4. Bölüm

12.6K 708 97
                                    

Hoş geldiniz canlarım,

Bu bölümde oy yorum sınırı yok merak etmeyin.

Keyifli okumalar dilerim 🌸
●●●

Şerbetini içen adam baharın yaklaşmasıyla malların ne zaman çıkacağını konuşan babasının ve Emin amcasının konuşmasına pek kulak vermeyip önüne uzatılan tepsiye bitmiş bardağını koyarken başını yukarı kaldırdığında kendine bakan çatılı kaşların altındaki sinirli yeşil gözlerle gülümsemişti.

Önünden geçip giden kız mutfağa girerken içi huzursuz oldu Cemal'in Asya'ya hiçbir şey söylemeden onu istemeye gelmişlerdi. Bir kere bile genç kızla konuşmamıştı Cemal. Asya ona ne kadar kızsa bağırsa başı gözü üstüneydi. Yanında oturan Rıfat'ı hafif dürten adam Rıfat'ın ona bakmasıyla "Biri sorarsa beni, oyala." Ona muzırca gülen Rıfat'a bakmadan giden adamı karanlıktan dolayı zaten çok seçememişlerdi. Havludan geçip mutfak kapısından gireceği sırada duyduğu hıçkırık sesiyle dondu kaldı adam. Ağlayan Asya mıydı onun yüzünden mi ağlıyordu? Sinirle gözlerini yumdu adam. Önce Asya ile konuşmalı ikna etmeliydi. Şimdi kız ne ile uğraştığını bile bilmiyordu haklıydı ama ağlaması adamın gönlünü ezmiş gidip kızı göğsüne bastırmamak için zor durmuştu. Sonra kararını verip içeri gireceği sırada içeriden gelen konuşmayla dehşete düştü adam.

"Feride ben Cengiz'i seviyordum. Şimdi ben onun kardeşiyle nasıl-"

"Asya inan yalandan söylemiyorum sana Cengiz ağabeyim senin ömrünü yerdi. Cemal ağabeyim öyle değildir inan bana ne olur?"

Feride'nin bu tepkisine sinirlendi adam. Madem biliyordu neden kendine buraya gelmeden söylememişti o dakika vazgeçerdi gelmekten. Sinirle nefes alan adam kızın acıyla inlemesiyle kendi kalbine bıçak vurulmuş gibi bir acı hissetti.

"Feride kalbim acıyor."

"Cemal ağabeyimle mutlu olmayı denesen. Belki Cengiz ağabeyimi sevmiyorsundur."

O an içinde bir umutla bekledi Cemal genç kız küçücük bir şey söylese Cemal hazırdı ömrünü ona adamaya.

"Başka yolu mu var?!" Yumruklarını sıktı Cemal. Gücüne gitti bu söz o ömrünü kadının ayaklarına paspas etmeye hazırken onun için sadece zorunluluk olması az önceki acının mislini iki kat arttırdı.

"Bakma öyle utanıyorum zaten. Hadi içeri girelim. Kimseye deme emi Feride. El alem ne der sonra."

Kıkırdayarak konuşan kızla acıyla yüzü ekşidi adamın. Ağabeyine sevdalanan bir kızla nasıl aynı evde duracaktı? Kafasına eseni yapmanın ceremesini şimdi çekiyordu adam. Ne kendini ağabeyine sevdalı olan kıza yakıştırdı ne de ağabeyine sevdalı olan kızı kendisine. Bu işin içinden öyle ya da böyle hem onu hem kendisini kurtarmalıydı.

Yarı karanlık yerde onunla göz göze geldi Cemal. Sinirle baktı kızın yüzüne sonra döndü geriye. Söylenecek bir şey kalmamıştı ki her şeyi Asya söylemişti. Sinirle salona giden adamın tırnaklarını geçirdiği elini açmak aklına yeni gelmişti. Çenesi kasılmış dişlerini sıkmaya başlamıştı. Kalkın gidelim, dememek için kendini zor tutuyordu.

Belirli bir süre daha oturan aile geceninin iyiyce çökmesiyle kalkmışlardı. Cemal Rıfat'ın önünde giderken kendisine bakan Asya'ya bakmamış yoluna devam etmişti. Yıllardır nasıl görememişti bu kızın ağabeyini sevdiğini. Yıllardır izliyordu her hareketini nasıl anlayamamıştı? Sinirle soluk verirken kendiyle uğraşan Rıfat'ın farkına bile adam omzuna vurunca anlamıştı. "Ohoo bu da iyiyce daldı gitti."

"Ne diyorsun Rıfat?" Ellerini cebine atan adam yavaş adımlarla ailesinin gerisinde kalmaya özen gösteriyordu. "Gözün aydın diyorum yeni damat. Muradına erdin sonunda."

Gönül YangınıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin