18. Bölüm Benimsin düzenlendi ✔️
Vote ve yorumlarınızı bekliyorum
Keyifli okumalar ♡
Bu bölümde 18+içerikleri barındıran sahneler mevcuttur.
Denizin insanın ciğerlerine kadar işleyen tuzlu, tatlı kokusu birbirlerine sıkıca sarılan ve tutkulu bir şekilde öpüşen karı kocanın tenlerine işlerken,onların büyük aşklarına da şahitlik ediyordu. Mihriban bacaklarını kocasının beline biraz daha dolarken aynı zamanda büyük bir zevkle onun eşssiz öpüşlerine karşılık veriyordu. Bu adama aşıktı. Ondan kısa bir zaman dilimi dahilinde bile ayrı kaldığını düşünmek yüreğini sıkıştırıyordu. Ne zaman, nasıl ve hangi gün olduğunu bilmiyordu ama olmuştu işte! Yıllardır minnet duygusu içersinde olduğu ancak sevdiğini düşündüğü Şirwan dışında aşk ilişkilerine kapattığı kalbinin kapısını nihayet sonuna kadar açmış ve benliğini bütünüyle Mirhan Korhan'a sunmuştu.
Mirhan karısının dudaklarını son bir kez daha aşkını belli edercesine uzunca öptükten sonra, ondan ayrıldı ve nefes nefese kendisini seyreden kadının kusursuz yüzünün her detayını aklına kazımak istercesine izledi. Bu afitap kadın tümüyle ona aitti. Mihriban Mirhan'ın hayatında artık bir elzemdi. Genç adam, Onun kokusuna hissetmeden, güzel gülüşünü görmeden ve tatlı sesini duymadan, birgün bile geçiremezdi artık. Bu kadını hissetmeden geçen hergün onun için sayısız zaman dilimi boyunca işkence görmekle aynı kefedeydi. Mirhan karısının bakmaya doyamadığı gözlerini öptü ve "İki gözüm" diye fısıldadı. Tümüyle ona ait karısı kısaca göz kapaklarını yumduktan sonra, derince bir nefes aldı. Bal kahvesi gözlerini Tekrardan kocasının akşam karası gözlerine sabitlerken, yanağındaki tatlı, küçük gamzesini gösterecek şekilde gülümsedi ve dudaklarını araladı.
"Desem ki vakitlerden bir nisan akşamıdır,
Rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor,
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,
Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim,
Senden kopardım çiçeklerin en solmazını,
Toprakların en bereketlisini sende sürdüm,
Sende tattım yemişlerin cümlesini."Genç kadın Cahit Sıtkı Tarancı'nın en sevdiği şiirlerinden birinin ilk mısrasını kocasının gözlerinin içine bakarak, okurken, ömrü boyunca hissetmediği duyguların esiri olmuş durumdaydı. Birbirlerine olan aşklarını kelimelerle ifade edebilecek aşamayı çoktan geçmişlerdi. Gözleri bile artık birbirlerine karşı hissettikleri duyguları, aktarmakta güçlük çekiyordu. Genç adam, karısı sevdiği şairlerden birinden, tümüyle ezberinde olan bir şiir okuyunca tıpkı onun gibi gülümsedi ve şiirin ikinci mısrasını karısının minik kulaklarına sıcacık bir şekilde okumaya başladı.
"Hava kadar lazım,
Ekmek kadar mübarek,
Su gibi aziz bir şeysin;
Nimettensin, nimettensin!
Desem ki…
İnan bana sevgilim inan,
Evimde şenliksin, bahçemde bahar;
Ve soframda en eski şarap.
Ben sende yaşıyorum,
Sen bende hüküm sürmektesin.
Bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
Rüzgârlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber."Mihriban kocasının erkeksi sesiyle kulağına fısıldadığı şiirin ve sıcak nefesinin onda bıraktığı etki sebebiyle ayak parmaklarına kadar titredi. Bir insanın bir insana bu kadar kısa zamanda böylesine delice aşık olması mümkünmüydü sahi? Mümkün değilse bile birbirine canlarını feda edecek kadar aşık olan bu tutkulu çift bunu başarmıştı. Genç çiftin, şiirin ikinci mısrasınında bitmesi ile birlikte tekrar bakışları buluştu. Mihriban avuçlarını sevdiği adamın kusursuz yanaklarına yaslarken, onun hafifçe uzamış sakallarının verdiği hissiyat sebebiyle kadınlığının sızladığını hissetti. Kocası dolgun dudaklarını aralarken, Mihribanda ona eşlik etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜL VE MAVİ(YALANCI TÖRE) +18
Literatura FemininaYalancı töre serisinin ilk kitabı Giriş notu; Hikayemde 'berdel' adı altında bir kadının zorla sevmediği bir adam ile evlendirilmesi, küfür, şiddet ve cinsel içerikli ögeler bulunmaktadır. Rahatsızlık duyacağınızı bildiğiniz kitaplara kötü yorumlar...