5.Bölüm

101 60 45
                                    

Bu bölümde biraz ortalığı karıştırdım canlar sjjsjssjsjsjsj
🔥💧🍃⏪
Yeni bölümler gelecek merak etmeyin. Yorum yapmayı unutmayın.

"Senin için alevlerin arasına girdim, daha neyi kanıtlamam gerek Amber?"

Bana arkaşız diyen sen değil misin?

Birkaç saniye cevap vermemi bekledikten sonra konuşmaya devam etti.

"Sakın bana anlamadığını söyleme." Ne dememi istediğini nereden bilebilirdim. Söylememi istediği, benden duymak istediği bir şey varsa bana tam şu an bu ciddiyetle söyleyebilirdi.

"Teşekkür ederim, evimizi küle dönmekten kurtardığın için." demekle yetindim.

Dudağının kenarını ısırdı ve umursamaz bir surat ifadesi takınıp son cümlesini söyledi.

"Önemli değil, başka söyleyecek bir şeyin yoksa gidiyorum."

"Yok."

Böylesi daha iyi oldu.

Hem arkadaşız diyor, hem de gelmiş burada onun yüzünden çıkardığım yangını söndürüyor. Kendiyle çelişiyor resmen. Benimle oynamaya çalıştığını düşünmeye başladım.

Ufak bir moral bozukluğuyla başını salladı ve başını öne eğip yavaş yavaş oradan uzaklaştı.

"Amber neyin var? Neden bu kadar soğuk davrandın. Yanan evinize girdi ve yasak olmasına rağmen gücünü senin için kullandı. Bunun hiç mi anlamı yok gerçekten ? " gücünü kullanmasını ben istememiştim. Yine de mahalleliye yakalanmamış olması büyük şanstı gerçekten.

Küçük bir of çektim ve gözümü kararmış evimizin çatısında gezdirmeye başladım. Bu yangın benim yüzümden çıkmıştı ve onu söndürmesi gereken bendim.

"Ne olduğunu bilmiyorsun. Bu benimle ilgili bir sorun, kendimden nefret ediyorum. Bu evi yakan benim, ben yaktım... Neredeyse annemi öldürüyordum. Artık kendimi tanıyamıyorum. Ben bir canavarım, gücünü kontrol edemeyen bir aptalım sadece."

Konuştuklarımda ciddiydim ve bu duyduklarından sonra Ivory'nin benimle arkadaş kalmak istemeyeceğini bile umursamadan anlatmıştım. Gerçi, bir daha konuşmasak daha iyi olur. Ona zarar vermek istemiyorum. Bir daha anneme böyle bir şey yapmamam için ya da evi yakmamak için beni mutsuz eden, dengemi bozan kişilerle görüşmemem gerek bu yüzden Kelvin benim tanımadığım biri olarak kalacak. Böylesi daha iyi olur. Bunları düşünürken bir yandan gözümden akan birkaç damla yaş kendimi dahada suçlu hissettiyordu.

Korkmuş gözlerle bana bakan Ivory, beklemediğim bir anda ellerimi tuttu ve gözlerimin içine baktı.

"Bu senin hatan değil. Bu normal bir şey, benliğini kazanmaya başlayan herkese olur. Gücünün tehlikeli olması suçlu olduğun anlamına gelmez."

"Kendin söyledin işte, tehlikeliyim ben. Sana da zarar vermeden git burdan Ivory."

"Tehlikeli olan sen değilsin, iraden dışında sana bahşedilen sıradışı gücün. Bir kitapta okumuştum 'Tehlike senin olmaktan korktuğun şeydir' Seninle tanışmadan önceki zamanlar ne kadar yalnızdım tahmin edersin. Seni tanıdıktan sonra hayatımın ne kadar sıkıcı olduğunu ve senin gibi bir arkadaşa sahip olmanın sıradışı ve mükemmel bir şey olduğunu fark ettim. Bana yaşam enerjimi geri verdin, ailem gidince girdiğim ağır depresyon beni kendime zarar vermeye itiyordu. Birkaç kere neden onlarla ölmediğimi tek başıma sağ kaldığımı sorguladım. Hayat çok değerli bir şeymiş ben seninle anladım. Bunun benim için anlamını bilemezsin Amber. O yüzden kendini suçlamayı bırak. Sonsuza kadar arkadaş olacağımıza dair yıldızlara söz vermedik mi? "

Duygulandın, inkar etme...

Duyduklarımdan sonra ona sıkıca sarıldım. Yaşadıkları kolay değildi, bunu tanıştığımız gece fark etmiştim. Ama nedense ona sadık kalamayıp ilk hatamda gitmesini istedim. Arkadaşlık ona zarar gelmesini istememek kadar basit bir şey değilmiş. Onun kendine zarar gelebileceğini bildiği halde senin yanında kalmak istemesiymiş. Bu his başka bir şey, arkadaşlıktan daha fazlası bence. Samimiyet, fedakarlık, güven, sonsuz sevgi bunların gerçek anlamı benim için kardeşlik.

"Sen benim kardeşimsin Ivory. Teşekkür ederim... Seni bırakmayacağım, söz veriyorum. Yalnız kalmayacaksın."

Gözündeki yaşı sildi ve daha mühim sorunlarımız olduğunu hatırlatmak ister gibi başını bir kısmı yanmış olan eve çevirdi.

"Sanırım bir süreliğine size kalacak bir yer lazım. Aa aklıma harika bir fikir geldi. Bizim eve ne dersin?"

"Ama orası ailenin evi."

"Eğer burda olsalardı, bunu benim kadar isterlerdi bunun için endişelenme. Hadi annene haber ver, bu aralar bendesiniz. İstersen hep bizim evde birlikte yaşayabiliriz. Çok güzel olur, sence de öyle değil mi? Gerçek iki kardeş gibi olurduk."

Tebessümle cevap verdim.

"Gibisi fazla, kardeşiz zaten... Tamam, anneme haber vereyim ama sende gel. Az önceki olay yüzünden bana kızgın olabilir."

O sırada yanımıza telaş ve sinirle gelen annem anlamadığım bir halde suratıma okkalı bir tokat attı. Demek ki siniri geçmemişti. Ama bu hışım neydi, benden bu kadar mı nefret etmişti. İstemeyerek yaptığımı biliyordu ama neden herkesin içinde tokat attı, kendini küçük düşürdü.

"Hepsi senin suçun, evi sen yaktın! Hala burada durup nasıl gülebiliyorsun!"

"İstemeden oldu, neden bunu bana yapıyorsun! Her defasında gücümün utanılacak bir şey olduğunu hissettirip durdun. Gücümü saklamak için çok çaba sarf ettim. Artık bunun benim suçum olmadığını düşünmeye başladım. Bu kadar baskı yapmasanız belki gücümü kullanmaya olan zaafım olmayabilirdi. Seni seviyorum anne, sana zarar vermek istemedim evimize de.
Ama lütfen daha fazla bana kendimi suçlu hissettirme, bunu sen yaparsan dayanamam. "

" Tamam dur, herkes bize bakıyor. Gücünün ateş oluğunu bilmiyorlar yangını sen kek yaparken fırını açık unutmanın yüzünden çıktığını söyledim. O yüzden ses tonunu alçalt, beni utandırmayı kes."

"Yine aynı şeyi yapıyorsun. Benden utanıyorsun sen! Seni sevdiğimi kaç kere söylediğim halde sen bana bir kere bile söylemedin, bir kere. Bu kadar mı nefret ediyorsun benden. Gerçek annem olduğundan şüphe duymaya başladım."

"Sesini alçalt, duyacaklar."

"Yalan mı? Bana ne zaman beni sevdiğini söyledin!"

"Seni sevmedim Amber. Bu eve geldiğinden beri!"

Ne demek bu

"Ne demek istiyorsun sen?"

"Sen bizim kızımız değilsin hiçbir zaman da olamayacaksın."

Artık sabrımın taşmaya başladığı noktada aklımın sınırlarındaydım. İstemsizce sesimi yükselttim.

"Ne demeye çalışıyorsun, açık açık söyle!"

"Seni evlatlık aldık!"

Başımdan akan kaynar sular beni neredeyse bayılma noktasına getirmişti. Elimi zonklamaya başlayan başıma götürürken arkamdaki birinin beni kucakladığını birkaç saniye sonra fark ettim. Gözlerim kapanıyordu, kimdi bu? Ivory olamaz bu kadar güçlü değil? Annem sandığım kadın zaten karşımda duruyor. Babam zaten burada değil, keplerdan (dünyadan) haberi yok. O halde kim bu beni karmaşadan çekip çıkartan?
...

Devam Edecek

Oylamayı ve fikirlerinizi yazmayı unutmayın. Fikirleriniz benim için çok önemli canlarım. "Ajan H" Gizli Görev 3 geldi, göz atarsanız çok sevinirim. İyi okumalar 😊

⭐Kepler⭐ TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin