10- Bir adım kadar

5.7K 566 167
                                    

nasılsınız?

yorumları, düşüncelerinizi sabırsızlıkla bekliyor olacağım..

Atış yapılan alanda, masanın üzerinde bakışmış olduğum silahlara bir kez daha göz attım. Hepsi tabancaydı.

Küçük, minik sayılacak sert kıllara sahip bir fırça, bir bez, bir başka küçük bir çubuk, iki adet tornavida ve silah yağı...

Dudaklarımı birbirine bastırıp masanın üzerinde duran bir tabancayı elime aldım.

Gözüme çarpan sarı kulaklıklarla birlikte elimdeki silahla kulaklıklardan birini aldım ve başıma geçirdim.

Hedef tahtası tam karşımdaydı.

Çizginin önünde durduğumda silahı inceledim birkaç saniye.

Eğer aynı silahtansa tam dört santimetre yukarısını hedef alıp başarılı bir atış gerçekleştirmek istiyordum.

Silahın üzerindeki yazı sayesinde aynı model silah olduğunu fark ettiğimde yüzüme geniş bir gülümseme yerleşti.

Öncelikle duruşumu düşündüm.

"Bacaklarını paralel ve omuz genişliğinde açmalısın, fazla açmışsın."

Bacaklarımı omuz genişliğinde açtım. Gözlerimi kapatıp yaşadığım anın bir kez daha gözlerim önüme gelmesini sağladım.

"Aferin, işte böyle. Dizlerini kırma ve... Evet böyle."

Kolunun karnıma kadar uzanıp beni hızla dik konuma getirmesini hatırlamak bedenimi titretti. Söyledikleri beynimde yankılanırken, doğru yaptığıma emin olmak adına bir kez daha zihnimi zorladım.

"Pekâlâ kolunu düz tuttuğundan emin ol. Şu anda düz görünüyor ama sabit durmalısın. Yaralanmana sebep olabilir."

Silahı kaldırıp hem düz hem de sabit olacak şekilde pozisyon aldım.

Ama durduğum pozisyondan dolayı nedense rahatsız hissediyordum. İstemsizce bedenim titremeye başlamıştı.

"Titriyorsun, kasma kendini."

Derin bir nefes aldım sakin olmak için. Bu biraz uzun sürdü ama aynı şekilde durduğuma emin olarak sakinleştim birkaç saniye içinde.

Gözlerim hedef tahtasındaydı. Tek gözümü kapatıp, kısmış olduğum gözümle hedef almaya çalıştım.

"Tam... Dört santimetre." dedim kendi kendime kısık bir sesle.

Kimsenin fark etmesini istemiyordum çünkü komutanın gözlemi dışında bunu yapmam yasaktı.

Cezası da vardı.

Ama umrumda değildi. Bu atışı yapmak istiyordum. Başarılı bir atışı tek başıma yapmak istiyordum.

"Rahat ol, nişan al ve atışını yap."

Güvenliği indirdim. Tam tetiği çekeceğim sırada, nefessiz kalarak dudaklarımı araladım. Ağzımdan derin derin nefesler verirken duruşumu bozmamaya çalıştım.

"Nefes al çocuk. Nefes al ve atışını yap."

Derin bir nefes aldım, sakinleşmek için. Derin derin nefesler verdim. Acelem yoktu, henüz acemiydim.

Dudaklarım arasından derin bir nefes verdikten sonra yeniden nişan aldım. Bu sefer nefesimi tutmadan, rahat bir şekilde tetiğe uzandı parmağım.

the military | taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin