Gönül Yangını

5. Bölüm

Hoş geldiniz canlarım,

Bu bölüm Asya ile Cemal biraz daha az oldu ama olsun bir dahaki bölüm bol Asya ve Cemal ayni zamanda Sümeyye ve Cengiz olacak.

Sınır 120 oy 60 yorum. Geçen bölümlerden ötürü çabuk geleceğini düşünüyorum. Beni hayal kırıklığına uğratmayın emi canlarım.

Keyifli okumalar dilerim 🌸
●●●
Ağaca sırtını yaslamış genç adam ayaklarını uzatmış elindeki ot parçasını eğip büküyor düşünceli bir şekilde uğraşıyordu. Sıkışıp kalmış gibi hissediyordu. Çıkışı arayıp bulamıyordu. Dün sabah Feride'yi uğurlarken dayanamayıp onu kenara çekmişti Cemal.

"Feride niye söylemedin onun ağabeyimi sevdiğini? Niye bu ateşe atlamama izin verdin?" Diye hesap sormuştu.

"Ağabey ben senin Asya'yı isteyeceğini öğrendiğim vakit isteme zamanıydı. Seni istemeden hemen önce gördüm zaten. Nasıl söyleyeyim?"

Derin bir nefes almıştı Cemal kederle. Haklıydı Feride. Kafasındaki ses birinin suçlu çıkmasını istiyordu. Biri suçlu çıksın ki hırsını birinden çıkarabilsin. Ama ne kadar uğraşsa da yoktu bir suçlu ortada. Ne hiçbir şeyden haberi olmayan ağabeyi, ne geçmişten gelen sevgisiyle kıvranan Asya, ne Feride, ne de isteme gününe kadar habersiz kalan kendi. Ancak yanlış geliyordu. Asya ile olma ihtimali bile içine dokunup sinirlendiriyordu onu.

"Ağabey," Kendine üzgün gözlerle bakan kardeşine baktı adam. "Asya Cengiz ağabeyimi sevmiyor. Sadece öyle sanıyor. Ben onun arkadaşıyım. Onu uyandıracak olan sensin. Küçüklüğünden beri nasıl hayat yaşadığına şahidiz hepimiz. Kurbanın olayım ona kötü davranma." Kardeşinin sesini duyup onu kafasına takmayacak kadar takılmıştı Cemal Asya'nın Cengiz sevdasına. Kardeşinin hayali gözünün önünden giderken parmaklarını birbirine geçirip başının ardına koydu adam.

Ne yapmalıydı bilmiyordu? Bu köyde kalmayabilir başka bir köye taşınabilirdi ama sevdikleri, geçmişi, çocukluğu buradaydı nasıl gidecekti? Şehir hayatı desen ona sahte geliyordu. Zaten gidip taşınacak kadar bir birikimi de yoktu. Ağabeyi ile Asya'yı aynı evde hayatta yaşatmazdı çıkacaktı o evden de iki aya evi nereden bulacağını hiç bilmiyordu. Babası Cemal de olan değişikliği sezip seneye yapılacak düğünü iki ay sonrasına çekince Cemal böyle el elde el başta kalmış Asya ile evlilikten nasıl kurtulurum diye değil de o eve nasıl götürmem diye düşünür olmuştu.

Gözlerini düşünceli bir şekilde nehre diken adam böyle işi içinden çıkamayacağını anlayıp oturduğu yeşillikten kalkıp yönünü eve doğru çevirmişti.

●●●

Seher Hanım çamaşırları asarken düşünceliydi. Oğlu Cemal sanki ilk günkü ilgisini kaybetmiş gibiydi Asya'ya karşı. Kızı ne zaman çağırsa bir bahane uydurup çıkıp gidiyordu evden akşam herkes uyuyana kadar da gelmiyordu. Aklı başka yerlere mi kaymıştı acaba? Erkek milleti değil miydi hepsi nefislerine bağlı yaşardı. Bir şey yapması gerekiyordu yoksa Cemal Asya'yı üzecekti. Yazık kız zaten öksüzdü yetmiyormuş gibi babasıda çok yükleniyordu bir de kocadan çekmesin diye geçirdi içinden. Aslında el kızını umursayacak bir kadın değildi Seher Hanım ama Asya'ya her baktığında kendi geçmişi ile yüzleşiyor Asya'yı bağrına basası geliyordu. O da Asya gibi babası tarafından on dört yaşında satılmıştı. Asya şanslıydı biraz daha ona göre. Seher Hanım'ın annesi hiç acımadan oklavayla kendisini döver her tarafında morluklar oluştururdu. Bir kere bile annesinin başını okşadığını bilmezdi. Babası zaten komutan gibiydi geldiğinde herkes ayağı kalkar o oturun demeden oturmazlar eğer yaparsa saygısız diye bir tokat yerlerdi. Beş tane ağabeyi vardı. İki ağabeyi çok karışmazdı ama diğer üçü canı sıkıldıkça hıncını küçük kızdan çıkarırlardı anneleri de hiçbir şey demezdi. İşte orada öğrenmişti Seher Hanım erkek kısmının daha değerli kızın ise evden gideceği için değersiz olduğunu.