James Arthur~Medicine
"Seni saklayacağım inan
Yazdıklarımda, çizdiklerimde,
Şarkılarımda, sözlerimde..."
(Özder Asaf)Nerede olduğumu bilmiyorum; üzerimde kollarımı hareket ettirmemi engelleyen bir gömlek var ve bulunduğum odada bir yatak, bir de lavabodan başka bir şey yok. Ne olduğunu anlamaya çalışıyorum, korkuyorum. Sonra seni görüyorum.
'Jeongguk?'Hiçbir şey söylemeden sadece izliyorsun beni, yanlış bir şey mi yaptım diye düşünüyorum.
'Jeongguk ne yapıyorsun burada, neresi burası?'
Sanki söylediklerimi duymuyorsun, sanki sesim çıkmıyor gibi. Gözümden engelleyemediğim bir damla yaş süzülüyor, son bir çare tekrar ismini sesleniyorum ve yanına gelmek için adımlıyorum ama ayağımdaki zincirleri fark etmemle duraksıyorum.
Ne oluyor, neden buradayım, neden hareket edemiyorum?
"Taehyung..." diyorsun ve sonunda sesimi duymuş olman gülümsememi sağlıyor. Yavaş adımlarla yaklaşıyorsun yanıma, yüzümü avuçluyorsun. Ellerin bir süre yüzümde dolanıyor. 'Beni unutman lazım."
Ne demek istediğini anlamıyorum, sadece başımı reddedercesine sallıyorum iki yana ve göz yaşlarım ardı ardına akıyor.
'Taehyung Jeongguk diye biri yok, ben yokum, sadece bilinç altının oluşturduğu bir kişiyim ben.'Kafamı koparacak gibi sallıyorum.
'hayır, hayır, hayır!' Tekrar avuçlarının içine alıyorsun yüzümü, kafamı sallamamı engelliyorsun.
'Taehyung beni unutman lazım.'
'Jeongguk ne diyorsun sen, niye böyle konuşuyorsun?'Sorumu hiç duymamış gibi ellerini yüzümden çekiyorsun ve arkanı dönerek kapıya ilerliyorsun.
'Jeongguk nereye gidiyorsun?'
Hiçbir tepki vermeden yürümeye devam ediyorsun ve sonunda kapıya ulaştığında kulpu indirerek arkana dönüyorsun.
'Taehyung beni unutman lazım.'"Jeongguk!"
Ter içinde uyanıyorum, yanaklarımın ıslaklığını fark ediyorum ve ağladığımı anlıyorum. Etrafa bakınıyorum nerede olduğumu anlamaya çalışarak, karanlık yüzünden bir şey göremiyorum ve gece lambasını yakıyorum hızlıca. Odamda olduğumu anladığımda biraz da olsa rahatlıyorum. Hızlıca telefonumu komodinden alarak kilidini açıyorum. Ekran ışığı gözlerimi acıtsa da umursamadan hızlıca sohbetine giriyorum.
Sevgilim:
uyudun mu?
(01.23)Tavşan'ım:
lavaboya kalkmıştım
bir şey mi oldu
sen neden uyumadın
(01.27)Sevgilim:
görüntülü arayabilir miyim
görmem lazım seni
(görüldü)
Mesajımı gördüğün anda telefonum çalıyor, hızlıca açıyorum. Yüzünü gördüğüm anda içim ferahlıyor, derin bir nefes alıyorum.
"Taehyung ne oldu? Korkutuyorsun beni."
Sesin fazlasıyla telaşlı çıkıyor, bir yandan da kısık sesle konuşuyorsun evdekiler uyanmasın diye olduğunu tahmin ediyorum.
"Kâbus gördüm, seni görmem lazımdı." diyorum, sesim çatallaşıyor.
"Ağladın mı sen, gelmemi ister misin sevgilim?"
Gel desem kalkıp hızlıca geleceğini biliyorum ama "Hayır, sadece görmek istedim seni." diyorum ve gülümsüyorum. Bu saatte uykundan almam yetmiyormuş gibi bir de seni evime getiremem diye düşünüyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LAVINIA| taekook √
FanfictionAşkın matematiği farklıdır Lavinia, ikiden bir çıkınca sıfır kalır.