20. Bölüm ⭐Harabe⭐

78 47 20
                                    

Geldimmm, okuldan önceki son bölüme hazır mısınız?
Yarın tatilin bittiği ve okula devam ettiğimiz gün. Umarım bu seneyi en verimli şekilde geçiririz, iyi okumalar. Umarım beğenirsiniz. 😄💜🌷

⭐Harabe⭐

Cesaretimi topladım ve o kapıyı çaldım. Bu aralar stresten saniyeleri sayıyordum, yaklaşık 34 saniye sonra kapı açıldı.

"Amber, kızım. İyi misin kızım, seni çok merak ettik yanımıza gelmedin. Bir sorun yok değil mi?" yüzüme mesafeli ve asi bir ifade takınıp cevap verdim.

"Eşyalarımı almaya geldim, tekrar gideceğim."

"Amber, bir konuşalım. Lütfen, baban çok merak etti seni. Hatta arayım o da gelsin olur mu?"

"Konuşmaya ya da özlem gidermeye gelmedim, Eşyalarımı alıp çıkacağım." dişlerimin arasından konuşmuştum, beni sinirlendirmeyi çok iyi beceriyordu. Sertçe omzuna çarptım ve arkamdan konuşmalarını duymaksızın odama çıktım. Ne diyeceğini önemsemiyordum, gerçek ailem olmamasını da umursamıyordum. O gün bana tokat atmayacaktı, keplerımı (dünyamı) başıma yıkmayacaktı. Söyleceyecek söz yoktu, sözcüklerim tükenmişti ve Amber şu an konuşmak istemiyordu. Her şey çok açıktı, bunun nesini anlamamazlıktan geliyordu. Odamda elime geçirdiğim valizimi doldurmaya başladım,kumbaramı, kitaplarımı, defterlerimi, kalemlerimi, peluş ayıcıklarımı valize sokuşturuyordum. Kelvin sözümü duymayıp odama kadar çıkmıştı, gözleri yanan perdelerdeydi. Bu evde nereye baksam artık o yangını hatırlayacaktım, burada kalmak istemiyordum. Gözlerim dolmaya başlamıştı, arkamdan hâlâ konuşan kadın başımı ağrıtıyordu. Valizle işim bitince arkamı döndüm, inatla kollarımı tutuyordu.

"Kızım, gitme! Ben sensiz yaşayamam."

Sinirlerim tepeme çıkıyordu, ağzımın yayını gevşetmek isteyen oydu madem ağır laflarıma hazırlıklı olacaktı.

"Ben senin kızın değilim, bana çocuğun olmadığı için ve zorunda olduğun için baktın. Ailem için çok önemli olduğumu ve başka bir gezegenden geldiğimi biliyordun. Bunu bana söylemediniz, annem rüyalarıma girmese bana onları hatırlatacak hiç bir şeyim yoktu. Siz bunu bilerek yaptınız, sonsuza kadar burada senin ve akşamdan akşama gördüğüm babamın yanında kalacağımı mı sanıyordun. Size göre sadece ayak bağı oluyordum. Bir ay boyunca rahat etmişsindir, ne de olsa bakmak zorunda olduğun tehlikeli bir çocuğun yok."

Gözünden akan yaşlar beni susturmak içindi, vicdan azabı çektirmeye çalışıyordu. Ama artık ben eski Amber değildim, bunu kendi başarmıştı. Tebrik etmeliydim, beni delirtmişlerdi. Gözümden akan yaşların hesabını vereceklerdi, aynadan baktığımda gördüğüm harap olmuş Amber'i onlar yaratmıştı. Gözlerimin mor olması normaldi, ben melezdim ama bunun bile anlamını bilmiyordum. Kendimle ilgili her şeyi, beni ben yapan tüm özelliklerimi saklamışlardı. Kim olduğumu bilmiyordum, annemi babamı tanımıyordum, belki de gerçekte elftim, belki de aslında hiç doğmamıştım ve bunların hepsi bir kabustu. Olamaz mıydı, bunlar için bu kadar mı değersizdim? Eğer gerçek anne babam beni gerçekten sevseydi, rüyama girmekten fazlasını yapardı ve beni bulmaya gelip bu cehennemden çıkarırdı. Onlardan şüphe duymaya başlamıştım, gerçi kendi hakkında şüphe duyan biri başkaları hakkında ne duymazdı.

"Özür dilerim, her şey için."

"Buraya bu saçmalıklar için gelmedim, benim hakkında bildiğin başka bir şey varsa şimdi konuş. Sonra duyarsam senden daha çok nefret ederim. Sakladığınla kalırsın. Ha bu arada, bana bu zamana kadar lütfedip baktığınız için teşekkür ederim. Fazla ayak bağı oldum ama sakladıklarına sayarsın. " son lafımı da edip Kelvin'i ve valizimi koluma takıp odadan çıktım. Arkamdan ağlaması kesilmişti, sanırım şimdide kapıda babam vardı. Şükür ki evlatlık bile olmayan kızının evi resmi olarak terk etme törenine yetişmişti. Kaçırsaydı içine dokunurdu neyse ki birazdan duyacaklarına kalbi dayanabilirdi, akşamları içkili geldiği günlere saysaydı.

⭐Kepler⭐ TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin