"Laura! Hemen buraya gel!"
Sinirle yumruğumu duvara vurdum. Bir şey yapmadığım halde yine azar işitecektim. Bundan nefret ediyordum. Ailem zaten beni hep bu evde bir esir gibi tutuyorlardı ve hala benden ne istiyorlardı.
Daha fazla bekletmeden odamdan sinirle çıkıp merdivenlere yöneldim. Acaba yine saçma sapan bir şeyde beni suçlayacaktı. O gıcık melanie
-yani kardeşim- bir şeyler yaptığı kesin.Yavaşça kapıyı açtım ve koltukta oturan babamı ve kollarını göğsünde birleştirmiş, camdan dışarı bakan annemi gördüm ve yan tarafta sırıtan melanie'yi de unutmadım tabi ki.
"Sana dışarı çıkma demiştim. Ama benim sözümü hiçe sayarak dışarı çıkmışsın. Bir açıklaman var mı?"
Annem beni hiçbir zaman sevmemişti. Melanie'nin yalanlarından dolayı. Melanie hep ailemin gözdesi olmuştu. Bu haksızlıktı! O okula gidiyor, dışarı çıkabiliyor ve arkadaşları vardı. Benim ne hiçbirisine sahip değildim ne de yapabiliyordum. Neden o benden üstündü. O daha 14 yaşında ya!
"Görmediğin bir şey için beni suçlayamazsın! Melanie sizin için önemli birisi olabilir. Sanki bana bir hataymışım gibi bakmayı kesin artık!"
Annem cama bakmayı bırakıp bana döndü. Öfkeden kuduruyordu sanki. Babam hiç oralı değildi. Masadaki gazeteyi aldı ve herhangi bir sayfayı açtı. Melanie yanıma gelip omzuma dokundu. Dokundu demiyelim, resmen canımı okuyordu.
"Bu konumuzla ilgisi yok! Hemen odana çık!"
"Keşke sizin çocuğunuz olmasaydım! Ne biçim ailesiniz siz!"
Elimle, omzumdaki kolu sertçe kenara itip sinirle salondan çıkıp arkamdan kapıyı sertçe çarptım. Koridorda büyük bir ses yankılanmıştı. Annemin söylentilerini duyabiliyordum.
"İnşallah bir gün hepiniz ölürsünüz!"
Diye mırıldandım. Önceden böyle bir şey söyleseydim, kesin aklımı kaçırırdım. Ama şimdi emindim. Bu kadar ilgisiz bir aile olmaz olsun.
*İnşallah sizin aileniz böyle değildir.*Odama çıktım ve arkamdan kapıyı kilitledim. Çok sinirliydim. Kimseyle konuşacak havamda değildim. Sonra da ayak sesleri ve kapıya vurulma başlamıştı.
"Laura, hemen bu kapıyı açmanı emrediyorum. Daha konuşacaklarımız bitmedi!"
"Benim için bitti! Gidin başımdan."
Yatağa uzandım ve kulaklarımı kapattım. Böyle durumda olmamayı dilerdim. Hatta yüzümdeki kızarıklık bile bunun farkında gibiydi. Hiçbir şey hissetmiyordum. Sadece ilgi istiyordum. Bu kadar basit bir şey bile benim için uzaktaydı. Sesler kesilince ellerimi kulaklarımdan çektim ve sırtüstü uzanıp tavanı seyretmeye başladım.
"Neden her şey bana zor geliyor?"
"Neden her şey böyle?"
"Neden bir kere olsun bana da ilgi duyulmuyor?"
"Neden her şey BANA oluyor?"
Düşünürken gözlerim yavaş yavaş kapanıyordu.
"Keşke ben ölsem de bu zalim dünyadan kurtulsam."
Gözlerim tamamen kapandı ve kendimi uykunun kollarına attım.
***
"Merhaba, kimse yok mu?"
Sesim karanlık boşlukta yankılanıyordu. Etrafımda hiçbir şey olmamasına rağren biraz soğukluk vardı. İçimde bir ürperti vardı. Ellerimi birbirine sürttüm. Her nefes aldığımda ağzımdan buhar çıkıyordu. Burası her halinde soğuktu. Yere çöktüm ve dizlerimi karnıma doğru çektim. O kadar soğuktu ki, çok üşüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEĞİŞİM Serisi | Yarı Texting (BİTTİ)
Mystère / ThrillerHikaye +15 yaş ve üzeri okuyucular içindir, tehlikeli nesneler, kan ve i*tahar içeren sahneler mevcuttur. Lütfen dikkate alınız. Önemli not; Hikayeyi okumadan önce... Bu hikaye 2020 yılında 14-15 yaşlarında bir kız tarafından yazılmıştır. Bazı sahne...