Bana ilaç getiren komutanın karşısında, Jaemin'le sarmaş dolaş bir şekilde durmam ne kadar iyiydi?
Herkes bir anda suspus olmuşken zorlukla yutkunup Jaemin'in kolları arasından çıktım. Jaemin, "Ne oldu bebe? Sakinleştin mi?" dediğinde kaş göz yaparak susmasını işaret ettim.
"Komutanım..." diye konuşan Yoongi'yi eliyle dur yaparak susturdu komutan Jeon.
Kalbim ağzımdaydı. Yine kızacak mıydı? Ama bu sefer ses çıkarmamıştık ki. Neden böyle sinirli bakıyordu?
Gerçi o hep sinirli bakıyordu.
"Ağrısı olan var mı?" diye bozdu sessizliği komutan.
Ağrısı olan var mı?
Benim için değildi ilaç. Gerçi neden öyle düşünmüştüm ki? Neden bana getirsin ki? Herkese ceza vermişti ve birçok kişinin vücudu ağrıyordu.
Birkaç kişi 'evet' gibisinden konuşunca yatağın önündeki küçük, masa gibi olan yere ilaç kutusunu fırlattı. Gözleri bir saniye olsun üzerimden ayrılmıyorken kendimi garip hissediyordum. Neden öyle bakıyordu ki?
"Asker," dedi gözlerini benden ayırmadan. "Odama gel."
"B-Ben mi?" diye sordum. Emin olamıyordum. Yanlış bir şey yapmaktan da korkuyordum. Sesini yükseltince ve yetmiyormuş gibi sert kullanınca kötü hissediyordum çünkü komutan Jeon bu zamana kadar gördüğüm en otoriter ve sert komutandı.
"Evet, sen çocuk. Odama geliyorsun." deyip arkasını döndüğü gibi hızla çıktı kapıdan.
"Hassiktir! Oğlum mal mısınız?! İnsan bir söyler komutan geldi, ona göre davranın diye!" Johnny'nin bağırması üzerine ranzanın üst kısmına yerleşen, kendisine dair sadece isminin Junghoo olduğunu bildiğim asker, "Geldiğinde selam verdik ama sorun yok deyince herkes rahata geçti ve kendi hâlinde takılmaya devam etti." dedi.
"Siktir git! Eğer işine gelseydi bir şeyler yapardın." diye çıkıştı Yoongi. Herkes çok gergindi, bu bana da yansıyordu. Gergin hissediyordum ve fazlaca üzgün.
"Bebe gitsene, azar işitip omzumuzda ağlayacaksın yine." dedi Jaemin dikkatimi çekerek. Hızla toparlandım ve yataktan kalktığım gibi yatakhaneden çıktım.
Bacaklarım felaket durumdaydı. Her adımımda kendimi tutmasam dizlerim bükülüp kendimi yerde bulacakmış gibi hissediyordum. Ayağımı kaldırmakta bile zorlanıyordum.
Koridorun sonundaki kapıyı açtığımda geniş bir hol karşılıyordu beni. Burada iki tane komutanın odası vardı. Biri Namjoon, biri de komutan Jin'in yerini alan Jeon...
Yutkunup sol tarafta kalan odanın kapısına doğru yaklaştım. Gergince ellerimi birbirine sürttükten sonra elim yumruk hâlini aldı ve kapıya iki defa vurdum.
Yaklaşık iki saniye sonra "Gel," diyen sert sesi duyduğumda derin bir nefes alıp kirpiklerimi kırpıştırdım. "Sakin ol," dedim kendi kendime. "Sakin ol ve onu kızdıracak şeyler yapma. Saygısızlık yapma."
Cesaretimi topladığımda kapıyı açıp içeriye girdim.
Sandalyeye oturmuş, masanın üzerindeki dosyaları büyük bir ciddiyetle inceliyordu. İçeriye girdiğimi gördüğü gibi başını kaldırarak bana baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the military | taekook
FanfictionBir senedir askerlik yapan Taehyung'un, bölük komutanı değişir. kapak: humanlouvreart