En sevdiğim kitabın içine yan karakter olarak düştüğümde tek bir görevim vardı : mutlu sonun gerçekleşmesini sağlamak. Her şey tam da olması gerektiği gibi gidiyordu─ta ki ben kötü karakterin dikkatini çekene kadar.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bon Iver & St. Vincent, Roslyn
❈
Artık soğuğun bir önemi yoktu.
Hâlâ tribünlerin üzerindeydim; esen rüzgar yerdeki karı, pelerinimi ve saçlarımı savuruyordu ama ben hiç kıpırdamadan durmaya devam ediyordum. Düşüncelerime öyle kapılmıştım ki ne etrafımda olup bitenlerin parçasıydım ne de esen rüzgarın farkındaydım. Bakışlarım yerdeydi, dudaklarım kurumuştu ve sızlıyordu.
Rahsan'ın gidişinden sonra Usta Abram çember halinde duran seyircileri dağıtmış ve onlara yapılacak antrenmanları olduğunu hatırlatmıştı.
Acil olarak hava büyücüleri çağrıldığından etrafa bir kargaşa hakimdi. Bağırdıklarını biliyor ama ne dediklerini duymuyordum. Zaten gök her şeyi bastıracak kadar şiddetli gürlemeye başlamıştı.
Rahsan gibi yıldırım büyücüleri güçlerini çok kullandığı zaman fırtınayı beraberinde getirdi. Eğer hava büyücüleri gelip durumu kontrol altına almazsa akademinin bulunduğu yerden bölgeye bir fırtına yayılır ve yağmurdan göz gözü görmezdi. Şimşekler çakardı, yıldırımlar düşerdi ve kimse yapması gereken antrenmanları tamamlayamazdı.
Ondan bu zamana kadar nefret etmeyenler varsa bile, arkasında bıraktığı bu kargaşadan dolayı sinir olduklarından emindim. Çok hızlı bir şekilde halledilmesi gerekilen bir sorun bırakmıştı çünkü.
Arkasını başkasının toplaması gerekiyordu fakat bu onun suçu değildi. Hava elementinin saf büyücülerinden değildi Rahsan, gücü sınırlıydı ve kendi sebep olmuş olsa dahi hava olayları üzerinde tam bir kontrole sahip değildi.
Onun göreve çıktığı gecelerin sabahında muhakkak ıslanırdı toprak. Göğü delen bir fırtına olmazdı; sakin, huzurlu bir yağmur yağardı ama mutlaka yağardı. Tükenmeye yüz tutmuş gücünün son damlalarını fırtınayı hafifletmeye harcardı çünkü.
Bunu daha önce de fark etmiş, keşke karakterinin bu zarif yönü kitapta da öne çıkarılsaydı demiştim.
Şimdi bunu yapmaya tenezzül etmemişti. O sinirle aklına mı gelmemişti yoksa böyle mi cezalandırmak istemişti karar veremiyordum.
İstemediyse bile antrenman iptal oldu. Yakınlarda kara bulutları dağıtacak, şiddetlenen rüzgarı dindirecek bir hava büyücüsü yoktu. Çok geçmeden gürleyen göğü tamamlayan, şiddetli bir yağmur yağmaya başladı.
Böyle durumlarda müdahale edilmez, fırtına dinene kadar beklenirdi. Havadaki ani değişimler dengeyi bozuyordu. Bozulan denge de yaratıkların daha çok gelmesi ve geçitlerde anomalilierin oluşması demekti. Havanın kapalıdan fırtınaya, fırtınanadan tekrar normale dönmesi dengeyi daha da bozacağından sadece bekleyecek ve çevreye yayılmamasını umacaktık.