nasilsinizz
yorumlarinizi ve oylarinizi sabirsizlikla bekliyor olucamm
keyifli okumalar dilerim 😽
✶
Saat gecenin kaçıydı bilmiyorum.
Ama emin olduğum tek şey, bu saatte sevgilimin gelip beni uyandırması ve birlikte onun odasındaki yatak odasında uyuyor olmamızdı.
Normalde gelip uyandırmasına rağmen, bugün gelmemiş olması otomatik olarak kendi kendime uyanmama sebep olmuştu.
Ah bu arada... Sanırım komutan ile birlikteliğim, bir aydan çok daha uzun bir süreyi geçmişti.
Ve bu bir ay içinde beni, gecenin belli bir saatinden sonra onunla birlikte uyumaya alıştırmış olması ise uyanmama sebep olmuştu.
Bugün ise gelmemişti.
Neden bilmiyorum ama unuttuğunu hiç sanmıyordum. Çünkü beni unutması mümkün değildi, kendimi unutturmazdım.
Kaşlarımı çatarak yataktan doğrulduğumda fazlasıyla karanlık olduğu için huzursuz bir şekilde, yavaşça ayağa kalkıyordum ki başımı bir anda sert ranza demirine çarpmamla birlikte dudaklarımı birbirine bastırarak gözlerimi sımsıkı kapattım ve acımı içimde yaşamaya çalıştım.
Jungkook ne zaman beni uyandırmaya gelse, elini demirin üzerine koyarak başımı çarpmamı önlerdi. Ama şimdi o olmadığı için alışkanlığım gereği bunu yapmıştım ve karşılaşmış olduğum tek şey saçlarımın arasında hissetmiş olduğum sızıydı.
Yanına gidince onun başının etini yiyecektim.
Artık dırdır etmekten ve canımı sıkan şeyleri söylemekten bir an olsun çekinmiyordum.
Titreyen bedenimi, ellerim görünmeyecek şekilde çekiştirmiş olduğum sweatimin kumaşı ısıtacakmış gibi, kumaşı ellerim arasına alıp sımsıkı tuttum.
Gittiğim yol onun odasına gidiyordu.
Uzun koridorda ilerlerken bedenimi buz gibi bir soğuk sarmıştı. Çenem üşümemden kaynaklı hafifçe titriyor, şişmiş gözlerimi kırpıştırarak koridorun sonundaki kapıya bakıyordum.
Bir dakika gibi bir süreden sonra -ben uyuşuk ve minik adımlarla yürüdüğüm için- kapıyı hafifçe tıktıkladım ama içerden ses gelmeden kapıyı açmak istemiştim ki, kapının açılmayışıyla birlikte kaşlarımı çattım.
Bir kez daha açmayı denedim ama açılmadı.
Kitliydi.
Neredeydi o zaman?
Gözlerimi kapatıp sıkıntılı bir nefes verdim dudaklarım arasından. Daha sonra zihnimi biraz zorlamaya çalıştım.
Yemeğe inmemişti bugün. Kapalı eğitim alanında olacağını söylemişti.
Doğru, hâlâ eğitim alanında olmalıydı.
Evet, bu soğukta üzerime bir şey almaya üşenerek simdi de gecenin bir saatinde kışladan ayrılarak, soğuktan dolayı bir kuş misali titreye titreye kapalı eğitim alanına ilerledim.
Işıkların açık olduğunu görmek rahat bir nefes vermeme sebep olmuştu.
Ama şişmiş gözlerimi ağır ağır kırpıştırıp, uykumun açılması için elimden geleni yapsam bile sanırım milyonuncu kez esnemiştim.
Uykuma düşkündüm ve uykum yarım kalmışsa sürekli esnerdim. Ve şimdi onun yanına gidip huysuzca mızmızlanacağımı biliyordum.
Nazımı çekmesi fazlasıyla hoşuma gidiyordu. Hiçbir zaman of dediğini duymamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the military | taekook
FanfictionBir senedir askerlik yapan Taehyung'un, bölük komutanı değişir. kapak: humanlouvreart