*3*

1.3K 127 90
                                    

Bazı hanzehçiler beni kesecek ancak favori hikayem bu şimdilik 🥹🙃
Herkese keyifli okumalar...

Karla kaplanmış ormanın patika yolundan Nevermore'a doğru yürürken Wednesdey'in düşündüğü tek bir şey vardı. Canavara dair herhangi bir iz bulmak ama akşam bastıran fırtına sabaha doğru tüm zemini beyaz bir örtüyle kaplamıştı. Dolayısıyla da Wednesdey'in bulma ihtimali olan en küçük iz kalıntısı bile zeminden silinmişti. Şanslı katil, o kişi her kimse gerçekten de şanslı olmalıydı.

"Hey, dikkat et."

Sarışın, ela gözlü bir genç upuzun boyuyla bir anda tepesinde dikilirken Wednesdey, kaşlarını çatarak öfkeyle başını kaldırdı.

"Sen dikkat etmiş olsan emin ol sorun çıkmış olmayacaktı."

Genç afallamış gibi öylece kalakaldı. Gözlerine bakan zifiri karanlık gözlerde gördüğü şey onu büyülemişti. Tanıdık bir ışıktı o, bildiği bir güçtü.

"B..b.. been, şey ben.."

"Eğer sağ ayağını üç saniye içinde sol ayağımın üzerinden çekmezsen topal kalacaksın."

"Ha?"

Gencin kaşları şaşkınlıkla havaya kalktığında Wednesdey tıslayarak oğlanı geriye itti.

"Söylesene sen böyle bir zekayla nasıl bu yaşa kadar geldin?"

Wednesdey'in söyledikleri oğlanın zoruna gitmiş gibi durmuyordu.

Sarışın genç omuzunu ağacın gövdesine bırakıp sırıttığında dalları karla kaplı ağacın üzerinden her ikisinin de üzerine sağlam bir miktarda kar boşaldı. Özellikle de Wednesdey'in üzerine ancak kız bunu umursamış gibi görünmüyordu. Üzerine giydiği siyah kabanının yakasını elleriyle tutup silkeledi ve üzerindeki beyaz kar tabakasından kurtuldu. Doğrudan onu izleyen gence bakıyordu. "Sen kimsin?" diye sordu kaşları çatık bir şekilde. Bakışlarını oğlanın gözlerinden ayırarak etrafı izledi. "Ve bu ormanda ne arıyorsun?"

Wednesdey, sorusuna cevap bulmak için bakışlarını tekrardan gencin yüzüne kaydırdığında tanıdık başka bir siluetin gencin arkasından yaklaşarak tam yanında durduğunu fark etti.

"Bayan Adams, bu ne güzel bir sürpriz! Sabah yürüyüşlerini sevdiğinizi bilmiyordum."

"Bayan Weems, sıkça karşılaşmalarımız bana artık sürpriz olmamaya başladı."

Wednesdey, iğneleyici zehrini saldıktan sonra parlak gözlerini onu hayranlıkla izleyen elalara kaydırdı.

"Adını söylediğini duymadım?"

"Tyler, adım Tyler."

Nedensiz bir şekilde ara verdi. Wednesdey'in kaşları hafiften çatılırken Tyler bakışları Wednesdey'in yüzünden ayırarak yanında duran sarışın kadına kaydırdı.

"Tyler Thornhill."

"Demek bitki bilim hocasının oğlusun öyle mi?"

Wednesdey de tıpkı Tyler'in yaptığı gibi bakışlarını genç adamın yüzünden yanında duran kadına kaydırdı. Müdürenin nedense onun ismini söylemesini istemediğini düşünüyordu fakat buna rağmen tüm bu gizemler Wednesdey için henüz çözülmeyecek kadar çok karmaşıktı. 

Müdüre Weems, gülümseyip başını hafifçe eğince Wednesdey istemsizce gözlerini kadının mavilerinde parlayan harelere kilitledi. İtiraf etmesi gerekirdi ki, annesinden sonra gözleri tehlikeli bir pırıltıyla parlayan ikinci zeki bakışlar görüyordu. Müdüre Weems'i alt etmek sandığı kadar kolay olmayacaktı. Bu yüzden de kurnazlığını kullanarak salağa yatacaktı ki, dudaklarına kondurduğu tebessümle bunu yapmaya başlamıştı bile.

New Moon / Wenclair gxg Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin