4. KÜTÜPHANEDE BİR SOHBET

5.6K 719 197
                                    

Taylor Swift & The National,coney island

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Taylor Swift & The National,
coney island




Akademiyi çok seviyordum.

Bu dünyada neredeyse üç yıl geçirmiş ve hâlâ delirmemiş olmamın sebeplerinden birisi de buydu zaten, vakit geçirdiğim ortamları bu kadar sevmem.

Vitraylarla kaplı dev dikdörtgen pencereleri, yüksek tavanı, toprak tonlarında döşenmiş iç tasarımıyla kütüphane favori yerlerimden birisiydi. Sıralamada odamdan sonra geliyor, ikincilik içinse astronomi kulesiyle yarışıyordu.

Şimdi de Serafina'yla birlikte en güneş alan yerlerden birisine, büyük camın karşısındaki uzun maun masaya oturmuş ödev yapıyorduk. Farklı ders programlarımız yüzünden Matias yanımızda değildi.

Tüy kalemimle kitapta okuduklarımı saman kağıdı, zümrüt yeşili ciltli defterime geçirirken Serafina'nın sesli bir şekilde nefes verdiğini duyup başımı kaldırdım ve ona baktım. "Sıkıldın mı?"

Başını salladığında yanağı kitaba sürtündü. "Büyü tarihi çalışmaktan nefret ediyorum."

Cevabına gülümsedim. Sadece büyü tarihi çalışmaktan değil, genel olarak ders çalışmaktan nefret ediyordu Serafina. O hareket etmekten, uygulamalı derslerden hoşlanırdı. Tüm gün aşağıdaki arenada koştursa, hoplayıp zıplasa sesi çıkmazdı ama kütüphanede bir saat oturunca isyan ediyordu. Buna rağmen hiçbir notu düşük değildi. Aksine kusursuzdu.

Ana karakter olmasından kaynaklanıyordu sanırım, çalışmadığı halde tüm notları iyiydi.

İyi olmadığını, sevmediğini iddia ettiği astronomiden bile hiç kalmamıştı.

Bu haksızlıktı. Ben yan karakterdim, çalışmazsam kalırdım. Buna rağmen Serafina'ya hiç kızmamıştım.

O böyle yazılmıştı. Zaten bölgenin en güçlü ailelerinden birisinin tek kızı olarak üzerinde mükemmelliyet baskısı vardı, başka türlü bir karakter olamazdı.

Birkaç saniye başı kitaba yaslı, gözlerini fıldır fıldır arkamdaki pencelerde gezdi
ve sonunda yine beni buldu. "Daha çalışacak mısın?"

Başımı sallayarak onayladım. Gözlerimi okuduğum paragraftan ayırmamıştım.
Tekrar sesli bir şekilde nefesini verdi ve doğruldu. Sandalyesinden kalkarken benim duyabileceğim bir sesle mırıldandı. "O zaman gidip okuyacak daha eğlenceli bir şeyler bulayım."

Bir süre etrafta gezindi, bazı rafların arasında yavaşlayıp kitapları incelemek için durdu. Hiçbirinde karar kılmıyor, gezinmeye devam ediyordu. Ona bakmıyordum ama uzakta olmadığı için ne yaptığının az çok farkındaydım. Bir de tam o esnada okuyucu iç güdülerim devreye girmişti sanırım, başımı kaldırıp bakmış ve çaprazımdaki rafların önünde dikilen ikiliyi fark etmiştim.

YAN KARAKTERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin