Hoş geldiniz canlarım,
Normalde oy sınırı dolana kadar bölüm atmayacaktım ama yazınca dayanamıyorum hemen sizinle paylaşıp düşüncelerinizi öğrenmek istiyorum kdkdkdk.
Neyse kuzular oyu çok arttırmıyorum çünkü 120'ye zar zor yaklaştı. 130 oy yeterli yeni bölüm için. Satır arası yorumlarınız beni mutlu eder.
Bu arada bir yerden sonra Cengiz'in hikayesi var.
Keyifli okumalar. 🌸
●●●
Kendine korkuyla bakan kızın yeşil gözlerinde çok fazla gözlerini tutmadan çekip arkasını döndü adam bir kez daha kapıyı vurup annesine bağırdı. Ama ses gelmedi. Pes edercesine bir nefes dışarı verip yan taraftaki duvara doğru gidip yerde duran mindere oturdu. Bedenini ve başını duvara dayayıp bir müddet sessiz durdu. Aklında olmayan bir soru tünedi diline fark etmeden. "Budan haberin var mıydı?" Gözünü karşısındaki genç kızın yüzüne dikmişti. Yakıcı güneşin inadına pürüzsüz kalan beyaz tene sahipti genç kadın. Yeşil gözleri birer boncuk gibi yüzünü tenini süslüyordu. Geniş burnu suratında sırıtmıyordu bile. Dudakları ise ince ve küçüktü. Her detayına her şeyi unutup hayranlıkla bakan Cemal'in içinde umut kırıntıları vardı. Çok istiyordu Asya'nın evet demesini sanki şu an kabul ederse adama, kadının tüm duygularıyla savaşacak gücü kendinde bulabilirdi.Başını iki yana sallayan Asya "Yok." deyince umut kırıntıları adamı terk etmişti. Sessizleştiler ikiside birbirinin yanında olmasından rahatsız bir şekilde beklediler. Belirli bir süre sonra dayanamadı ama Asya bir aydır aklında olanı adama söyledi. "Ben evliyken başka bir adama bakmam biliyorum yaptığım yanlıştı. Bir anlık şeytana uydum işte."
Derin bir nefes aldı Cemal. Neyin içine düşmüştü böyle? Kenarda oturan kızın söylediği her söz ayrı ağır geliyordu yüreğine. "Başka şansın mı var?" Alaycıl bir şekilde gülerek konuştu adam. İç çekti. Sakinliğini korumak için çok uğraşıyordu.
Sessizce köşesinde oturan Asya bir şey diyemedi. Bacaklarının üzerinde oturmaktan yorulup kendini mindere bıraktı. Bu evliliği istemediği doğruydu ama bu saatten sonra evlilik olmazsa olan kendine olacağı için Cemal'in gönlünü bir şekilde ferahlatmaktı niyeti. Yoksa adı köyde çıktığı yetmezmiş gibi babasından temiz bir dayak yer ardından babası ona acımadan birine verirdi. Çok düşünmüştü Asya Cemal ile görüşmemek işine geliyordu ama bu adama mecburdu artık.
"Ev aradığını söyledi Seher yenge. Ablam bana mektup göndermişti. Eniştem şeherde dükkanla ev almış. Boş durmasını istemiyormuş. Kabul eder misin?" Ablası İstanbul'a zengin bir aileye gelin gitmişti aslında evlenince zengin değildiler hatta köylerinden bir adamdı ama Bursa'da buradaki her şeyini satıp kumaş fabrikasına bir ahbabı sayesinde ortak olarak girince gittiklerinden bir iki yıl sonra maddi olarak çok güçlenmişti. Ailesini unutmayan ablası babasına aylık olarak para kardeşlerine de kıyafet gönderir bunların yanında başından geçen olayları bur düzine mektup olarak yazardı. En sonuncu mektubunda Asya'nın nişanını babasının gönderdiği mektupta öğrenen ablası eşine bahsetmiş eşi de düğün hediyesi olarak şehirde ev ve dükkan vermeyi istemişti ancak şimdilik nabız ölçmek isteyen Asya adama bunu söylememeyi tercih etmişti.
"İstemem." Diyen Cemal kestirip atınca sinirlendi Asya elindeki iğne oyasını dikkatle düzeltip iğneyi ipliğe batırdı. "İstemezsen isteme! Sanki zorla gel sana köçeyim dedim de bana naz yapıyorsun!" Eline yandan cağı alan kız hızla kalktı ayağa.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gönül Yangını
Short StoryÇocukluğundan beri karşılıksız bir adamı seven genç bir kızdı Asya. Bir yandan onun kardeşiyle evlenmek zorunda kalmak diğer yandan sevdiği adamın evlendiğini görmek cehennem azabı gibiydi sanki. Ancak evleneceği adamın onun hayatını gül bahçesine ç...