29.Bölüm ⭐ Nicolas ⭐

75 29 63
                                    


Media: Naomi Scott ~ Speechless

Bu bölümü flz305 'e ithaf ediyorum.

Umarım beğenirsiniz. Oylayıp, yorumlarınızla günümü şenlendirir misiniz?

Muck muck

29.Bölüm ⭐ Nicolas ⭐

"Boyutlar arası kapıyı açabilenler: ruhani güçte periler, melezler, saf ateş perileri ve büyücülerdir. Bunun yanında boyutlar arası kapı oluşturan kişinin gözlerinde renk değişimi ve karakterinde keskinleşme görülür. Geçidi oluşturmak için herkesin farklı yöntemleri olabilir. Kimi elindeki bir yüzükle, kimisi el hareketiyle, kimisi ise sadece gözleriyle oluşturabilir. Şunu söylemeliyiz ki geçit bazı durumlarda tehlikeli olabilir ama genel olarak sadece boyutlar ve evrenler arası geçişi sağlar. Bu güç kötülerin eline geçerse tanrıya yalvarın çünkü çok büyük bir hata yaptınız demektir. "

Kapının aniden açılmasıyla ikimizde irkilmiştik. Ivory hızla bu garip kitabın kapağını kapattı. Galiba benim gibi o da okudukları karşısında şaşkınlık yaşıyordu. Ona geçit olayını söylediğim için pişman değildim, söylediğim için mutluydum lakin bulduğu bu kitap içime kurtlar düşürmüş ve içimi garip bir korku kaplamıştı. Evet, korkmaya başlamıştım. Bu kitapta yazanlar ve Kelvin'in söyledikleri birleşince aklımdan şu düşünce geçiyordu: Peşime düşenler kötü adamlar olabilir miydi?

"Kızlar, ne yapıyorsunuz? Gelsenize içeri yemek hazır, acıkmadınız mı hâlâ?" annem kafasının bir kısmını soktuğu kapıdan bize bakıyor ve şoktan sararmış yüzümüzü anlamaya çalışıyordu. Perdelerin ve havanın kapalı olması yüzümüzü gizliyordu belkide, aksi halde odaya dalıp ateşimiz olup olmadığına bakmaya çalışabilir ve ağzımıza ateş ölçer sokabilirdi.

"Tamam anne geliyoruz birazdan." birkaç saniye bize baktıktan sonra şüphelenecek bir şey bulamamış olmalı ki kapıyı yavaşça geri kapattı. Yatağın kenarına, yanıma yerleşmiş olan Ivory ile bakışmaya başlamıştık. Ne yapmamız gerektiği konusunda artık birlikte düşünecektik. Bu saçma durumla artık tek başıma başa çıkmak zorunda olmadığım için huzurlu hissederken hemen aklıma az önce okuduğumuz yazı gelmişti. Olanlar benim gözümde büyümeye başlamıştı, kendimi ya da etrafımdakileri ortaya çıkan garip güçlerim yüzünden tehlikeye atmak istemiyordum.

"Amber, sen yoksa büyücü müsün?" Zurnanın zırt dediği yerdeydim. Bir bu kalmıştı olmadığım, gerçekten. Bir büyücü olmam kalmıştı. Ben hayata ne olduğumu anlamak için mi gelmiştim acaba yoksa sadece kafayı yemek ve boşluktan aşağı düşmek için mi?.. Kimdim ben? Uzaylı, prenses, ateş perisi, melez, büyücü, güçlü bir ruh, amatör bir arkadaş, harlanan bir ateş, sönen bir ışık, ya da parlayan bir yıldız? Bunlardan hiç biri benim için uygun tanım değildi. Bana göre Ivory saçmalamaya başlamıştı. Büyücü olsaydım haberim olurdu herhalde. Annem belli babam belli şükürler olsun. Gücüm belli, aslıma bakarsanız belli değil. Tamam anladık, kendimle ilgili net olarak bildiğim tek ve iki şey ismimin Amber, en sevdiğim atıştırmalığınsa çikolata olduğuydu.

"Büyücü değilim ve bundan adımdan emin olduğum kadar eminim Ivory."

"Peki öyleyse, bildiklerimizi ve bilmediklerimizi yemekten sonra tartalım. Şimdi yemeğe gidelim. Beynim açlıktan çalışmıyor gibi hissediyorum çünkü." onlaylar gibi başımı salladım, bencede Ivory açtı. Yoksa büyücü olduğumu düşünmeyi bırakın aklından geçiremezdi. Ivory'i ve kafa uçuran düşüncelerini boşverip ayaklandım. O da beni takiben ayağa kalktı ve yavaş adımlarla odadan çıktık. Çarpılmış, bembeyaz, ifadesiz suratlarımızla yemeye geçtik. Annem bir şeyler anlatıyor bense kısa aralıklarla başımı sallayıp "Evet, aynen. Hı hı" gibi cevaplar veriyordum. Ivory muhabbete ısınmıştı, zaten sohbet etmeyi ne kadar sevdiğini bilirsiniz. Masada oturan kimse benim kadar düşünceli görünmüyordu. Zaten sadece üçümüz vardık.

⭐Kepler⭐ TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin