O gün sadece dikkatimi çeken o oyuncağı almak istemiştim. Başıma bunların gelebileceğini kim bilebilirdi ki?
[KİTABIMIN BENZERİNİN YAPILMASINI ASLA İSTEMİYORUM. GÖRÜRSENİZ EĞER LÜTFEN ŞİKAYET EDİN. ÇÜNKÜ BEN KİMSEYE BU KONUDA İZİN VERMEDİM]
Başlangı...
Sabah kalktığımda Linus yanımda yoktu. Yatakta doğrulduğumda koltukta kıyafetler olduğunu gördüm. Muhtemelen benim için koyulmuştu.
Banyo diye tahmin ettiğim yere gittim. Burası o kadar lükstü ki, kullanmaya kıyamıyordum.
İşlerimi halledip odaya geri döndüm. Linus gelmişti. Beni görünce gülümsedi.
"Günaydın"
"Günaydın"
"Hadi kıyafetlerini giy de kahvaltıya inelim" Linus tam dışarı çıkacakken aklıma gelen şeyle onu durdurdum.
"N'oldu?"diye sordu.
"Benim eve gitmem gerekiyor. Burada olduğumdan Alya'nın haberi yok" Kafasını salladı.
"Önce bir kahvaltı yapalım daha sonra gideriz tamam mı?"
"Tamam" Tekrar gülümsedi ve dışarı çıktı. Koltuğun üzerindeki kıyafetleri alıp giydim. Sanırım sarayın kendi tarzındaki kıyafetlerdi. Fazla mükemmeldi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Saçlarımı düzelttikten sonra dışarı çıktım. Linus kapının önünde beni bekliyordu. Beni görünce hemen yüzünü çevirdi.
"Kötü mü olmuş?"
"Fazla güzel. Kalbim bunu kaldıramaz" Kıkırdadım.
"Sen de fena olmamışsın" Tam bir şehzade gibi giymişti.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Hadi gidelim ben çok açım" Yüzüme dahi bakmadan önden hızlı adımlarla gitti. Utanmış.
Koşarak ona yetiştim.
"Daha bana vermem gereken hesaplar var. Nereye kaçıyorsun?!" Durdu ve bana döndü.
