KÜL VE MAVİ(YALANCI TÖRE) +18

9. Bölüm TUTKUDAN DOĞAN ÖFKE

9. Bölüm tutkudan doğan öfke düzenlendi ✔️

Vote ve yorumlarınızı bekliyorum

Bu bölümde 18+içerikleri barındıran sahneler mevcuttur.

keyifli okumalar dilerim...

Genç kadın ensesinde ki nefesin sahibini adam daha kuzeni Mert'e "sen kimi nereye götürüyorsun ulan!" Diye bağırmadan çok önce tanımıştı. Hızla sırtını adama bastırdı ve Mirhan'a saldırmak için hazırolda bekleyen kuzeni Mert'in de göğüsüne avuçlarını yasladı. "Sakin olun lütfen bakın herkes bize bakıyor." Mirhan, vücudunun bütün kıvrımları ona yaslanmış kadının mükemmel kokusu ve kısık naif sesi sayesinde sakinleşmiş olsa bile Mihriban'ın avuçlarını adamın göğüsüne yaslaması ile öncekinden daha fazla sinirlenmiş hatta deliye dönmüştü."Mihriban bana senin efendi, zengin ve aklı başında bir adam ile evlendirileceğin söylenmişti. Umarım o kişi bu boğa gibi burnundan duman çıkartarak püsküren adam değildir." Mirhan adamın sözlerinin ardından öyle yüksek bir ses ile bağırdı ki mihriban korkusundan ona biraz daha yaslanmıştı Genç adam kadının bu hareketinden memnun bir şekilde hemen yanında durun kız kardeşi Rana'ya yöneldi ve iki avucunu sıkıca onun kulaklarına bastırarak, tekrar bonus kafalı iri yarı adama döndü. "Ulan dingil seni ters yatırıp düz siker sonrada boğa gibi kıçından teknelerim." Mihriban Mirhan'ın yaratıcı küfürünü duyduktan sonra, iki adamın arasında sıkışmış bir şekilde öyle yüksek sesle güldü ki. Mirhan ve Merti bırak, adamların kavgalarını izlemek için yerlerinden kalkan birkaç kişi bile kadına bakmıştı ciddi anlamda çok fazla siniri bozulmuştu ve şu durumda kahkahalarla gülmek dışında bir tepki veremeyecek durumdaydı."Allah rızası için şu kavgayı bırakın artık!" Genç kadın gülüşleri arasında kurduğu cümlenin ardından Mirhanı elinden tutarak kuzeni Mertten uzaklaştırdı. "Canım kuzenim beni düşünerek buraya kadar gelmişsiniz ama ne yazık ki girdiğim bu yolun geri dönüşü yok! O yüzden bu aileyi ve bu evliliği kabullenmek zorunda kaldım."

"Ama Mihriban biz düşünmüştük ki-"

"Ne düşündünüz Mert ben sizinle gelsem ve aşiretler Bedirhan'ın peşine düşüp, onu bulsa sonra da öldürse babam beni yaşatır mı sence? Peki düzinelerce Ağa'nın kararıyla mirhan ile evlenmem gerektiği kararlaştırılmışken kaçıp gitsem babamdan bile önce beni onlar bulup, öldürmez mi?"

"Amcam ile konuşurduk ve"

"Kendini daha fazla yorma mert sizi yarın Melisa ile Korhan konağına davet ediyorum. Sera ve songülü de alıp gel sonrada isterseniz düğünüme kalın isterseniz de erkenden gidin ama bu evliliğe Mani olmaya çalışmayın buradaki törelerin ne kadar katı olduğunu eniştemi hiç acımadan bir iftira uğruna sizin gözünüzün önünde öldürdükleri gün anladığınızı düşünmüştüm." Genç adam kız kardeşinden farksız gördüğü kuzenin sözlerinin ardından ona neşeden uzak hüzünlü bir şekilde gülümsedi. "Nazik davetin için teşekkür ederiz biz buraya seni almaya gelmiştik ama madem gelmeye niyetin yok o zaman yarın ilk otobüsle Mersin'e geri dönüyoruz." Mihriban Mert'in sözlerinin ardından ona sıkıca sarıldı ve yanağından öptü. "En azından düğün günü gelin olur mu?"

"Gelmeye çalışırız bal kız."

Mihriban başı öne eğik bir şekilde cafeden çıkan kuzenine gözden kaybolana kadar uzunca baktı. Mert onu almaya gelmiş ve yepyeni bir hayat yaşama şansı olduğunu söylemişti. Mihriban eğer onlarla giderse temiz bir sayfa açabileceğini teklif etmişti ama Genç kadın ve kuzenleri ile birlikte halasının yanına mersin'e gitmek yerine şuan elini sıkıca tuttuğu yakında müstakbel kocası olacak adam ile Mirhan korhanla kalmayı seçmişti.
Genç adam elini sıkıca tutmuş ve hüzünlü bir şekilde kuzeninin gidişini izleyen kadına baktı. Mirhan onun mert denilen adam ile gitmek için delirdiğini biliyordu ama korkuyordu eğer onlarla giderse Bedirhan'ın öldürüleceğini, kendisinin peşine düşüleceğini ve babasının onun canına kastedeceğini biliyordu. "Mirhan oğlum sen ne zaman geldin?" Mirhan bakışlarını masanın başında durmuş kendisini merakla izleyen, babannesine çevirdi.