27. Bölüm ⭐Peşimde Birileri Var⭐

63 41 50
                                    

Sizlere uzun ve acayip içime sinen bir bölüm bırakıyorum. Amber'in hayatı ile ilgili gün geçtikçe daha çok bilgi sahibi olacağımıza bir işaret bu bölüm. Betimlemelerle dolu, merak içerikli ve emek kokan bir bölüm oldu, sizleri daha fazla sıkmadan hadi yeni maceramıza başlayalım!

⭐Peşimde Birileri Var⭐

"Sabah saat 07.00'de kapının önünde buluşalım. Yarın haftasonu tatili biliyorsun, Axel ve Ivory uyanmadan buluşsak daha iyi olur. Özel konuşmamız gerek. Tamam mı?"

Ne konuşacak ki bu benimle.

"Tamam. İyi geceler." mesajını da atıp gecenin 02.00'sinde uyumaya ve 07.00'de kalkmaya kendimi hazırladım. Gerçi beş saatlik uyku uyumama sebep olacak ve sabahın köründe kalkmam gereken ne anlatacak açıkçası pek de merak etmiyordum.

...

Gözlerimi hafifçe araladığımda saat henüz 07.03'tü. Kelvin'e verdiğim erken kalkma sözünü tutmak için alarm kurmuştum ve az önce resmen güne eksiyle başlamıştım. Alarmım sanki dünyanın sonu gelmiş gibi çalmıştı ve şükür ki yanımda Ivory uyumuyordu. İyi de nereye gitmişti bu kız. Yoksa koltukta uyuyamı kalmıştı. Hemen üstüme röpteşambır sayılabilecek bir ceket atıp odadan çıktım. Tahminim doğruydu, elinde tuttuğu telefon koltuktan halıya düşmüştü. Kendi ise üstü açık bir şekilde ağzından salya aka aka uyumuştu. Kalktığında üşütüp karın ağrısından gebermemesi için üzerine odadaki battaniyeyi alıp örttüm.Cidden bugün tersimden kalmıştım çünkü Kelvin beni sabahın köründe sıcak yatağımdan kalkıp röpteşambır giymeye ve ocak ayında kış uykumdan uyanmaya zorlamıştı. Umarım ciddi bir şeydir Kelvin'ciğim aksi halde kafanı etraftaki karların aksine ateşimle eritmek istemem.

Şifonyerin üzerindeki telefonumdan bildirim sesi gelince mesajlar kısmına girdim ve Kelvin'den gelen mesajı okudum.

"Uyandın mı?" mesajına ufak ve psikopatça bir tebessüm takınıp cevap yazmaya başladım.

"Uyandım. Günaydın."

"Günaydın. Kapıdayım." yazarken bile soğuktu. Neden böyleydi? Bu kadar mesafeli hissettirmek zorunda mıydı, Axel gibi azıcık cana yakın olsan ne olur Kelvin Brave?

Daha fazla karakteri için üzülmek yerine vakit kaybetmeden kapının önüne çıktım. Arkasını dönmüş ve derin bir nefes vermişti, bunu ağzından yükselen buharlardan anlıyordum. Henüz ocak ayıydı ve bu soğuk havada konuşmak için kapıma gelmişti. Daha fazla beklemden sessizce seslendim. Kimseyi uyandırmamak için sesim fısıltıyla çıkmıştı. Sesimle beraber arkasını döndü ve kapıya yaklaştı.

"Bu saate konuşmamızı gerektirecek konu ne çok merak ediyorum doğrusu. Önemli bir şey sanırım, öyle olmalı çünkü uykusuzluktan ölmek üzereyim." gizemli gözlerini üzerime dikti ve göz temasını kesmeden konuşmaya başladı. Mesafeli görünmeye çalışıyor gibiydi, zaten hep mesafeliydi. Hislerini gizlemekte çok iyiydi. Ne hissettiği anlaşılmıyordu, kızgın mı, endişeli mi ya da huzurlu mu anlayamıyordum. Çözülmeyen, yeni nesil bir matematik denklemi gibiydi.

"Amber. Dün aniden gittiğim için üzgünüm sana doğum günü hediyeni vermeyi unutmuşum." bana hediye vermek için mi beni bu saate uyandırmıştı. Eğer buna tav olacağımı düşünüyorsa... Çok doğru düşünüyordu.

"Gerçekten mi, keşke zahmet etmeseydin. Dün yaptıkların yeter, teşekkür ederim." dedim, büyük bir heyecanla. Ne vereceğini gerçekten çok merak ediyordum. Bu heyecanıma karşılık hala durgundu.

"Bunu ilk gördüğümde sen aklıma geldin. Ateşin sıcaklığı , gücü, zarafeti ve sonsuz sevgisi. Benim için seni temsil ediyordu, bu yüzden umarım taktıkça ne kadar güçlü olduğunu hatırlarsın Amber." elime uzattığı siyah takı kutusuna benzeyen hediye paketini aldım. Özenle paketlenmiş gibiydi. Heyecanla kutuyu açmaya çalışıyordum. Beni belli etmemeye çalıştığı bir tebessümle izliyordu. Buna karşın aklına aniden önemli bir şey gelmiş gibi beni durdurdu ve konhşmaya başladı.

⭐Kepler⭐ TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin