Saat 23:45
Burak uyumuştu. Bende hava almak için dışarı çıktım. Hava soğukdu. Kolları bir birine birleştirdim. Yavaş yavaş ilerlemeye başladım. Karşıdan gelen ses çok tanıdıkdı. İyice yakınlaşdım. Mirandı. Arkası dönük telefonla konuşuyodu.
~Telefon konuşması.
Miran-"evet yarın gelicez,odaları hazırlayın tek bir eksiklik olmasın" galiba gidicemiz yeri hazırlatıyodu. "Ben, Burak..." galiba kimle geliceğini sormuş. Çok merak ediyodum bana ne diycekdi? İsmimi söyler yoksa diye düşünüyodum ki cevap verdi "bir de hizmetçim" bir an 'dank' oldum. Ne bekliyodunki satın aldığım kızmı diycekdi.
Oradan uzaklaşdım. Hastanenin diğer tarafında olan banklardan birine oturdum. Ve kendimi derin düşüncelere bırakdım.
Babamla annem zaten beni sevmiyor beni satdılar, Yamana zaten gıcık oluyorum o farklıydı dedim ama sırf kendi gelirleri içindi o oyunlar. Eğer sahib çıkmak isteseydi beni Mirana satmazdı. Offf bahtıma bak arkadaş, şu koca dünyada bütün olaylar benim başıma geliyor. Ne malum Miranın beni satmıycağı? Acaba sonrakı sahibim kim olucak? Diye saçma düşüncelere kapılmışdım taki arkadan gelen bir sesle irkildim.
Miran-"Uyudumu?" Diye sordu yanıma oturdu. Öyle bir mesafeydiki iki kişi bile sığa bilirdi.
Azra-"hıhı." Diye kısa bir cevap verdim yüzüne bakmadan. Biliyodum bana anlamamışcasına bakdığını. İyimiyim diyede sormu-
Miran-"İyimisin?" Yüzüne ani refleksle bakdım. Çok komik olduğumuda biliyorum. Ben şaşkınca bakarken o kaşların çatmışdı. Sonra mal durumuna düşmiyim diye cevap verdim.
Azra-"s-sayılır." Dedim. Çünkü dünyada en sık kullanılan bir yalan iyi olmadan 'iyiyim' demek. Dediğim şey Mirana yeterli gibi başın onaylar gibi aşağı yukarı doğru salladı.
Miran-"yarın gidicez hazır ol yani olun, Burakıda sen hazırla hemşireler diğil" emr verircesine. "Saat 11:00 yola çıkıcaz."
Azra-"ş-şey sorun olmazsa bir şey sorucam?"dedim ürkek sesimle.
Miran-"sor."dedi tok sesiyle.
Azra-" nereye gidicez?" Dedim ürkek bakışlarımı gözlerine dikerek.
Miran-"Midyat'a"
Ne? Midyatamı? Olmaz! Hiç bir zaman gitmem ben o harabeye. Dedim içimi parçalayarak
Nedenmi?~ 05.07.2016~
Babam-"yürü! Yürü dedim sana!"Azra-"hayır baba ben istemiyorum!"
Babam-"sen istemesen o istiyor yürü!"
Azra-"yapamam baba lütfen anla, daha çok küçüğüm. Daha benim 15 yaşım var!" Demiştim çaresizce.
Babam-"o ağa oğlu! Babası AĞA!" demişti.
Beni sürükleyerek bir konağın önüne götürerek.Evet babamın beni satma işi çok eskiden daha ben doğmamıştan vardı.
Konağın kapısını açan görevliler bizi içeri saldılar. Ev ev diyil saraydı. Ama bunalar hiç biri benim umrumda diğildi. Biraz yürüdükden sonra bir odanın önünde durduk. Babam olası şahs kapıyı çaldı.
İçerden sertce gelen ses 'gel' dedi.
Babam kapıyı hızla açıp beni öne verdi. Korkarak içeri adımımı atdım. İçerde iki kişi vardı bir yaşlı diğeri ise genç bir erkekdi. Yaşlı yüzüme sertçe bakıyodu epey bir kasılmıştım. Yaşlı kişi işareyli beni önüne çağırdı. Gitmek istemesemde babam arkadan ilerlemem için eliyle itdi. Önüne geldim. Sert bakışlarını üzerimde gezdiriyodu. Yan tekli koltukda oturan genc oğlan ise tek kaşı kalkmış bana bakıyodu. Yaşlı kişi konuşmaya başladı.
Arif Ağa-" bumu gelinim?" Dedi tok sesiyle. Babam kafasın 'evet' şeklindi salladı."güzel kız."dedi yanındakı genc erkeye bakarak. "Dimi oğlum?" Oğluymuş..Ferit-"baba bak ben başkasın sevi-"
Lafın kesdi.Arif ağa-"kes! Sana bu hakda konuş demedim! Kızı beğendinmi?"
Oğlu bana acımışcasına bakdı. Benimde farkım yokdu.Ferit-"hayır!"dedi tek nefesde. Sonra ayağa kalkarak odadan çıkmak için kapıya ilerledi.
Babası oğlunun arkasınca bakarak..Arif ağa-"eğer sen bu kapıdan çıkarsan bu kız senin gibi sağ çıkmıycak!" Dedi sert sesiyle.
Oğlu anında durdu eli kapının kolundan çekerek bana döndü.Ferit-"özür dilerim.." ne?? Olmaz çıkamaz!
Ferit kapını sertçe açıb odadan çıktı. Arif ağa bana korkutduğum bakış atdı. Saniyeler içerisinde beni odadan sürtleyerek çıkaran görevlilere bakdım. Arkamda kalan babama yalvarırcasına bakarak..Azra-"Baba! Lütfen! Yardım et! Baba!" Beni duymamış gibi ağaya bakıyodu.
Beni bir odaya getirdiler. İçeri giren iki kişi birinin elinde bıçak diğerinin elinde sopa vardı. Korkudan geri geri ilerledim.
Azra-"yapmayın lütfen!"diye yalvardım. Yüzlerinden biliniyodu onlarda bu işi yapmak istemediğini.
Üzerime geliyodular. Gözlerimi hızla kapadım. Bana değen sopanın acısıyla acı çekerek bağırdım. Biliyodum haykırışlarım bütün konağı sarıcakdı,Ferit'in duyduğunuda biliyodum. Elindeki bıcağı boğazıma dayadı. Boğazımın acısıyla kesildiğini biliyodum. Yine bağırdım , elindeki sopa yine bana değdi ve bi kez daha sopa değdikce daha çok bağırıyodum. Ve bi kez daha değmesi gerekiyodu ama kapının sertce açılması nedeniyle durdular. Kapıyı açan Feritdi.Ferit-"bırakın kızı!"dedi emir vererek.
Adam-"ama Arif ağa.."
Ferit onu dinlemeyerek beni hızla çekdirerek odadan çıkardı. Yüzüne nefret edicisi şekilde bakdım. Eğilerek kulağıma..
Ferit-"özür dilerim."
O gün çok zordu Ferit beni babama vererek o konaktan çıkardı. Eve gelip babamın dayakınıda yemiştim acı çekerek gece geçirmiştim...Umarım beğenmişsinizdir♡♡♡♡
Okuyub bölümleri beğenin. Yorum yapmayı beni takip etmeyi unutmayın sizleri seviyorum♡♡♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çaresiz Kadın
Genç Kurgu'Hayatı korkarak yaşamak, en büyük çaresizliktir!' İlk kitapım olduğu için yanlışlarım var af buyurun. Ama sonra ki kitaplarımı daha iyi yazmak dileyi ilee... Kitap final oldu! İlk defa mutlu son..