lost in the moment

825 117 202
                                    




18

"Seungmin.. Ne işin var burada?" Dediğimde göz temasımızı hiç kesmemiştik. İkimizin de ifadesiz yüzleri birbirine bakarken sadece yüzlerimize bakmadığımızı hissediyordum. Ben onun içine bakıyordum, o da benimkilere

Eğer biriyle yeterince vakit geçirirseniz tüm gözlerinden ruhunu okuyabilirsiniz. Çoğunun da kabul ettiği bir gerçek var ki gözler gerçeğin aynasıdır. Duygusal olarak zorlandığımızda dolar gözlerimiz. Aşık olduğumuzda kocaman olur. Ağlayacağımızda dolar, kırıldığımızda kararır.. Ne kadar mutluysak o kadar ışıldar irislerimizin içi..

Bundandır ki insan hatalı olunca en çok gözlerini kaçırır. Juliet'in gözlerinde göreceğinden korktuğu için aşk itirafını gözü kapalı yapar Romeo..

Bundandır ki gözler ruhun aynasıdır. Birinin ruhunun parçalandığını onun gözlerinde görebilirsiniz.

Seungminin de koridorda minho ona kaşlarını çatarak bakarken minhoyu umursamayıp benim gözlerime kitlenmesinin sebebi buydu. Önceden gözlerimin içinde görmüştü içimin ne kadar kırıldığını ne denli onun yardımına ihtiyacım olduğunu şimdi ise elini uzatmadığı için pişmanlık duyuyordu. Ama ben ona kızgın değildim. Ona kızcak hakkı kendimde göremiyordum.

"Bana ayıracak zamanın var mı jisung?" Diye o dayanamadığım yavru bakışlarıyla sorduğunda onu ne kadar özlediğimi tekrar düşündüm. Uzun zamandır hissetmediğim arkadaş özlemi artmıştı onu görünce

Ama normal değil miydi çocukluğumuzdan beri beraberdik biz.

"Hayır konuşamazsınız jisung benimle sahne önüne geliyor çünkü." Diye araya giren minhoya söndüğümde hala öfkeyle seungmine baktığını gördüm. Hatta her an kalkıp yumruklayabilirdi. Neden bu denli öfkeli olduğunu anlayamazken Seungmin hala bana kitlenmişti. Sanki kasıtlı olarak minhoya bakmamaya çalışıyor gibiydi.

"KONSERİMİZ YAKINDA BAŞLAYACAK LÜTFEN TÜM SEYİRCİLER BAHÇEYE GELSİN" diye yapılan anons bizi bölerken yanımdaki minhonun bakışları bir an olsun eski arkadaşımın üzerinden çekilmemişti.

"Seninle konuşmuyorum minho," Seungminin minhoyu tanıması mı daha garipti yoksa genelde zaten kaba olan seungminin minhoya karşı ayrı kaba oluşu mu?

"Neden benimle konuşacak yüzün yok mu yoksa Kim Seungmin üzgünüm yoksa benimle oynayan eski sevgilim mi demeliyim.." dediğinde ben afalladığı her halinden belli olan seungmine bakıyordum.

Eski sevgilim demişti minho. Ben minhonun birinden hoşlandığını görmemiştim ama seungmine karşı konuşurken sesinde önceden ne kadar kırıldığı belli oluyordu.

Dahası seungmin bundan altı ay öncesine kadar en yakın arkadaşımdı. Neredeyse 10 yıldır tanıdığım çocuğun ilk kez kasıtlı olarak yüzleşmekten kaçtığını görüyordum.

Ne kadar yüzleşmekten kaçıyorsa o kadar bunu yüzüne yansıtmaktan çekindiği belli oluyordu. Dışarıdan demir gibi duran kaskatı suratı hiçbir duygu emaresi göstermiyordu.

Ben ondan gelecek yanıtı beklerken Seungmin giydiği yeşil kazağın kollarını parmak uçlarına kadar çekti ve önleri mora boyalı olan saçlarını alnına doğru itti. Tam konuşacaktı ki ortamı felixin sesi böldü.

"İşte geldim jisung birileri galiba kabinde yiyişiyordu geç kaldım o yüzden." Ortamdaki bıçakla kesilecek havayı sezdiğinde gözleri tek kaşını kaldırıp bize doğru meydan okuyan bakışlarla bakan seungmine döndü.

Seungminin büyük ihtimalle benimle konuşmaya geldiğini tahmin eden akıllı arkadaşım Felix, üstün oyunculuk yeteneğiyle minhoya doğru adımladı.

another day maybe never ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin