S

1.9K 212 83
                                    



Sabahın erken saatlerinde ekim ayazı içime işlerken ince ceketimle yürüyordum. Kulağımda kulaklığım, yaramı kapatan kahverengi perçemlerim, asık yüzüm. Önceden elimde sigara en yakın arkadaşlarımla yürüdüğüm bu yolları tek başıma yürüyordum son altı aydır olduğu gibi yalnızdım. Yine ve yeniden.

Dün gece gelen son mesaja yanıt vermemiştim Bay Ölemezsin ise fazla üstelememişti. Oturduğum o balkonda gerçekten ağlamıştım. Gelen mesajlardaki bir şeyler bana ağlamamı söylemiş gibi ağlamıştım. Ağlarsam belki kurtulabilirim gibi ağlamıştım ama pek işe yaradığını söyleyemezdim.

Yalnız kaldığıma lanet ederek, daha ölmeyi bile beceremeyen kendime kızarak ağlamıştım. Bu kadar kötü bir insan olduğum için, kimsenin sevgisi gerçek olmadığı için ağlamıştım. Bay ölemezsin'e söverek ağlamıştım.

En çokta içinde hala birilerine ihtiyacı olduğunu söyleyen sese kızarak ağlamıştım.

Bahçe kapısından içeriye girdiğinde ona dönen tüm bakışlar altında küçüldüğünü hissederek yürümeye devam etmişti. Fısıltılar hala kulağındaydı. "Eski popüler, gözden düşmüş, videodaki çocuk, güvenilmez buna tüm arkadaşlarını satmış"

"Ben hala yüzsüz gibi dolaşmasını anlamıyorum neredeyse altı ay önce en büyük zorba buydu. Şimdi sanki çok masummuş gibi davranıyor."

Bakışların ağırlıkları altında sınıfıma doğru adımladım. Okulun uzun koridorları ardından çıktığım ikinci kat nispeten daha sessiz olsa da sınıfıma yaklaştıkça hafif bağırışlar duyabiliyordum. Sınıfa girdiğimde ise gördüğüm şey Felix'i sıkıştıran Yohan ve arkadaşlarıydı. İçerideki öğrenciler sorun yokmuş gibi konuşmaya bazıları test çözmeye devam ediyorlardı.

Onlara kızamadım eskiden ben de ses çıkarmazdım. Görmezden gelmek kolayıma giderdi, herhangi biri müdahale eder düşüncesi ya beynimi ele geçirmişti ya da sadece kendim dışında umursadığım çok az kişi vardı.

Felix çok güzeldi. Okulda diğer kızlardan bile güzel olan yüzü dışında geçen yıllarda biraz fazla olan kilosu yüzünden zorbalığa uğraması yetmezmiş gibi şimdi de kilo verdiği için zorbalanıyordu. Herkes ona sahip olmak istiyor, güzelliği yüzünden onunla olmak istiyor ama sikik gururları yüzünden bunu asla yapmıyorlardı.

Bundan yaklaşık bir yıl önce benim de laf ettiğim kalbini kırdığım kişilerden yalnızca biriydi Felix

Ama artık akıllanmıştım. Önceden yaptıklarımın bedelini hala öderken tüm o zorba ve sevgilisine yaranmak isteyen kişiliğimden geriye sadece sırtıma işlenmiş bir bıçak kalmıştı.

"Felix'i bırakın."

Sözlerimi dinleyip dinlemeyeceklerini bilmiyordum. Eskiden olsa dinlerlerdi. Lisedeki kast sisteminin en üstünde arkadaşlarıyla duran Han Jisung'a geçen yıl kimse karşı gelemezdi.

Sözlerimi dinlememişler pis pis sırıtmaya başlamışlardı. Yapacakları tüm imalar zihnime dolarken sihirli kelimeleri söyledim. "Müdüre gidiyorum." Okul müdürünün beni ne kadar sevdiğini, o adamın gözdesi olduğumu bildiklerinden hemen sınıftan çıktılar ama liderleri olan Yohan'ın bakışlarında iyi olmayan şeyler görmüştüm.

Eski Jisung'a özeniyordu, eski ben olmak ya da benim eskisi gibi olmamı istiyordu. İstediğini alana kadar beni uzaktan rahatsız edici şekilde izleyecekti. Biraz daha beni süzerken bakışlarına hiç karşılık vermedim. Yanağımdaki ize baktığını biliyordum çünkü, görmeme gerek yoktu.

Tam sıraya oturacağım anda sıranın üzerini karalanmış görmek oflamama sebep olmuştu. Zaten kendime yeterince hatırlattığım şeyleri her gün buraya yazmak onlara ne kazandırıyordu. Sadece nefesimin daralmasına dizlerimin titremesine o uğursuz geceyi hatırlamama yardımcıydı bu yazanlar.

Üzerimdeki baskı ağır geliyordu bana. Bu yüzden ölmek istemiştim. Ölüler hakkında kötü konuşulmazdı.

İbne yazıyordu bir köşesinde sıranın. Ortasında kocaman keşke ölsen ile başlayan bir dizi cümle yer alırken sol altta yazanlar kendimi kaybetmeme sebep olacak kadar doğruydu.

"O videodan başka da yok mu? Sen ve senin gibiler gebermeli."

"Sen ve sevgilin.. Demek ki o da katlanamadı sana yüzündeki ize baktıkça hatırlıyorsundur umarım."

"En yakın arkadaşını okuldan attırmaya utanmadın mı?"

"Acınası bir pislik olduğunu bilmen gerek"

"Kimin eski sevgilisi onu adam tutturup dövdürür ki ahhahahahhaah"

Yazılanların çoğu doğru bir kısmı ise kesinlikle yalandı. Bilmeden konuşmak olayları yorumlamak çok kolaydı. Yazılanları çantamdan aldığım ıslak mendille silmeye çalıştım ama çıkmıyordu. Kahretsin ki siktiğimin sırasından yazılar çıkmıyor, çıkmadıkça benim ellerim titriyor, sıcak basıyordu.

 
Sınıftaki üç-dört kişi vereceğim tepkilere bakıyorlardı. Eğleniyorlardı bu halimle sonuçta bu oyun kendilerini benden üstün hissetmelerini sağlıyordu. Belki onlar yazmıştı bu yazıları belki başkası. Önemli değildi tek yaptıkları zaten yaşamdan bıkmış olan beni daha da bezdirmekti.

Tek yaptığım yaşamaya çalışmaktı bu neden onlara bu kadar batmıştı.

Sınıftakilerin hakkımda fısıldaşmalarıyla beraber ellerimin titremesi artmıştı. Üstelik bu kahrolası yazılar geçmiyordu.

Yara izim sızladı.
Okuldaki herkes yara izini eski sevgilimin yaptığını biliyordu. Onun okuldan atıldığını da

Bana yapılan zorbalıklara katlanmamın tek sebebi bunu bir ceza olarak görmemdi. Evet saçmaydı ama kendimi affedemiyordum.

Dayanamayacağımı hissedince artık yazıları silmeyi bıraktım çıkmıyordu, üzerime yapışmıştı. Asla çıkmayacaktı.

 
Tuvalete doğru koridorda giderken çarpıştığım beden dengemi kaybetmeme sebep olacakken kolumdan tutmasıyla dengemi toparladım. Bu uzun boylu bedene bir kez bile bakmadan ağzımın içinde bir özür mırıldanıp yoluma devam ettim.

Boş kabinlerden birisine girip kapıyı kapattım. Klozet kapağına otururken biraz olsun sakinleşmek adına derin nefesler aldım. Gözlerimi kapadım ve düşünmemeye çalıştım.

Beynim umutsuzluk ve acı üreten bir makineydi.

Yaşadıklarımın bende bıraktığı şeylerden birisi de panik ataktı. Ne zaman geleceği belli olmayan bu ataklar beni yormaktan başka hiçbir şey yapmıyordu. Nefesim içimde sıkışırken tüm bunların başıma geliş sebebini yeniden suçladım. Keşke geçen yıla dönseydim.

Çoktan ıslanmış gözlerini silerken düşündüğüm şeyler belliydi. Benim için artık başka günler olmamalıydı. Bazı zamanlarda hayattan nefret ediyordum, kalan zamanlarda da ediyordum.

 Değişen bir şey yoktu.

***

İşte size bir soru düzyazıları textlerin arasına mı yazayım yoksa bölüm şeklinde mi?
Sonraki bölüm text..

Seviyor musunuz ya adapte olamadım daha kurguya nasıl gidiyor sizce..

Sizce jisung'un eski sevgilisi kim ve neden yüzü yaralandı.
Video ne alaka?

🙂🙂

another day maybe never ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin