🌺Bölüm 34🌺

30 6 0
                                    

İyi geceler millet❤️bölümler hazır olunca ard arda salayım dedim, finale çok yaklaştık ama ne kadar yaklaştık inanın ben de bilmiyorum kdjdjdh

Neysee, bu bölüm (belki duyurudan görmüşsünüzdür) Murat'tan geliyor. Ne kadar iyi yansıttım o kadarını bilmiyorum, size kalmış. Ama onun da iç sesini ve aşkını yazmak bana iyi geldi ve bir yandan da mutlu oldum✨

İyi okumalar, yıldızı kaydırmayı unutmayın çiçeklerim🌠

🌺🌺🌺

Murattan...

Aynada saçlarımı düzeltirken gülümsedim. Çiçeğim napıyordu acaba şimdi?

Her aklınıza geldiğinde sizi gülümseten biri varsa hayatınızda çok şanslısınız demektir. Ben de çok şanslıydım Sevgi'm bana şans verdiği için, hem de çok.

Sevgi'nin üniversitesi başlayalı on günden fazla oluyordu. Şimdiden sınavlarına harıl harıl çalışıyordu, bütün konuları ezbere bilmesine rağmen yine de kendini çok yoruyordu benim çiçeğim.

Ben de her zaman ki sabah rutinimiz için hazırlanıyordum. Her zaman ki rutin dediğim durakta buluşup aynı otobüse binmemizdi. Üniversite yolumun üzerinde olduğu için ilk Sevgi, ondan beş dakika sonra da ben iniyordum. Yolda giderken yaptığımız yirmi dakikalık sohbet özlemimi dindirmeme yardım etmese de idare ediyordum.

Her an yanımda olsun istiyordum. Kısa saçları parmaklarımın arasında uçuşsun, mavi boncuk gibi gözleri hep gözlerimde olsun, ellerini hep tutayım istiyordum. Elimde olsa şimdi nikahı basardım ama Sevgi daha küçüktü ve bunu asla istemezdi.

Uyuyakaldığım için kahvaltı zamanını kaçırmıştım. Giyinip evden çıkarken Sevgi'ye mesaj atmaya karar verdim.

Murat: beş dakikaya duraktayım güzelim

Çiçeğim: tamam geliyorum bende

Az sonra onu görecektim. Sadece bir gün uzak kalmamıza rağmen kokusu burnumda tütmüşdü.

Hızlı hızlı yürüyüp durağa vardığım zaman elinde kitabının sayfalarını karıştıran sevgilimi gördüm. Her zaman ki gibi yine çok güzeldi. Durakta kimse olmadığını görünce hızlıca yanına giderek kollarımı beline sardım.

"Ay Murat, ödümü kopardın yahu."

"Geçer şimdi, sarılsana bana," diyerek daha çok sarıldım. Kıkırdayıp kollarını boynuma çıkardı. Boyu yetişemese bile ayak uçlarına çıkınca biraz boyu uzuyordu. En fazla bir altmış..

"Bugün geciktin sanki? Hep erken geliyordun çünkü."

"Uyuyakalmışım çiçeğim ya, bir kalktım saat sekiz olmuş. Annemler de uyandırmamış nedense. Allahtan iş dokuzda başlıyor."

"Ben erkenden uyanıyorum zaten, seni de uyandırayım mı bundan sonra?" Böyle tatlı tatlı yüzüme bakınca ağzını yüzünü mıncırasım geliyor vicdansızın kızı.

"Her sabah senin sesinle mi uyanmak? Mükemmel olur, sormana bile gerek yok bence."

"Tamam o zaman, yarın yedi buçukta uyanıyoruz."

"Birlikte uyandığımız günler gelse keşke."

"Ne diyorsun, kendi kendine konuşma moduna geçtin yine Murat."

"Uyanalım diyorum mavişim, yeter ki sen uyandır." Yine gülümseyip kalbime bir oku daha geçirdi. Bu kız yüzünden çok savunmasız kalmıştı kalbim, öyle böyle değil hem de sevgili arkadaşlarım.

"Otobüs geliyor galiba, baksana o mu?" Uzaktan gelen otobüse baktım, bizim bindiğimiz otobüstü. Elini tutarak öne çıktığımızda arkadan gelen sesle durakladık.

"Kızım?"

"Baba?"

Alelacele çekilen bir el, telaşlı bir ses ve tedirgin bir yüz. Ayvayı yemiştik...

Sevgi Çiçeği / Yarı Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin