Merhabalar :)
Biraz zaman aldı bölümü atmam ama söz verdiğim gibi tamamladım. Yeni bir yıla girdik ve her birinize musmutlu, neşeli, sağlıklı bir yıl dilemeden bölüme geçmek istemiyorum. Keyifli okumalar :)
Hızlı adımlarla okulun bahçesine geri döndüğünde ilk yaptığı şey göz göze gelindiği zaman insanın içini soğutan kuzguni bakışlarını bahçenin çevresinde dolaştırmak oldu. Enid'i arıyordu. Mide bulandırıcı kadar sevimli gülümsemesi olan, karlı havada bile gökkuşağı kadar renk saçan o kızı...
Ve işte oradaydı. kırk metre ilerideki Çam ağacının arkasından çıkarak yerde yuvarladığı iri kar topunu diğer iki tanesini üst üste bindirdiği yarım kardan adamına doğru sürüklüyordu.
Wednesday, bu manzara karşısında gözlerini devirdi ama oda arkadaşını sağ salim önünde bulduğu için bir nevi rahatlama hissetti ve deminden beri hızlanan nefesini düzene soktu. Soluksuz kalacak kadar hızlı yürüdüğü için boğazı kurumuştu. Şimdi öldürücü derecede yavaş adımlarıyla Enid'e doğru yürürken derinden, rahat bir nefes çekiyordu ciğerlerine.
Enid, ona doğru yürüdüğünü çoktan fark etmişti. Wednesday, oda arkadaşına yaklaştığında Enid, "Hey Wedny" diye cıyakladı. Sırtını doğrultarak ellerini ağrıdığını belli edercesine beline yerleştirdi ve bakışlarıyla önündeki yuvarlak, devasa kar topunu işaret etti. Yüzündeki en mide bulandırıcı, en sıcak sevimli gülümsemesiyle Wednesday'e baktığı zaman Wednesday, gözlerini devirerek ciğerini çektiği tüm nefesini dışarı üfledi. Enid, daha konuşmadan onun ne söyleyeceğini çok iyi biliyordu. Bu yüzden de yaygaracı oda arkadaşı konuşmaya başladığında Wednesday, eğilerek yerden aldığı kar topunu diğer ikisinin üzerine bıraktı.
"Woow, tek başına kaldırabileceğini düşünmemiştim. Bende bana yardım edebilir misin diye soracaktım aslında."
Enid, şaşkınlıktan belermiş gözlerini ağır ağır kardan adamdan önünde duran suratsız oda arkadaşına döndü. İlk önce tepki vermese de kısa sürede çığlık atarak temas kuralını unutup kollarını Wednesday'in etrafına sardı.
"Tanrım, seni bana kazandırdığı için ona sonsuz kez şükürler olsun. Sen bu hayatta isteyeceğim her şeysin Wedny."
"Enid!"
Enid, kesinlikle Wednesday'in rahatsız olmuşçasına sızlanmalarını umursuyor gibi durmuyordu. Onu kollarında daha fazla sıkarken bir de üstüne üstlük yüzünü ceketiyle saç diplerinin arasında kalan boyun boşluğuna gömdü ve sıcak dudaklarını oda arkadaşının hızlanan nabzının üzerine bastırdı.
"Aman Tanrım Wednesday, kalbinin attığını bilmiyordum."
Wednesday, damarlarına yüklenen ani sıcaktan duman tütüyor gibi hissediyordu. İlk defa normal bir insan olarak doğmadığı için kendini şanslı hissetti. Yoksa adını heyecan koydukları bu işkenceye daha fazla dayanamazdı.
"Her seferinde atmıyor, bu bir ilkti."
Wednesday, gözlerini devirirken Enid, yeniden şaşkınlık içinde önünde donmuş bir pozisyona geçti. Wednesday, oradan ayrılmadan önce oda arkadaşının şaşkınlıktan aralık kalan dudaklarına baktı ve gözlerini devirerek sırtını sarışın kıza döndüğü gibi yatakhanenin yolunu tuttu.
"Şey, ona göz kulak ol."
Çantasından özgür bıraktığı arkadaşı beyaz karın üzerinde Enid'e doğru ilerlerken Wednesday de üzerinde onu sinirlendirmeye devam eden garip heyecanıyla birlikte okula doğru yürüdü...
--
Akşam saatinde yatakhane boşaltılmışçasına sessizdi. Wednesday bütün gün odasına kapanmış yazısını yazarken saatin ilerlediğinin farkında bile değildi. Odanın kapısı açıldığında ilk Enid'in geldiğini düşünerek yüzünü kapıya döndü ama odaya giren kişi Enid değil de onun yerine garip bir şekilde heyecanlı olan Şey'di.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
New Moon / Wenclair gxg
RomanceEnid'in dönüşümünü tamamlayamamasına neden olan tek şey kızgınlık geçirdiği sürede onu tatmin edecek bir partnerinin olmamasıydı. Wednesdey bu durumu fark edip Enid'e yardım edebileceğini söylediğinde ikili sonunun nereye varacağı bilinmez olan bir...