HEPİNİZE HELLOOOO
Yeni bölümlen kapınıza geldim tak tak tak.
Yıldıza bas ve yorum yap ulan yorum yorum hayalet okuyucum var resmen ayıp ya hâlâ mı ya be ya.
Lan bu bölümde on bin yorum istiyom lan.
(Şaka KAĞAJAKSĞSÖSPSO.)Mabel Matiz, Bir Hadise Var
26. Bölüm
Yorgun gözaltlarım onun dokunuşlarında hayat buluyordu. Sanki parmak uçlarında kar taneleri vardı ve benim gözlerimin altındaki kardelenler o kara muhtaçtı.
Ruhuma ilk başlarda yara açtığını, bunun hep böyle gideceğini düşünüyordum. Fakat bir zaman sonra gözlerinin yeşiline baktığım bu adam; Kanayan ruhuma elini bastırmış, kanamamı durdurmuştu.
Dizlerimin üstüne düşmemem için hep arkamda duruyordu, belki birilerinden korkmam gerekiyordu ama o varken buna imkan bile veremiyordum. Rüyalarımda da gerçektede zihnimin canlandırdığı tek bir oyuncu vardı. O da babamdı. Rolü canavardı ve ben o adamdan sürekli olarak korkuyordum. Bu bir yere kadar böyleydi, yeşil gözler rüyalarımı bile şekillendirene kadar bu böyleydi.
Hâlâ babamdan korkuyor muydum bilmiyordum ama, bazı sözlerinin aklımada kalbime de mıh gibi gömülü kaldığını biliyordum. Fakat ondan korkuyor muydum bilmiyordum, hepsi Yekta sayesindeydi. Dokunuşları hep bedenimde dolaştığından bedenim onu tanıyor zihnim ona kapılarını açıyor kalbim ona tüm odalarını veriyordu. Bu yüzden uyurken huzursuz olmuyordum, ya da uyanıkken.
Sanki babam ölmemiş olsa bana zarar vermek için gelse, Yekta onu tekrar tekrar toprak altına koyardı.
Bedenim inanılmaz bir hafiflemeye ev sahipliği yapıyordu. Kalbimin gün geçtikçe deli gibi onun adını haykırdığını biliyordum. Bir saniyeliğine gözlerini çekse elalarım özlüyor onu arıyordu. Bu çıkmaz bana korkutucu gelse de çok huzurluydu ve bana korkuyu vaadetmiyordu.
"Geçti mi bakayım?" Diye sordu bacaklarıma masaj yapmaya devam ederken. Büyük elleri bacaklarıma masaj yapmak için gayet güzel bir yoldu. Zaten avucunu kapatsa direkt olarak bacaklarımın nerdeyse tamamını sıkıyordu.
Eve gelmiştik, eve geldiğimizden beridir bacaklarıma, kasıklarıma, kollarıma masaj yapıyordu. Bizimkiler evde yoktu, ağlamam durmuş bense durgunlaşmıştım. Bacaklarım spor yüzünden karşısında titrek durunca dayanamamış, koltuğa oturmuştu ve beni bebek gibi hissettiren o pozisyona; Kucağına çekmişti.
Daha sonra üşümemem için üzerime ince battaniye örtmüş, battaniyenin içinden önüne gelen tüm eklemlerime masaj yapmaya başlamıştı. Bacaklarımın sızısı kendisini belli edemiyordu çünkü eve geldiğimizden beri elini asla çekmemiş tüm acıyı benden sökmek istercesine mesajlar yapmaya koyulmuştu.
Kucağında kımıldanıp, yanağımı göğsüne daha çok bastırdım. Onun kalbini duymak istedim, cenin pozisyonunda onun bedenine sığınmış bir durumdaydım.
"Geçti." Dedim mahmur sesimle." Yoruldun sen de, yapma artık." Diyerek bacaklarıma sarılan eline parmaklarımı örttüm. Uzun zamandır yapıyordu, yeterince yormuştum.
"Yorulmam ben," Dedi gözlerini devirerek. Çenemi göğsüne bastırarak başımı yüzüne kaldırdım. Yemyeşil gözlerinde kendimi cam misali görebiliyordum. Omzumdan battaniye kayınca elini ellerimden çekerek battaniyeyi geri omzuma sabitledi. Çenesini başımın üstüne bastırıp nefesini saç diplerime verince, nefesinin verdiği tatlı hoşnutluk tüylerimi dürtükledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HARESE
Teen Fiction"Kırılan dilden de, kalpten de sadece enkaz sesleri gelir dişi şeytan. Ayağa kalk ve o seslere kulak ver. Seni o seslerden başka kimse kucaklamayacak, ben bile." Aşkın ötesinde saplantılı, tutkulu ve tehlikeli bir aşk. Başlangıç tarihi: 18/07/2022 ~...