsan zorlamayalım."

"Buna ben karar veririm. Yanlış bir şey mi yaptım?"

Yibo birkaç saniye sessiz kaldıktan sonra bıyık altından gülmeye başladı. Zhan hâlâ ne olduğunu anlayamadığı için sinirlendi ve birkaç adım geriledi.

"Neden gülüyorsun?"

"Şaka yaptım. Çok ciddiydin, gece bir şey yaptığına inandın resmen."

"Asıl sen çok ciddiydin."

Zhan sinir olsa da Yibo'nun gülüşü komik geldiği için o da kaşlarını çatmayı bırakmıştı.

"Yani dün gece bir şey olmadı?"

"Yani, olmadı gibi." Zhan, Yibo'nun gözlerine uyarıcı bir şekilde bakarken Yibo aceleyle konuştu. "Kabus gördün sanırım ama sonra sakinleştin, bunun dışında beni sıkı sıkı tuttun ve bırakmadın. Başka bir şey olmadı."

"Doğruyu söylüyorsun değil mi?"

"Evet."

Zhan başını salladı ve banyoya girdi. Çıktığında Yibo odada yoktu. Zhan da yumuşak terliklerini giyip odadan çıktı. Yiboyu salonda bulduğunda camdan dışarıya bakıyordu. Zhan sessizce yanına gitse de Yibo ayak seslerinden onu duymuş ve ona doğru dönmüştü.

"Nereye bakıyorsun?"

Yibo yanında duran kişiye döndü hafiften.

"Öylesine bakıyorum. Manzara güzel görünüyor."

Zhan bakışlarını Yibodan çekip dışarıya baktı. Geniş bahçesindeki oku attığı hedef ilerisinde de büyük ağaçlar görünüyordu. Güneş ağaçların üzerinden parlıyordu ve biraz daha bakarsa gözlerinin ağrıyacağını fark edince başını Yibo'ya döndü. Güneşin gözlerini acıtmasını umursamadan etrafı izliyordu. Lay'in evinde yıllarca yaşadıktan sonra böyle benzer bir ortamı da güzel buluyor olması garipti.

秘密书 | Secret BookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin