Gönül Yangını

17. Bölüm

Hoş geldiniz bebekler,

Bu bölüm oy sınırımız 380 olsun. 2k lık okumadan 300 oy çıkması oy vermeyenlerin ayıbıdır ne diyeyim.

Bu arada bu kurguyu instagramdan öneren tatlı bir insan varmış. İnstagrama giremediğim için bizzat teşekkür edemedim. Buradan ona teşekkür ediyorum. 😘 Kızlar Esra abla diyor benden büyük olup olmadığını bilmiyorum. Onu da kocaman kocaman öpüyorum.

Keyifli okumalar 🌸

●●●
Sabah gözlerini yavaşça açan Asya karşısında dün birlikte olup ardından yemek yiyip beraber yattığı adamın yüzüne baktı. Gülümsedi genç kadın. Ona baktıkça hep aklına ona hayatı zindan edeceğini düşündüğü zamanlar gelirdi. Henüz tam olarak tanımış değildi Cemal'i ama içten içe hissediyordu sanki hayatının güzelleşeceğini. Umuyordu ki hem onun için hem de kendi için öyle olsun.

Kocasının uyuyan yüzüne bakarken çatık kaşlarından rahatsız olan kadın elini yavaşça oraya götürdü. Severek kaşlarını okşamaya başladı. İçinde bir yerlerde adama baktıkça bir şeyler oluyordu ama şu an bu olan şeyi tanımlamak için erkendi. Sadece onun karısı olmak için odaklanmıştı. Bunu bir görev olarak almıştı üzerine. Ancak hiçbir görev bu kadar cezbedici olmamıştı şimdiye kadar. Genelde erkeklerin ona dokunuşundan tiksinirdi Asya, halasının ona anlattıklarından dolayı. Halası erkeklere güven olmadığını yalnız kalınca zor kullanarak onu kullanıp bir köşeye atacağını söylemişti. Her temasta zevk alabilme ihtimallerinin olduğunu söyleyip genç kızı çok korkutmuştu. Öyle korkmuştu ki babası bile dokununca kendini istemsiz iğrenerek geri çekilirken bulmuştu.

Şimdi ise Cemal ona dokunsun diye resmen adama defalarca kur yapmıştı. Cemal ise kaçmış kaçmış en sonunda dayanamayıp teslim olmuştu. Bu durumda ırz düşmanı gibi davranan kendi Cemal ise nazlı nazlı davranan bir genç kız gibiydi.

Düşüncesine sesli bir şekilde kıkırdayan kız o kadar dalmıştı ki Cemal onu kendine çekip altına alana kadar onu fark etmemişti.

"Hayır olsun hatun sabah sabah ne bu neşe?" Onun dokunuşuyla uyanan adam bir anlık rüyada olup olmadığını sorgulamıştı. Gözlerini açıp karısının dikkatle kaşlarına baktığını görünce ses etmeden onu izlemişti ardından kıkırdaması kulaklarına dolunca birde neşeli yüzünü görünce dayanamayıp karısını altına çekmiş bedenini bacaklarının arasına hapsetmişti.

Hızlı nefesle kocasına bakan Asya şaşkınlıkla duraksamıştı bir an. Hiç beklemediği için ağzını açıp kapadı.

Şaşkınlıkla kendine bakan kıza karşı güldü adam. Uzanıp burnunu öptü hafifçe. Geri çekileceği sırada Asya'nın elini adamın yanağına koyması onu durdurdu. "Kocam yanımda niye neşeli olmayayım." Yüzüne hafif gülümsemeyle bakan kızın gözlerinin ışıltısına kapıldı Cemal. Geri çekilmek yerine eğilip öptü karısının dudaklarını hırsla.

Kocasına karşılık vermesi gecikmedi Asya'nın. Kendisini hırsla öpen dudakların tadını almak yetti onun için. İçine anlamlandıramadığı bir mutluluk ve heyecan çöreklendi yine. Sanki en doğrusu buymuş gibi hissetmesi normal miydi bilmiyordu ancak çok doğru yerdeymiş gibi hissetmesine mani olmaya da çalışmıyordu artık.

Nefes almak için geri çekilen adam öptükçe kızarmış dudaklara baktı önce ardından anlaşmış yanaklarına sonrasında arzudan buğulanmış koyu yeşil gözlerine baktı. Bu anın bu kadar güzel olabileceğini Asya'nın ona böyle bir adım atacağını hiç düşünmemişti. O evlenmeden önce Asya'dan nasıl kurtulacağını evlendikten sonra aynı evin için iki yabancı olarak nasıl yaşayacağını düşünmüştü. Asya'nın çabasından dolayı bu haldeydiler ve onun yanında şu yaşadığı zehir gibi gelen 4 ay birden cennete dönmüştü sanki. İyi ki vazgeçmemişti kendi gibi Asya'da. "Kocan hep yanında olur. Sen iste yeter." Yavaşça Asya'nın boynuna eğilen adam boynunu öpüp geri çekilip doyamadığı dudaklarını tekrar öptü.