Hayatının her anını planlı yaşayan ve planlarında bu sene aşık olmak olmayan inatçı kızımız Sevgi, namı değer Sevgi çiçeği..
Amerikada ki üniversitesinden mezun olup evine dönen Murat, Sevgi çiçeğini görür görmez aşık olur. Peki Sevgi Murat'a aşık o...
Hayat biz planlar yaparken başımıza gelenlerdir demişler. Buna önceden pek katılmazdım, sonuçta her zaman yaptığım plan programa uymuş, ona göre yaşamıştım. Hayatta sağolsun beni kendime kötü çıkarmamış, mahçup etmemişti.
Ama artık kendisiyle pek anlaşabildiğimi söyleyemezdim. Sanki aramızda sessiz bir anlaşma yapmıştık ve ilk bozan da o olmuştu. Resmen küstüm oynamıyorum yapıyordu bana. Beni de kurduğu oyunlara alet ediyordu.
Kendime ve hayata olan kısa isyanım bittikten sonra annemin içerden gelen çabuk ol ikazlarına uyarak telefonu yerine bırakıp gardırobumun önüne geçtim. Ne tarz olduğunu pek anlamadığım beyaz bir elbise giydim. Günlük kiyafetlerimden biriydi. Kiyafetlerimde abartmayacak şekilde dekolte giymeyi severdim. Ve kimseden de bu konuda bir çekincem yoktu. Hayata bir kez geliyordum ve istediğimi giyme hakkına sahiptim.
Saçımı düzleştirip çok hafif bir makyaj yaptıktan sonra nihayet düzenli görünmeyi başarmıştım. Yüzümde ki ve vücudumda ki çiller bence bana çok yakışıyordu. Şimdi hiç çok çirkinim, kendimden ve çillerimden nefret ediyorum havasına giremezdim.
Annem mutfaktan elinde saklama kabıyla çıkınca tereddütlü bir bakış attım.
"O ne kız?"
"Eli boş mu gitseydik? Ayıp olurdu. Kek yaptım."
"Hangi ara yaptın gözünü sevdiğim?"
"Sen hazırlanana kadar akşam oldu kızım, o ara yaptım işte."
"Hepte laf sok."
"Sus anneye cevap verilmez." Kafamı sallayıp güldüm. Gülüyordum gülmesine ama kendimi hiç iyi hissetmiyordum. Mideme kramplar girmeye başlamıştı. En son üniversite sınavına girerken böyle hissetmiştim. Sakin ol kızım Sevgi, bunu da atlatacaksın.
Kendimi telkin etmem bittikten sonra yazlık spor ayakkabılarımı giyince yola düştük. Evlerimiz pek uzak olmasa da yakında değildi. Ayakla yürüdüğünde on dakikası vardı.
Nihayet sarı kapılı eve ulaştığımızda iyiden iyiye mideme kramplar girdiği için midem bulanıyordu. Hayatımda hiç bu kadar gerilip heyecanlanmamıştım.
"Sevgi, iyi misin kızım? Betin benzin attı sanki?"
"Biraz midem bulanıyorda, iyiyim ben. Sıcak çarptı herhalde."
"İçerisi serindir, düzelirsin şimdi." Kafamı sallayıp kapıyı çaldım. Kapıyı çalar çalmaz İlayda'nın ezberlediğim adım sesleri yaklaştı ve kapıyı açtı.
"Hoş geldiniiiz, hoş geldin Zehra teyzem, hoş geldin kankam," ikimize de sıkıca sarılıp yanaklarımızdan öptükten sonra benim koluma girerek ilk önce kendi odasına çekiştirdi beni. Hollden gördüğüm kadarıyla yaklaşık on kişi vardı, çokta kalabalık bir ortama benzemiyordu.
"Abim sabahtan beri sen geliceksin diye kaç gömlek değiştirdi bir bilsen," koca bir kahkaha attı. "O kadar salak görünüyor ki, hiç böyle görmemiştim onu."
"Of sus İlayda, bu belayı başıma sen sardın zaten kurtulamıyorum."
"Hadi oradan ben sarmışım. Öyle çok istemiyordunsa engelleseydin kızım zor mu?" Bir an bu durumu kendi içimde sorguladım, sahi o kadar istemiyordumsa neden engellememiştim hiç? Ve engellemek aklımın ucundan bile geçmemişti hem de.
"Sevgi, 4 senedir arkadaşız. Her şeyini biliyorum, senin kendine söylemeye çekindiğin şeyleri bile. Abimi sevmiyorsun biliyorum, hoşlanmıyorsunda belki. Ama aranızda bariz bir elektrik var, bunu en aşka kör insan bile görür yani. Bak abim olduğu için demiyorum ama gerçekten insan olarak çok iyi biridir, belli etmese bile duygusaldır. Yakışıklı, hoş sohbet, üniversite mezunu, daha ne istiyorsun kızım? Sen hep evleneceğim kişi benden büyük olsun, olgun olsun demiyor muydun? Al sana 23 yaşında abim."
İlayda hızlı ve tek nefeste cümleleri sıralarken içine düştüğüm durumu sorguladım. Kafam o kadar allak bullaktı ki, ne hissettiğimi kestiremiyordum.
"Bilmiyorum kanka, haklısın belki de ama bilmiyorum. Yani kendimi henüz bir şeylere hazır hissetmiyorum belki de, nebileyim."
"Bak zaten yaz geldi. Ders telaşımız bitti. Eğer kötü giderse aranızda ki iletişim kesersin en baştan, dersler başlamadığı için hayatını da o kadar çok etkilememiş olur. İyi giderse de cillop gibi sevgilin olur. Gelin görümce oluruz var mı dahası?"
"Kafamı karıştırma şimdi. Zaten çok gerginim, midem ağrıyor."
"Gel limonlu su vereyim sana." Kafamı salladım, ikimiz de İlayda'nın odasından çıkıp mutfağa ilerledik. Tam mutfağa girecekken Aygün teyzenin İlayda'yı çağırmasıyla mutfağa yalnız ilerledim.
Kapıyı açmamla birine çarpmam bir saniyeden daha fazla sürmemişti...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
