depresyon güzelim

925 123 236
                                    



19

Mutlu olacağınızdan nasıl emin oluyorsunuz? Asla emin olamıyorum sonunda mutlu olacağımdan. Galiba bunun sebebi birikmiş minik kırgınlıklarım. Hayattan hep çok ümitliydim hiç üzülmek istemezdim. Ama çok üzüldüm. Zaten kimse isteyerek üzülmez

Peki siz mutsuz olmaktan hiç korkmuyor musunuz? Peki tüm bunların korkusuyla nasıl baş ediyorsunuz, nasıl göğsünüz sıkışmadan gülümsemeyi başarıyorsunuz?

Kalbinizdeki kırılar gülüşlerinize batmıyor mu?

Çok merak etmiştim birisi beni sevse, gerçekten tek bir kişi için önemli olsam hayatım daha mutlu olur mu diye? Mutlu olabileceğime inanmak istemiştim. Bu yüzdendi önceki tüm ilgi arayışım.

Çok özür dilerim kendimden, ben kendimi sevmeden başkalarının beni sevmesini istemiştim. Ben kendimi sevemeden birilerini çok sevmek istemiştim.

Sevemem hiç kimseyi sevemezsem kendimi. Sevemem hiç kimseyi yaşamazsam hiç beni. Şimdi anlıyor ve kabulleniyorum bu iki cümlenin anlamını.

Bu yüzden okula gitmediğim zamanlarda kendimle vakit geçirmiştim. Neden sevmiyordum ki kendimi? Diğerlerinden eksiğim yoktu hatta objektif olarak bakarsam hiç çirkin değildim. Kendimi suçlamak doğru muydu

Ancak asla kendimle barışamamamın suçlusu da bendim. Kendime ben çektirmiştim bunca zaman bu kadar eziyeti.

Yer çekiminin üzerine bir de ben kendimi yere doğru çekmiştim. Belki de bu yüzdendi önceden yüzümü yerden kaldıramamam.

Renkli giyinmenin bana yakışmayacağını siyah giyersem daha az göze batacağımı düşünüyordum. Kim karar vermişti buna? Peki ben neden renklerin bana yakışmayacağına kendimi umutsuzca inandırmak istemiştim.

Çok ne hatırlıyorum lisenin ilk senesinde gözüme çok güzel gelen mavi bir ceketim vardı. Özgürlük gibiydi mavisinin tonu. Sanki onu giyersem kanatlanıp uçacaktım o kadar ferahlatıcıydı rengi.

O zamanlar sadece hoşlandığım popüler kişi olan jeonginin de beni öyle görmesini istemiştim. İçten içe güzel olduğumu söylesin istiyordum, kabuğumu kırmak için ondan gelecek minicik cesaret kırıntılarına muhtaçtım galiba bilmiyorum.

Hevesle okula girdiğimde changbinle oturan jeonginin yanına hızlıca gitmiştim. Kendim üzerimdekinin nasıl olduğunu sormaktan bile acizken onun fark etmesi için normalde oturduğum yerin aksine tam jeonginin karşısına oturmuştum.

Muhabbetlerinin arasında bana dönseler de asla güzelim ceketimle ilgili yorum yapmamışlardı. Onca aydır beraberken giyimime hiç mi dikkat etmemişlerdi.

Tüm gün sıcaklasam bile çıkarmamıştım o ceketi en azından her gün selamlaştıpım bir kişi bile gelip güzelmiş derse yemin ederim ki bu ceketi asla çıkartmazdım.

Ama hiç kimsenin fark etmemiş olması büyük ihtimalle tahmin edilesi bir durumdu. Onlar han jisungla ilgilenmiyorlardı ki jeonginin yanındaki jisungla ilgileniyorlardı. Umutlanmam saçmaydı bu yüzden.

O zamanlar bu kadar kolay kalp kırılabileceğini pek bilmiyordum. Bu yüzden kendimi cesaretlendirdim ve arkadaşlarımın yanında jeongine yaklaştım. "Jeongin ceketim nasıl sence? Yeni de fikrini merak ettim"

O ise seungla konuştuğu konuyu bırakıp bana dönmüş ve tek bir cümle söylemişti ya da hemen başında. Atmak için öyle yapmıştı bilmiyorum "hmm öyle mi hiç fark edilmiyormuş seni silik göstermiş."

Evet işte bir kırılma noktam da böyle yaşanmıştı. Onlara hiç belli etmeden "öyle mi?" dedikten sonra içim acıya acıya o güzelim ceketimi üzerimden çıkartmış oturduğum bankın arkasına koymultum.

another day maybe never ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin