Nerde Bu Güneş mk

25 5 57
                                    

-zehra pov's

Gözlerimin içi acıdan yanıyordu resmen. Tamamen göz sağlığımdan kaynaklıydı. Asla sağlıklı bir insan olmamak hayatı çok zorlaştırıyordu.

Hayatım ev ve okul arasında geçtiği için yine erkenden uyandım. Aslında evim okula yakındı fakat okul saati çok erkendi. Bende erkenden kalkıp okula gitmek üzere hazırlandım. Hava o kadar karanlıktı ki 'nerde bu güneş amk' diye düşünmeden edemiyordum. Sabah olmamış gibiydi ve bende gecenin bu vakti okula gidiyordum. Kahvaltımı yaptım ve durağa yürüdüm. Okula vardığımda yine sınıfa ilk ben gelmiştim. En arkada olan sırama oturdum ve kulaklıkla müzik dinleyerek kafamı kollarım arasına kapattım. Henüz uykum açılmamıştı ve her an uyuyabilirdim. Bir kaç dakika sonra Merve ve Betül Büşra gelmişti. Sınıf dolmaya başladıktan sonra da İkra, Tuba ve Betül geldi.

İlk ders neydi onu anlamadım bile. Ders boyu uyumuştum. Teneffüste yemek yedik ve hâla açlığımız gitmemişti.

5. Derse girmiştik ki Din Kültürü dersimizdi bu ve Esra hoca gelmişti sınıfa. Bu dersi zaten hep çok saçma bulmuşumdur. Öğrencilerin dinini sormaksızın dinler hakkındaki kurallar ve uygulamalar dayatılıyordu. Okulumu ne kadar sevsem bile sistem aynıydı her yerde.

Bu derste çok ayıktım çünkü konu ne zaman İkra'nın ters düştüğü bir yere gelse sınıfta tartışma çıkıyordu. Bizde İkra ile sürekli bu tartışmalara giriyorduk. Ne yazık ki Esra hoca lafı ağzımıza öyle bir tıkıyordu ki İkra her seferinde heyecanlanıp savunmasını yapamıyordu. Onun bu hallerine hepimiz gülüyorduk çünkü aynı hatayı hep yapıyordu.

Daha sonra Almanca dersimiz vardı ve bu dersten öyle nefret ediyordum ki ilgimi ders boyu kitap okumaya verecektim. Kitabımı tatlı tatlı okurken birden dersin hocası yanımda bitti. Hemen kitabımı kaldırdım.  Ama ısrarla kitabımı görmek istedi. Okuduğum kitap bir genç kurgu kitabıydı ve kapağı rengarenk konusu ve içeriğini yansıtır şekildeydi. Hoca kitabımın boş olduğunu ve bu kitabı okumamam gerektiğini söyledi. Çünkü bu kitabın bana bir yararı olmazmış. Neyseki fikirleri önemsizdi. Kitabımı bana geri vermeyince hocadan ısrarla kitabımı istedim. Bana geri verdi kitabımı ve
"Senin uyum sağlayamadığını düşünüyorum. Uyumsuzsun. Rehberliğe yönlendireceğim" dedi. O an şok olmuştum çünkü kendini ne sanıyordu bu kadın.

Neyse sakin ol.

Haftanın son günü olduğu için yarın okul yoktu ve buna sevinmiştim. Hep beraber okuldan çıktık fakat Betül Büşra ve Merve bizden ayrıldı. Vedalaştık.

İkra kendini kısacık yolda bile sağa sola attığı için kolundan tuttum yoksa her an bir ambulans gelip ikrayı ezebilirdi. Ölsün istemezdim.

Betül ve Tuba ile durakta otobüs beklemeye başladık. Sonra Tuba bize bir animasyonun fragmanını izletti durakta. Daha sonra otobüs geldi ve evlerimize gittik.

Eve geldiğim gibi geri gitmek istedim çünkü kardeşlerim evdeydi. Normalde benden sonra okuldan çıkarlardı ama bugün öyle olmamıştı.
Evdeki varlıklarını asla ama asla en yüksek ses düzeyinden azıcık bile sessiz sürdüremedikleri için bir tık kafam şişiyordu ve bu beni sinir hastasına çevirmişti zamanla. Odamdaki kapı kapalı olmasına rağmen seslerini çok net duyuyordum. Dayanamadım ve odamdan çıktım. Yanlarına gittiğimde üst üste binip boğuşuyorlardı.

"Ne yapıyorsunuz?" diye sinirle sordum.

"Hay.."

"Hayvancılık oynuyoruz" diye cevap vermişti kardeşim. Canım kardeşim.

Sinirle kahkaha attım.

"Gerizekalılar" diyerek tekrar odama çekildim.

Yarın okul yoktu ve çok mutluydum bu yüzden.
Telefonumu elime aldığımda farklı sohbet gruplarından 700 yeni mesaj vardı. Yaşasın.

Bu ışıltılı hayatı ben seçmedim askimWhere stories live. Discover now