Doğum günü

45.1K 2.9K 1.4K
                                    

Peçete almak için mutfağa koştum. Geri döndüğümde Linus'la göz göze geldim. Eliyle kafasını tutmuş oturuyordu.

Bir kaç adım geri gittim ama kapı arkamdan kilitlenmişti. Olduğum yerde kalmıştım.

Linus ayağa kalktı ve yanıma geldi. Gözlerimi tuttum ve elimle yüzümü kapatıp yalvarmaya başladım.

"Lütfen bana dokunma" Korkudan titriyor ve ağlıyordum. Ellerimi tuttu ve yüzümden çekti. Gözlerimi hala açmamıştım.

Elini boynumda hissetmemle şaşırdım ve yere çömeldim.

"Lütfen dokunma, lütfen dokunma" Tekrar tekrar aynı şeyi söylüyor yalvarıyordum.

Gözlerim kapalı olsa da onun da yanıma eğildiğini hissettim. Elini tekrar boynuma koydu. Ben de titreyerek yapacağı hamleyi bekliyordum.

Aynı parmaklarıma yaptığı şeyi boynuma da uyguladı ve okşamaya başladı. İçim ürpermişti.

Elini çektiğinde bir süre öyle durup gözlerimi açtım. O gitmişti.

Kalkıp aynada kendime baktığımda boyunmdaki morlukların gittiğini gördüm.

Bir süredir Linus hakkında öğrendiğim bilgileri bir yere not alıyordum ve buna bir yenisini ekledim.

•Linus'un tek bir kişiliği yok

Bu fikir beni boğması, korkutması, boğazıma bıçak dayaması, parmaklarımı kırması ama aynı zamanda yaptığı yaraları iyileştirmesi, bazı konularda bana yardım etmeye çalışması yüzünden aklıma gelmişti. Bence gerçekten öyleydi.

Uykum gözlerimden akıyordu. Yatağıma girdim ve kafamı koyar koymaz uyudum.

Sabah kalkar kalkmaz muhtemelen hepimizin yaptığı gibi telefonumu elime aldım. Bu günün tarihi dikkatimi çekmişti. 

19 Aralık 2022

Vay be. Bu gün doğum günümmüş. Bunu şimdi hatırlıyorum. Gerçi bunun pek bir önemi yok. Çünkü doğum günümü ben hariç kimse bilmiyor.

Üzerimi değiştirdim ve kendime yiyecek bir şeyler hazırladım. Nedense modum hiç yerinde değildi. Doğum günlerimde hep böyle keyifsiz oluyorum. Çünkü böyle bir hayata gelmek hiç de mutlu olunacak bir şey değildi.

Zar zor bir şeyler zıkkımlandım ve odama geri döndüm. Üzerime kalın bir şeyler giyindim ve evden çıktım. Bu gün tüm günümü dışarıda gerçirmek gibi bir planım vardı. Gerçi bu soğukta donup ölebilirdim.

🍄

Park, kafe derken saat 19:00 olmuştu. Telefonuma mesaj sesi geldiğinde açıp baktım. Mesaj Alya'dandı.

Alya: Çabuk eve gelll

Sanırım doğum günümü bu yıl unutmamıştı. Gerçi başka bir sebepten de olabilir. Çünkü yaklaşık üç yıldır hep unutuyor.

Eve geldiğimde içersinin kapkaranlık olduğunu gördüm. Bir anda ışıklar açıldı ve karşımda neşeli bir şekilde doğum günümü kutlayan Alya'yı gördüm.

"İyi ki doğdun canım kardeşim" Gidip sımsıkı sarıldım.

"Teşekkür ederim. Sen nasıl girdin eve?"

"Orasını boş ver. Baak" dedi masayı göstererek. Bir sürü yiyecek vardı. Ama en çok dikkatimi çeken üzerine '20' yazılan pastaydı.

"Neden zahmet ettin bu kadar? Çok teşekkür ederim"

"Ay ne zahmeti ya. Arkadaşız sonuçta değil mi?" Gülümseyerek kafamı salladım.

"Linus...o nerde? Sana kötü bir şey yapmadı değil mi?"

"Ben de gelirken korktum ama hiç ortalıkta gözükmüyordu. Ben de sana onu soracaktım. Gitti mi o?"

"Gittiğini sanmıyorum. Neredeyse geri dönecek"

"Aman boş ver şimdi Linus'u. Hadi otur yemeğimizi yiyelim" Oturduk ve masayı silip süpürmeye başladık.

"Bak kendi ellerimle sana kurabiye kaptım"dedi kalp şekilli kurabiyeleri önüme koyarak.

"Bunun üstündekiler ne?"

"Fıstık. Sevmez misin?" Ona garip garip baktım. Ciddi miydi?

"Sen beni öldürmek istiyorsun galiba"

"Neden ne alaka?" Gerçekten ciddi mi soruyordu? Bu işte bir anormallik var.

"Alya benim fıstığa ölümcül alarjim var. Sanki bilmiyorsun" Bir anda öyle garip bir yüz ifadesiyle bana baktı ki, bir an karşımda başka biri var gibi hissettim.

"Ay...tabii ya doğru. Nasıl da unutmuşum özür dilerim"dedi gülerek. Durumu telafi etmeye çalışıyor gibiydi.

"Neyse boş ver kurabiyeyi. Pasta nasıl beğendin mi? Onu da ben yaptım" Alya pasta yapmayı mı biliyordu?

"Güzel olmuş. Ellerine sağlık"

"Afiyet olsun" Gece boyunca uzun uzun sohbet ettik. Ama içimde garip bir his vardı. Karşımdaki kişinin çocukluk arkadaşımla alakası yoktu. Ben de ona ufak bir test yapmak istedim.

"Alya hatırlıyor musun? Çocukken sınıfla beraber İzmir'e tatile gitmiştik. Çok eğlenceliydi değil mi?"

"Ay hiç unutur muyum ya? Gerçekten çok eğlenmiştik"

Ben hayatım boyunca İzmir'e gitmemiştim...

LİNUS (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin