🌺Bölüm 26🌺

45 10 35
                                    

Çook tatlı bir bölümle geldim🤭umarım beğenirsiniz ki bence beğenmeme gibi bir şey olamaaz

Bu bölümde çok kısa bir zaman atlaması yaşadık, 10 güncük falan, hani biraz zaman geçsin diye

Her neyse çok konuşmadan sizi bölüme doğru alayım❤️

Pamuk eller oy ve yorumlara🌠

🌺🌺🌺

Zaman su gibi akıp giderken Temmuz ayının ortalarına doğru gelmiştik bile. Evde sıcaktan erime noktasına gelmiştim. Her zaman ki ev kombinim olan şort ve ince askılı cropla masa başında, saçlarımı tokayla toplamış şekilde ders çalışıyordum. Herkes uyuyordu ve beni sıcaktan asla uyku tutmadığı için ders başına oturmaktan başka çarem kalmamıştı.

Gelen mesaj sesine başımı kaldırıp telefona baktım.

Sevgili adayı: napıyorsun kiraz dudaklım

Sevgi: kaç kez dicem şöyle deme diye aaa

Sevgili adayı: öyle değil misin

Sevgili adayı: inadıma inadıma yalayıp duruyorsun dudaklarını, şu an ısırdığına eminim hatta

Her hareketimi bu kadar bilmesi...

Sevgi: hiçte bile

Sevgili adayı: sorumu kaynattın

Sevgili adayı: napıyorsun? Niye uyumadın?

Sevgi: sıcaktan uyku tutmadı ki

Sevgi: ders çalışıyordum ben de

Sevgili adayı arıyor...

"Alo?"

"Sesini özlemişim, gerçi her şeyini özledim ama," derin bir nefes verdi.

"Görende hiç görmüyorsun sanır, daha dün sizdeydim."

"Seven insan özler Sevgi çiçeğim, ben seni senin yanında bile özlüyorum."

"Hımm," o sırada pencereden çıt diye bir ses geldi. "Murat, pencerem tıklandı."

"Bir baksana kimmiş." Çalışma masamdan yavaşça ayağa kalktım. İçimde tedirginlik vardı. Bu saatte kimdi ki bu? Perdenin arkasından dışarı baktım. Kulağında tuttuğu telefon, suratında ki serseri gülümsemenin gözlerine verdiği haylazlıkla bana bakıyordu.

"Açsana pencereyi," dışarıdan da eliyle garip hareketler yapıyordu pencereyi açmam için. Perdeyi çekip pencereyi açtım. Evimiz tek katlı olsa bile evin altı büyük kiler olduğu için pencere yerden daha yüksekteydi.

"Ya deli misin? Bu saatte ne işin var burada?"

"Deliyim ama sana deliyim güzelim." Güldüm ben de. Ne kadar yorgun olursam olayım beni güldürmenin bir yolunu hep buluyordu. Yanımda olduğunu hissetmek bile iyi olmama yetiyordu aslında, ne ara böyle olmuştum bilmiyorum.

"Evdekiler uyudu mu?"

"Saat gece üç oldu, uyumuşlardır çoktan."

"Saçlarını atsana tırmanayım ben de," kısık bir kahkaha attım.

"Salak." Birden bire telefonu kulağından çekip kapattı. Pencereye yaklaştı da yaklaştı. Önce bir dışarıyı kolaçan etti ve birden bire pencereye doğru zıpladı. Ani bir hareketle kendini yukarı çektikten sonra artık odamdaydı.

"Napıyorsun?"

"Ordan özlemim hiç geçmedi." Bir adımlık mesafeyi kapatıp elini belime atarak beni kendine çekip sarıldı sıkıca. Ben de kollarımı omuzlarına çıkarıp boynuna doladım. Boyuna yetişmek için parmak uçlarımda kalkmam gerekmişti.

Sevgi Çiçeği / Yarı Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin