Günaydınnn❤️
Bu bölümümüzün şerefine erken salıyorum bölümü, iyi okumalar😚
Her satıra yorum isterim ona göre heee😁
Pamuk eller vote ve yoruma🌠
🌺🌺🌺
İçerdeki kişi çıkınca içeri girdim. Görevli kadın gözlüklerinin üzerinden bakıp hafifçe gülümsedi. Gerekli işlemler bittikten sonra odadan sırıtık halde çıkıp Murat'ın yanına gitmiştim.
"Tebrikler, artık resmi olarak üniversitelisin," gülümseyerek yüzüme bakıyordu. Ben de ona gülümsedim. İçimde ki başardım hissi asla somurtmama izin vermiyordu. Yerimde zıplayıp ellerimi çırptım kahkaha atarak. Murat'ta kahkaha atmıştı.
"Başardım, tüm o yorgunluğuma değdi, artık öğretmen olabileceğim."
"Evet, başardın. Hadi o zaman sıradaki durağımıza geçelim."
"Geçelim bakalım, ne gösterecekmişsin bana." İçimdeki merak resmen kemiriyordu beni. Ne olabilirdi ki?
"En az senin kadar güzel bir şey, emin ol." Gözlerimi ondan kaçırıp ileriye baktım. İçimden gülümsemek geliyordu ama kendimi tutmam gerekiyordu.
Yan yana ama herhangi bir şekilde temas etmeden durağa geldik. Otobüsü beklerken bile sessizdik. Murat bana bakıyordu, bense asfalta. Böyle belki çok öküz gibi gelebilirdi kulağa ama sanki ona bakarsam kendi çizgimi aşarmışım gibi geliyordu.
Nedense yanında rahatsız hissetmiyordum. Sanki yıllardır tanıyordum onu, asla yabancılık çekmemiştim. Aslında tanıyordum da, İlayda sağ olsun, abisini bana övmek en sevdiği şeylerden biriydi.
Otobüs gelince tekrar bir yolculuğa çıktık. Gölbaşı buraya yirmi otuz dakikalık uzaklıktaydı. Otobüs saat öğlenlere geldiği için kısmen daha boştu, boş bir yer bulup oturmuştuk.
Murat cebinden çıkardığı kulaklığını telefonuna takarak bir şey aramaya başladı. Sonra diğer kulakcığı bana uzattı. Alıp taktım. Bir iki saniye sonra ister sözleri olsun, ister melodisi çok sevdiğim bir müzik çalmaya başladı.
"Dance me to your beauty,
With a burning violin.
Dance me through the panic,
'til l'm gathered safely in.
Lift me like an olive branch,
And be my homeward dove.Danc me to the end of love..."
Müzik bitip ona bakınca gözlerimin içine bakıp fısıldadı. "Dans et benimle aşkın sonunadek."
Gözlerimi kırpıştırdım. Ne denirdi ki şimdi?
Bugün kaçıncı kez olduğunu sayamadağım gülümsemelerinden birini daha yerleştirdi dudaklarına. Gülümsediğini anlamam için aslında dudaklarına bakmam gerekmiyordu. Kahverengi badem gözlerine bakıp gülümsediğini anlamak kolaydı. Çok güzel gülüyordu, ona çok yakışıyordu.
Tekrar gözlerimi ondan çekip pencereden dışarı baktım. Hiç bir şey konuşmadığımız yarım saatlik sürede elimi kolumu nereye koyacağımı bilemeyerek geçirdim. Sonunda otobüsten indiğimizde rahat bir nefes almıştım.
"Nereye geldik şimdi?"
"İş görüşmeme bir saat daha var. O zamana kadar gösterebilirim."
"Neyi ya?" Sesim çok sabırsız çıkmıştı.
"Gel hadi," beş dakika daha yürüdük. Her ağzımı açacağım sırada şişt diyerek susturmuştu.
Uzakta kırsal bir alan vardı, üzeri kıpkırmızı görünüyordu. Biraz daha yaklaştığımız sırada kırmızı leçekli bir sürü çiçek gördük.
"Bu?"
"Evet Sevgi çiçeği, Sevgi çiçeğiyle tanış."
"Ciddi olamazsın," dedim gülerek. Hemen yanımızda ki taşın üzerinde büyük harflerle 'Gölbaşı Belediyesi Sevgi Çiçeği Üretim Ve Sergi Alanı' yazıyordu.
Şoktaydım.
Hiç bir zaman çiçekle böcekle ilgilenen bir kız olmamıştım. Ankarada yaşayan biri olarak böyle bir çiçeğin varlığından tabii ki haberdardım ama tamamen unutmuştum.
Yaklaşıp kokladım, çok güzel kokuyordu. Asla tarif edemezdim.
"Çok güzelsin," nihayet konuşan Murat'a baktım. Çok garip bir duyguyla sarmalanmıştım. Yere oturup elini yanına vurdu pat pat. Gidip oturdum.
"Sadece Ankara'da yetişen Sevgi çiçeği'le nihayet tanıştın. Seni görür görmez işte bu çiçekler aklıma geldi. Sen de onlar gibi eşsizdin. Çok narin ve papatyagillerden olmasına bakmayarak dikenleri var biliyor musun? Aynı senin gibi. Her yerde yetişmezler, her zaman çiçek açmazlar, bol su severler, ilgi isterler."
"Ne diyeceğimi bilmiyorum Murat."
"Bak biliyorum Sevgi, planlarında sevgililik tarzı bir şey yoktu. Gerçi benim de yoktu. Bir peri kızına aşık olacağımı düşünmemiştim. Hemen sevgili olalım demiyorum ama en azından seni daha yakından tanımama bir şans ver. Bence ikimiz de bunu hakediyoruz."
Derin bir nefes aldım ve düşünmeye başladım. Onun yanında hiç olmadığım kadar iyi hissediyordum. Hem olursa olurdu, olmazsa da en azından denemiş olurduk.
"Tamam, deneyelim. Ama baştan söylüyorum öyle hemen heveslenme, sadece bakacağım." Beni birden kendine çekip sarıldı. Kollarım havada kalırken tereddütle sırtına dokundum. Sonra ben de sarıldım. Murat burnunu saçlarımın kapatamadığı boynuma gömmüş derin nefesler alıyordu. Huylanmıştım. Kollarından itekleyip kaçtım. O gülürken ben somurtmuştum. Ama biliyordum ki bu yalancı bir somurtmaydı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevgi Çiçeği / Yarı Texting
Teen FictionHayatının her anını planlı yaşayan ve planlarında bu sene aşık olmak olmayan inatçı kızımız Sevgi, namı değer Sevgi çiçeği.. Amerikada ki üniversitesinden mezun olup evine dönen Murat, Sevgi çiçeğini görür görmez aşık olur. Peki Sevgi Murat'a aşık o...