18

455 37 22
                                    

Ed Sheeran~Photograph

"Seni görünce diyorum
beni sonsuz maviler alıyor
İki kentin buluşmasıdır dudaklarımız.
Yıldızlar parlıyor
Yaklaşsana biraz daha."
(Ersin Aytemiz~Denemeler)

Dalga sesleri arasına bizim gibi güneşi fırsat bilip sahile inen insanların sesleri karışıyor. Sohbet edip gülüşüyor insanlar. Gözüm yaşlı bir çifte kayıyor. El ele yürüyorlar sahilde, arada aşkla bakıyorlar birbirlerine; gözlerinden anlıyorum. "Jeongguk?" diyorum mayışmış sesimle. "Efendim." diyorsun parmaklarını saçlarımda gezdirmeye devam ederken.
"Sence biz de böyle olur muyuz? Birlikte yaşlanır, aşkla bakmaya devam eder miyiz birbirimize?"
Başımı yaşlı çiftten alarak sana çeviriyorum, imrenerek bakıyorsun yaşlı çifte. Sonra bana çeviriyorsun bakışlarını, gülümsüyorsun. Yüreğim sıcacık oluyor, hissediyorum.
"Nefes aldığım her gün seni seveceğim Taehyung, her yeni güne uyandığımda ve her gün bitişinde... Bir gün beni sevmeyi bıraksan dahi seni sevmeye devam edeceğim. Ve evet, sana her daim aşkla bakacağım."
Ve eğilip alnıma dudaklarını bastırıyorsun. Bu hareketin gözlerimi kapatmama sebep oluyor ve aynı zamanda söylediklerini düşünüyorum. Seni sevmeyi bırakabileceğimi düşünüyor olman huzursuz ediyor içimi ve gözlerinin içine bakarak konuşuyorum.
"Seni sevmeyi bırakmak mı Jeongguk? Böyle bir şeyi bir daha düşünmeni istemiyorum. Seni sevmeyi bırakmak demek, kalbimi yerinden söküp atmak demek Jeongguk."
Saçlarımda dolaşan elini tutuyorum ve sol tarafıma, tam kalbimin üzerine koyuyorum.
"Bana ne hissettiğini söyle."
"Sadece seni hissediyorum."
Cevabına gülümsüyorum ve elimi yüreğimin üzerindeki elinin üzerine koyduktan sonra konuşuyorum.
"Bu kalbin attığı her gün;elinin altında hissettiğin bu hareketlilik devam ettiği her gün, her saat, her dakika, her saniye seni sevmeye devam edeceğim. Ve her yeni günde daha fazla..."
Gülümsüyorsun, gamzelerin derinleşiyor. Hızlıca başımı dizlerinden kaldırarak tam karşında bağdaş kuruyorum ve işaret parmaklarımı gamzelerine gömüyorum. Bu hareketim daha fazla güldürüyor seni.
"Taehyung napıyorsun?" diyorsun gülüşlerinin arasından.
"Sadece küllerim buraya sığar mı diye kontrol ediyorum." diyorum. Kaşlarını çatıyorsun hızlıca, gamzelerin kayboluyor.
"Saçmalama Taehyung!" Sesin oldukça sert çıkıyor. Ellerimi yanaklarından çekiyorum ve beklemediğin anda belinden tutarak yere yatırıyorum seni. Ardından karnından ve boynundan gıdıklamaya başlıyorum. Gülüşlerinin arasından durmamla ilgili bir şeyler söylüyorsun ama umurumda dahi olmuyor. "Demek sinirli Jeongguk böyle oluyor." diyerek gıdıklamaya devam ediyorum. İki bacağımın arasına aldığım vücudun kıpırdanıp kurtulmaya çalışırken bir anda bacağımdan tutarak beni düşürüyorsun ve hızlıca üzerime çıkarak bu sefer sen gıdıklamaya başlıyorsun. Artık nefes alamayacağımı düşündüğüm anda kesiyorsun gıdıklamayı ve üzerimden inerek yanıma uzanıyorsun. Alınlarımız birbirine değecek şekilde derin soluklar alıp vererek gülmeye devam ediyoruz. Gözlerimin içine bakıp gülümserken hızlıca yaklaşıyorum ve dudağına küçük bir öpücük bırakıp geri çekiliyorum.

Nefeslerimiz hâlâ tenimizi okşarken, en güzel gülüşlerini bana sunarken; hep böyle mutlu kalmayı diliyorum. Hep böyle bakalım birbirimize, hep böyle gülelim istiyorum.

Gözüme ilişen saç tutamımı parmağınla kulağımın arkasına sıkıştırıyorsun. Ardından ise yüzümde gezdirmeye başlıyorsun, daireler çiziyorsun tenimde.
"Taehyung?"
"Hımm?" diyorum sessizce, senin gibi parmaklarımı yüzüne çıkartıyorum.
"Bazen gerçek olup olmadığını sorguluyorum. Senle böyle olmak, senin beni sevmen... Birkaç gün öncesine kadar imkansız geliyordu bunlar ama şimdi yaşıyorum bunları. Sen yanımdasın, beni öpüyorsun, bana beni sevdiğini söylüyorsun ve bazen rüya olup olmadığını sorgulamadan duramıyorum. Ya da beynimin oluşturduğu yeni bir gerçeklik..."
Parmaklarım teninde dolanıyor, beninin etrafında daireler çizmeye başlıyorum ve söylediklerini düşünüyorum. Bana da her şey rüya gibi geliyor, bazen gerçekten var olup olmadığını sorguluyorum ama dokunuşların, kokun, bakışların, gülüşün, dudakların... Hepsi ziyadesiyle gerçek hissettiriyor kendisini ama yine de emin olamıyorum. Anne ve babamın vefatından sonra bir süre annemi hissediyordum, görüyordum. Senin kadar gerçekçi değildi ama yine de hissediyordum ve bu beni çok korkutuyor Jeongguk. Gözlerim doluyor, saklamaya çalışıyorum ve derin bir nefes alıp geri veriyorum.

"Eğer bir rüyaysa tüm bunlar; dudakların, dokunuşların, gülüşlerin, kokun ve sen... Bu rüyadan uyanmak haram olsun bana Jeongguk."

***

Hava kararıyor, güneş yerini aya ve yıldızlara bırakıyor. Hafif esen rüzgâr okşuyor tenimi, bir de senin nefeslerin...Sahilde ikimizden başka kimse kalmamış, sadece dalga sesleri dolduruyor kulaklarımızı ve ben gözlerimi kapatmış sana şarkı mırıldanıyorum.
"Taehyung bak hemen, yıldız kayıyor!"
Şarkıyı bitirmek üzereyken duyduğum sesinle hızlıca açıyorum gözlerimi ve parmağınla işaret ettiğin yöne bakıyorum ama göremiyorum, geç kalıyorum.
"Göremedim." diyorum, sesim yıldızı yakalayamadığımdan düşük çıkıyor. Hemen bana dönüyorsun, gökyüzündeki bütün yıldızlardan daha fazla parlayan gözlerinle.
"Olsun, artık başka zaman." diyerek teselli etmeye çalışıyorsun beni. Sen bu şekilde bana bakarken teselli olmamam mümkün değil zaten.
"Hadi dilek tut!" diyorum heyecanla. Sonra sen de aklına yeni gelmiş olmalı ki "Unuttum dur!" diyerek ellerini burun hizanda birleştiriyorsun ve gözlerini kapatarak bir süre bekliyorsun. Ben içimden ne dilediğini merak ederken sen sonunda gözünü açıyorsun ve gülümseyerek bakıyorsun bana. Dayanamayarak soruyorum.
"Ee ne diledin?"
"söylersem gerçekleşmez ki ama." diyorsun. Ben ısrar etmiyorum ama içten içe merak de ediyorum. Sonra birden yaklaşıyorsun ve elinle ağzını kapatarak kulağıma fısıldıyorsun.
"Tek dileğim sensin."
Kulağımdan çekildiğinde işaret parmağını dudaklarıma bastırıyorsun ve "şşşş." diyorsun. Ardından yavaş yavaş çekiyorsun parmağını dudaklarımdan, yüzün hâlâ fazlasıyla yakın duruyor yüzüme. Bakışlarımı kontrol edemiyorum, dudaklarına kayıyor. Öpmek istiyorum, dudaklarımla imzalamak istiyorum dudaklarını. Yaklaşıyorsun usulca, burunlarımız birbirine değiyor ve gözlerin bir süre gözlerimde oyalandıktan sonra tekrar dudaklarıma kayıyor. Ardından dudaklarını dudaklarıma birleştiriyorsun, kalbim çok hızlı atmaya başlıyor. Bir elimi beline, diğerini ise saçlarına yerleştiriyorum refleksle. Dudaklarını araladığında dilimi hızlıca ağzının içine sokuyorum ve parmaklarım saçlarını çekiştiriyor. Dalga seslerine öpücük seslerimiz karışıyor. Kendime engel olamayarak alt dudağını ısırıyorum, inliyorsun ağzımın içine. Canını acıttığım için çekileceğim sırada izin vermiyorsun. Daha sert öpüyorsun dudaklarımı ve ağzımın içine küçük bir gülümseme gönderiyorsun. Dudaklarımızı ayırmadan yerinde kıpırdanıyor, kucağıma oturuyorsun. Dudaklarından yavaş yavaş aşağı iniyorum ve boynunda oyalanıyorum bu sefer. O sırada boynunda da bir benin olduğunu fark ediyorum, gülümseyerek son bir öpücüğümü beninin üzerine bırakarak ayrılıyorum. Burunlarımız birbirine değecek şekilde hizalıyorum yüzümüzü ve nefeslerimin arasından konuşuyorum.

"İşte bunun gerçek olmama ihtimali yok."

Of ben kim kiss sahnesi yazmak kim ya
boyumdan büyük işlere kalkışıyorum

🙋‍♂️🙋‍♂️🙋‍♂️

LAVINIA| taekook √Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin