Saat 07:10
Güneşin ışığı daha fazla uyumama izin vermiyodu. Mecburen ayağa kalkarak lavaboyoya girdim. Elimi yüzümü yıkadım. Sonra gardıroba doğru yöneldim. Hava yine sıcakdı. Aslında ağustos ayındayız ve bu aydan sonra sonbahar giriyodu. Eve tıkılıcaz. Diye of'ladım. Dolaptan siyah bol bir tişört bide kısa bol şort aldım. Onları giyinip odamdan çıktım. Dün her yeri silip süpürmüştüm. Mutfağa doğru ilerledim. Mutfağa girdiğimde felaketdi.
Ne olmuştu burda.
Yerde kırılmış içki şişeleri..
Lavabonun içerisi kan.. ne oldu burda.
Hızla mutfakdan çıkıp Miranın odasına koşdum. Kapıyı hızla açıp içeri daldım. Aslında hiç sevmez kapıyı çalmadan içeri girilmesin ama napalım. İçeride olan biteni öyrenmeliydim.
Öyle odaya daldımki kapı kırılıyodu. Miran rüyasından diksinircesine uyandı. Korktu diyemem çünkü o kormazdı. Miran sinirli gözlerle bana bakdı. Bende nefesim tükenircesine konuşdum.
Azra-"k-kan!"
Miran-" ne kan iyimisin?"
Diye ayağa kalkdı.Azra-"mutfak."
Miran hızla mutfağa koşdu. Miranın gitmesiyle bende arkasıyca gitdim. Miran mutfaka daldı. Yerdeki kanları görüp başını 'hayır' anlamında salladı.Miran-"Burak!"
Azra-"ne? Noldu Buraka?"
Miran hızla Burakın odasına koşdu. Kapıyı hızla açıp içeri girdi. Bende girdim. Gördüğüm manzaradan korktum. Yerler yatak ve yerde olan Burak kanlar içerisindeydi.Miran Burakı kuçağına aldı bana dönerekMiran-"sende gel" dedi duygusuzca. Hiç bir korku yokdu yüzünde. Nasıl oluyo ya en yakın arkadaşı burda kanlar içerisinde oysa o çok rahat. Sanki Burak bu haltları her zaman yapıyodu.
Azra-"t-tamam" peki ben neden bu kadar korkuyodum. Çünkü bende babam tarafından bıcakla çizikler atmışdı ve bende kanlar içerisinde kalmışdım.
Çokdan arbaya binmiştik. Miran arbayı normal qazla sürüyodu. Gerçekten duygusuz bir insan diye çemkirdim içimden. Öndeki aynadan Mirana bakdım. Oda farksız aynı anda göz göze geldik. Ben gözlerimi kaçırdım ama o kaçırmadan bakıyodu. Galiba yüzümdeki korkuyu anlamıştı. Ve konuşmaya başladı.
Miran-" korkma. Hiç bi şey olmuycak." Dedi. Sonra devam etdi. "Sevgilisi" anlam vermeye çalışarak bakdım yüzüne ama o çokdan yüzün yola çevirmişti. "Burak'ın sevgilisi onu her dafasında aldatıyo." Dedi. Ne? Bu ne demek.
Azra-" aldatıyo ama ayrılmıyo?." Diye çemkirdim.
Miran-"keşke söylediğin kadar kolay olsa" bu ne demekdi? Nasıl kolay olsa? " Burak o kızı çok seviyo aslında kızda çok seviyor yani seviyodu taki kız okuyana kadar.." okuyana kadarmı? Neden okuyup başka şehiremi gitdi? "Kız universitede bir erkekle sevgili oldu. Erkekde Burakın eskiden sınıf arkadaşıymış. Araları pekde iyiymiş. Bu erkekde kızı gitdiği her yere götürürmüş. Burak bana söylemişti bara gidiyorum gelirmisin dedi. Ama o gün çok işim olduğu için gitmemiştim." Dedi sıkılırcasına. Derin nefes alarak yeniden konuşmaya başladı. "Ve Burak o günden başlamıştı hırsın kendinden çıkmaya. O gitdiği gün sevdiği kız o arkadaşıyla sarmaş dolaş vaziyyetde görmüştü. O günde elinde silah yatağında uzanıyodu. Elinden almasan çoktan ölmüştü belki.." diyerek sohbetin bitirdi.
Hastaneye çatmışdık. Burakı ilk yardım odasına götürmüş yaralarına pansuman yapılıb serum takmışdılar. Çok bitkin görünüyodu. O kızı görsem öldürecekdim. Burakın saf sevgisi vardı ve o bunu kullanıyodu. Offf. Nasıl bi dünyada yaşıyoruz? Diye düşündüm. Taki doktor odadan çıkana kadar. Miranla ben doktora taraf gitdik. Miran konuşmaya başladı.
Miran-"nasıl?" Dedi yüzünde bir gram korku olmadan.
Doktor-"iyi sayılmaz."
Miran-" ne demek bu?" Allahım yüreyim çıkıcak ne demek iyi sayılmaz?
Doktor-" yaralar derin kesilmiş. İk damarı zedelenmiş. Dikiş atıldı. Kesdiyi yere içki dökmüş. İçki kanına karışmış. Bir kaç gün burda kalması gerek. İçkiyi kanından temizlenmesi için." Dedi hızla konuşarak.
Miran-"ev olmazmı?"dedi. Doktor 'hayır' anlamında kafasın salladı.
Saat 11:00
Miran kalma işleri için belgeleri hazır ediyodu. Bense Burakın kaldığı odanın camından Buraka bakıyodum. Sinirle Burakın düşdüğü bu hale düşünüyodum. Sonra bir sesle irkildim. Miranın sesiydi. Arkamı döndüğümde elinde ki kahveyi bana uzatdı. İlk önce yüzüne sonra ise elindeki kahveye bakdım. Allahım hangi dağda kurt öldü? Diye düşündüm. Sonra nazikce elindeki kahveyi alıp oturacaklardan birine oturdum sıcak kahvemden bir yudum aldım. Miranda yanıma oturdu.O gün öyle geçdi Burak uyanmamışdı. Amma doktorların bunun normal olduğunu söylemişti. Kanını serumlarla temizledikleri için canı yanmasın diye uyutmuşdular. Yorgun düşmüş başımı oturacağın kırağına koymuşdum.
Miran-"istersen seni eve bırakayım" diyerek ayaklandı.
Azra-"yok ben burda kalıcam. Burakın uyanmasını görmeden hiç biyere gitmem." Dedim.
Miran-"eğer korkduğun için diyosan adamlarım var orda kapının önünde durarlar."
Azra-"yok. Ben kalmak istiyorum"
Miran-"tamam sen bilirsin." Diyerek yerine oturdu.
Yeniden kafamı oturacağın kırağıns koyarak. Kendimi uykuya verdim. Yarı uykulu üzerime sıcak bi şeyin örtüldüğünü his etdim. Aldırış etmeden uyumaya devam etdim.
Umarım beğenmişsinizdir.♡♡♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çaresiz Kadın
Teen Fiction'Hayatı korkarak yaşamak, en büyük çaresizliktir!' İlk kitapım olduğu için yanlışlarım var af buyurun. Ama sonra ki kitaplarımı daha iyi yazmak dileyi ilee... Kitap final oldu! İlk defa mutlu son..