Uzun bir süre sonra tekrardan helloooo💖
Nasılsınız bakalım Wattpad ahalisi?
Ben sizi çok özlemişim🥺
Bölüme geçmeden önce yıldızımızı kaydırmayı unutmayalımm🌠
🌺🌺🌺
Gidip babamın yanında oturup sevimlice gülümsemeye çalıştım. Yaptığım şeyse tam olarak dudaklarımı yukarı kıvırıp gülümsüyormuş gibi yapmaktı. "Siz derken babacım?"
Babam elini omzuma atıp beni yanına çekti. "Yani sizin okullarınızdan konuşuyorduk, başka ne olacak? Hazır Murat koskocaman üniversiteyi bitirmiş gelmiş, işe girmiş. E senle İlayda da üniversiteye girdiniz. Murat ikinize de abilik eder diye düşünüyorum."
Bana abilik yapacak son kişi bile olamaz Murat...
Ben ağzımı açacakken annem atladı konuşmaya bu sefer.
"Abilik yapmasına gerek yok ki canım, ikisi de büyük kızlar. Kendi başlarının çaresine bakabilirler, değil mi?" Ben ve İlayda aceleyle sanki son çıkış yolu buymuş gibi kafalarımızı salladık. Babam bu halimize gülüp Murat'a döndü.
"Eee delikanlı, aileni tanıyorum ama seni hiç tanımıyorum. Neler yaptın bu dört senede? Niye hiç uğramadın buralara?"
Murat oturuşunu dikleştirdi.
"Üniversite de çok yoğun çalışıyordum. Yeni bitki ve çiçek türleri üretimi üzerine bir sürü projem vardı. O yüzden onları bırakıp gelmeye fırsatım olmadı açıkcası. Sürekli ilgilenilmesi ve her gün gözetilmesi gerekiyor. Hemde part time işe girmiştim kendi harçlıklarımı çıkarmak için."
Babam beğeniyle kafasını salladı. Murat'ı sevmişe benziyordu.
"Peki hiç özlemedin mi aileni?"
Murat önce ailesine sonra bana baktı, gözlerimiz kesişirken içim ısındı.
"Özledim, hemde çok. Ama gelsem sonra İlayda'nın benden kopması zor olacaktı." İlayda'ya baktım, abisi gelmiyor diye ağladığı günleri hatırladım. O zamanlar Murat'a olan nefretimi ve önyargımı da. Ve şimdiki halimize baktım. Hayat kesinlikle çok garipti.
Annemler bir süre sonra kendi halinde konuşmaya başlayınca ben, İlayda ve Murat odama geçtik. Murat'ın odama ikinci girişi olacaktı.
"Bu odanın hali de ne böyle?" İlayda yine odama bakıp isyan ederken gözlerimi devirdim.
"Siz gelmeden önce ders çalışıyordum, ne yapayım?"
Murat ilgilenen gözlerle rafta ki kitaplara bakıyordu. Çok fazla kitabım vardı, ister mesleğimle ilgili isterse de başka.
"Bu kitapları kaç senede biriktirdin?"
"Çoğunu ortaokuldan beri aldım, en üst raftakiler bu senenin."
"Yaşına göre baya çokmuş," kitaplara bakmayı bırakıp bana döndü ve kolunu omzuma atarak beni kendine çekti. "Nasıl da özlemişim seni," yüzünü saçlarıma yaklaştırıp derin bir nefes aldı. Bu çocuk böyle yapınca mayışıyordum.
"Hey aile var."
"Kıskanma İlayda." İlayda kahkaha attı, bilmiş bir tavır vardı yüzünde.
"Sizin aranızı yapan benim, neyinizi kıskanacağım?"
"Haklı kız, rahat bıraksana arkadaşımı Murat."
"Bize bulaşan oydu ama sevgilim." Tatlı bir serzeniş vardı sesinde.
"Olsun, sen yine de rahat bırak." Kafasını sallayarak beni geçiştirir gibi onayladı. O sırada İlayda tekli koltuğuma kurulmuş telefonuna bakmaya başlamıştı.
"Odan gündüz gözüyle daha güzelmiş." Murat ağzından kaçırdığı cümleyle ben gıcık tutar gibi öksürmeye başladım. İlayda gözlerini telefondan kaçırarak tek kaşını imayla kaldırdı.
Murat yaptığı gafı anlar gibi telaşla bakınca toparlamaya çalıştı. "Görüntülü konuşmada bu kadar belli olmuyor tabii."
Odama girdiği gece aklıma geldi, babamın az daha bizi basacak olmasını hatırlayınca beni tekrar sıcak bastı. Çok garip bir an olmuştu.
"Sizde bi haller var ama neyse, kurcalamayacağım."
"Bir şey yok İlaydacığım, sen kiminle yazışıyorsun öyle dalmışsın?" Murat elimden tutarak beni de kendisiyle birlikte diğer koltuğa çekti. Büyük koltuk dururken özellikle dipdibe olalım diye küçük olana oturtması, erkekler çok fena valla...
"Okuldan arkadaşlar, yarın bir yere gidelim mi diye konuşuyorlar da ona bakıyorum."
Fakat ben İlayda'nın kaç senelik arkadaşıysam olayın sadece bundan ibaret olmadığını ekrana bakarken sırıtmasından anlıyordum, Murat gidince ifadesini almam gerekecekti.
Odanın kapısı aniden çalınınca Murat'ı yana itip ayağa kalktım.
"Çocuklar, sizinkiler kalkıyor, anneniz geliyorlarsa gelsinler dedi." Annemdi.
"İsterseniz kalın biraz daha, burası sizin de eviniz." İlayda esneyerek eve gitmeleri gerektiğini belli edince bize de onları uğurlamak düştü.
Herkes birbiriyle iyi geceler diyip ayrılınca bizde eve girdik tekrardan. Artık havaların soğuğu, Ankara ayazı kendini belli etmeye başlıyordu. Öğlenleri sıcak olsa bile Eylül ayının sonlarına doğru artık havalar serinlemeye başlıyordu. Pijamalarımı giyip çalışma masamın üzerini topladım, kitaplarımı özenle çantama yerleştirdikten sonra artık derin bir uyku çekmeye hazırdım. Saat gece 23:35 olmuştu bile.
Tam gözümü kapatmışken gelen mesaj sesiyle tekrar gözlerimi açtım.
"Hep güzelsin, kalbimin en güzel kızı. İyi gecelerin olsun❤️"
Sanırım sevilmek böyle bir şeydi. Gülümsedim.
"İyi geceler kalbimin en yakışıklı adamı❤️"
Ve uykuya daldım yarın olacaklardan bihaber şekilde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevgi Çiçeği / Yarı Texting
Teen FictionHayatının her anını planlı yaşayan ve planlarında bu sene aşık olmak olmayan inatçı kızımız Sevgi, namı değer Sevgi çiçeği.. Amerikada ki üniversitesinden mezun olup evine dönen Murat, Sevgi çiçeğini görür görmez aşık olur. Peki Sevgi Murat'a aşık o...