33. BİR YARA BİN MERHEM

23K 1.2K 1.6K
                                    

Hooooş gelmişseniz.

Evet aslında asıl olaylara girmiş bulunmaktayız. Sürekli bu bölümler gelse keşke diye ağlanıyodum valla.

Evet daha yeni başlıyor olaylar ne be.

Şaşırdınız de mi

Hadi kocaman kocaman öpüldünüz yatağa atılıp ellendiniz.

DURUN

eğer hâlâ beni instagramdan ya da wattpadden takip etmiyorsan aşk olsun...

YILDIZ!

Bir de yorumlar 💋

İnstagram: @edayyllmz_

Can Ozan, Ağlama Ben Ağlarım.

Can Ozan, Ağlama Ben Ağlarım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


33. Bölüm

İçimde oluşan inanılmaz ağrıtıcı ve kötü bir his tüm her yanımı bir duman misali sarmıştı. Gözlerimin önüne gelen geleceğimin çığlığı sanki bu anımda can buldu, korkuyordum ve bu korku kendimle alakalı değil, olacaklarla alakalıydı.

Beton ve Asaf Kırankılıç karşımdaydı.

Asaf Kırankılıç...

Yekta ona işkence ederken kaçmıştı, ya da kurtularılmıştı. Her ne olduysa bilmiyordum ama öncekine göre gayet sağlıklı iyi ve dinç görünüyordu. En son kemiği görünecek kadar kötü bir haldeydi, hatta Yekta botuyla o yeri ezdiği için kriz geçirerek bayılmış belki de ölmesine ramak kalmıştı. Yekta, ona bir yara açıyor bin tedavi ediyordu. Onu görünce korkar diye düşünmüştüm, travması tetiklenir sanıyordum ama Yekta bunca zamandır travmasını, öfkesini intikam olarak büyütmüştü. Bunu o gün gözlerinde gördüğüm kinden, dudaklarında oluşan acımasız gülümsemeden ve kahkahalardan anlamıştım. Şimdiyse Asaf hiç bir şey olmamış gibi karşımda duruyordu, sadece koltukaltında, koltuk değneği vardı. Onunla yürüyordu, ama sadece bir tarafta bir tane koltuk değneğiydi. Yeşile inanılmaz benzeyen ela gözleri üzerimde öfkeyle geziniyordu. Bir nevi Yekta'nın onu bulmasına sebep olan bendim. Hatta direkt bendim, Yekta zaten onu kaçıracaktı ama belki de zamanı vardı ve kaçmanın bir yolunu bulacaktı. Ki öyleydi zaten, kaçmayı düşünüyordu.

Sayemdeyse o gün Yekta tarafından güzel yakalanmıştı.

Şimdiyse karşımda en öfke dolu haliyle yüzüme bakıyordu. Karnımın içini kökünden sökecek gibi bir nefretle. Yutkunarak bakışlarımı bu kör edici nefretten çektim, Melek'e yaptıkları aklıma geliyordu ve aklıma geldikçe korkuyordum, bu adam küçücük bir çocuğa dokunmaktan çekinmemişti, benden mi çekinecekti?

HARESEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin