15. KARDELEN DİKENİ

67.6K 1.7K 3.7K
                                    

YETTİM ANAMMM.

Tamam bağırmayın geldik işte.

Çok heyecanlı ateşli bir bölümle bir deee.

Yıldız alayım.

İnstagram gelmeyen kaldı mı!!

>>> edayyllmz_

Emel müftüoğlu, Korkuyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Emel müftüoğlu, Korkuyorum

15. Bölüm

Bazı yaralar dikiş tutmazdı.

En büyük kanıtlarından biri belkide bendim. Belki de göğsümde, sadece iz olarak kalan ama o izin mânâsı derin olan yaraydı. O yara dikiş tuttu, peki ruhum? Ruhumun yaralarını dikerek iyileştirebilir miydim? O yaranın ruhumda bıraktığı izi de dikebilir miydim? Unutmak zordu, hiç bir şey olmamış gibi davranmaya çalışmak çok zordu.

"Söyle!" Diye bağırdı adam.

Ağır ağır kokan beyazlaşmaya yüz tutan sakalları bile sigara kokuyor, uçlarından sigara külleri orman gözlü çocuğun gözlerine giriyordu. Ruhsuzdu, ruhu bile ruhsuzdu.

Ruhsuzlaştırılıyor, hissizleştiriliyor, ve bunu normalleştiriyorlardı.

"Ölmek istiyorum." Diye fısıldadı, yeşil gözleri, yeşil yeşil damlalar akıtarak, yanaklarına çimenler döşedi. Kıvırcık saçları gözlerinin içine girerken bile çekmeye mecali kalmamıştı. Elleri soğumuştu, gerçi kimin umrundaydı? Kendisinin bile umrunda değildi.

"Yüksek sesle." Dedi adam sesindeki derin otoriteyi fısıltısıyla bile belli edip iliklerini sızlatırken.

"Ölmek istiyorum."

"Daha yüksek!" Diye bağırdı adam ayağa kalkarak, sandalyesi hızlı kalkışı yüzünden ters dönüp yeri boyarken ormanları yangında kalmış, kuşları böcekleri acı acı çığlık atmaya başlamış, zorla zor kurduğu saltanatı yavaştan yıkılmaya başlamıştı. Zaten dengesi yoktu, temeli bile sağlam olmayan devletini işgal ediyorlardı.

"Ölmek istiyorum!" Diye bağırdı bir hırsla gözlerinden düşen boncukları toplayıp hiddetle savurup. Sinirliydi, öfkeliydi, kaybetmişti.

O bu oyunun kaybedeniydi.

Ama bir oyunda olduğunu bile bilmiyordu.

HARESEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin