son dans

1.2K 166 197
                                    



"Kalın bir kaban ile atlatırım kışı
Unutabilirim belki o son bakışını
Deliriyorum bak sildim isimleri
Kıyamıyorum hiç unutmam o dünleri
Üstümüzde yorganla atlatırız kışı
Unutabiliriz belki o son bakışını"

Gözlerinde kendimi gördüm, onun o kısık, koyu renk gözlerinde kendi intiharlarımı gördüm. Tüm o kalabalığın içinden bana bakan bir çift göz bana unutmak istediğim her şeyi tekrar tekrar hatırlattı. En mutlu olduğum günlerden birinde yaşamam geçmişe dair yüzleşmelerimi hayatın bana götüyle gülme şekliydi sanırım.

Ne kadar değersiz olduğumu, kendimi ne kadar acınası gördüğümü, tüm çabalarımın boşuna olduğunu, brni seven kimse olmadığını ve en önemlisi canımdan çok sevdiğim o adamın aslında beni hiç sevmediğini hatırlattı.

O isteseydi onun için ölürdüm, o isteseydi onun için yaşardım. Önceden tüm bu düşüncelerin yer edindiği yüreğimde şimdi sadece ona karşı duyduğum korku ve üzüntü kalmıştı. Biraz da can kırığı..

İlk karşılaştığımız günü hatırlıyorum. Belki bu şekilde tanışmasaydım onunla bu kadar zehirli bir ilişkimiz olmazdı. Belki ondan gördüğüm küçücük bir ilgi kırıntısı bana umur olmasaydı kendimi onun uğrunda bu kadar parçalamazdım.

Lisenin ilk yılıydı ve ben neden olduğunu hatırlamadığım sikik bir muhabbet yüzünden arka bahçede ağlıyordum. Neden olduğunu bilmediğim bir şekilde her yaptığım sınıftaki kız tayfasına batıyordu. Sınıfta ise hiç kimse onlara bir tepki göstermediğinden benimle uğraşırlardı. Ben de arada dayanamadığımda bu bahçeye kaçardım. Kimsenin gelmediği bu bahçeye küçücük yaşında sigara içmeye gelen jeongin bulmuştu beni.

Karşılaşmamız çok garip olsa da o sanki dünyanın en normal şeyiymiş gibi bana bakmış, daha sonra yaktığı dalı dudaklarının arasına gönderirken bana tek bir cümle söylemişti. Şu anki aklım olsa asla dinlemeyeceğim bu cümle o zamanki jisung için adeta bir çıkış kapısı, bir kısa yol olmuştu.

"Burada ağladıktan sonra gidip seni ağlatanları ağlatman gerekir." Oldukça bencil düşüncelerin oluşturduğu bu hayat mottosuna şöyle devam etmişti. Bir yandan uzanıp yanağımdan akan tek bir damlayı silmişti. "Yoksa akan gözyaşların asla durmaz."

Bilmiyorum belki de beni etkileyen bunları soğuk ses tonuyla söyleyen bu çocuğun sesindeki yaşanmışlıktı. Belki de ilk kez gözyaşlarımı başkasının silmesindendi kalbimdeki çarpıntı. Sanki bu cümleleri samimi kuruyor gibiydi ve ben onun içindeki bu yaşanmışlıkları merak etmiştim.

Şimdilerde o meraktan geriye sadece kocaman pişmanlıklar vardı. Gördüğüm ilk ilgiyi aşk sanan genç benliğim çok acı çekiyordu.

Bir bakış beni tüm gün yerle bir etmişti.

İki gündür gitmediğim okul, kimseden haber almamak için kapattığım telefonumla birleşince son üç gündür izole yaşadığım bir gerçekti.

Ama şu da bir gerçekti. Eğer bay ölemezsinin ardındaki kişi yanıma gelmeseydi belki de gerçekten bu kez başaracaktım. Şu an yaşamak istiyordum ama o gün düzgün düşünemeyecek kadar korkmuştum. Kendime zarar vermem çok da uzak bir ihtimal değildi.

O sabah uyandığımda yanımda kimsenin olmayışı beni gülümsetmişti. İlişkimize benzetmiştim bu durumu. O yanımdaydı ama aslında yoktu. Oradaydı ama aynı zamanda değildi. Belki de bu durum çok uzun sürmezdi.

Saat sabahın altısıyken neredeyse bütünleştiğim yatağımdan kalktım ve duşa girmeden önce kapalı olan telefonumu açtım. Ben gelene kadar kendine gelirdi zaten.

another day maybe never ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin