Üst kata çıkmadan önce etrafa bakmaya başladım. Büyük bir koridor, bir sürü kapı, aşağı ve yukarı giden merdivenler, duvarlarda resimler, masalar ve vazolar, çicekler -dışarıdakiden farksız- ve... Dur bir saniye orada az önce bir şey vardı. Ama sonra yok oldu. Ne olduğunu görmemiştim bile. Unut gitsin.
"Dışarısı içeriden farksız gözüküyor."
Kapılardan herhangi birini açıp içeri girdim. Odanın tam ortasında bir piano vardı. Yanlarında da birkaç müzik aleti. Gitarlar, kemanlar, flütler, davullar...
Gitarın bir tanesine dokundum. Sadeydi, hassas ve rahatlatıcı sesi vardır eminim. Ailem hep bir müzik aleti çalmama izin vermezdi. Ama yine de gitar çalmayı çok severdim. Ailemden de gizli olsa bile gitar çalmayı az da olsa öğrenmiştim.
Gitarı elime aldım ve yere oturdum. İlk önce gitarı incelemeye ve sonra da nasıl tutulduğunu hatırlayarak, gitarın tellerinle hafif bir ses çıkardım.
Biraz ayarlama yaptım ve en sevdiğim şarkıyı gitar eşliğinde söylemeye başladım.
"Ah benim örselenmiş incinmiş karanfilim.
Bir sessiz çığlık gibi kırmızı masum narin
Bu ürkek bu al duruş söyle neden bu vazgeçiş
Ne oldu ümitlerine, bu ne keder bu ne iç çekişSen ki özgürlük kadar güzelsin, sevgi kadar özgür
O güzel başını uzat göklere, gül güneşlere gülKırılma, küsme sen yine bir şiir yaz, çok değil
inan az kaldı az
Bu kadar erken susma biraz bekle, ağlama ağlama gül birazKırılma, küsme sen yine bir şiir yaz, çok değil inan az kaldı az
Bu kadar erken susma biraz bekle, ağlama ağlama gül birazSen ki özgürlük kadar güzelsin, sevgi kadar özgür
O güzel başını uzat göklere, gül güneşlere gülKırılma, küsme sen yine bir şiir yaz, çok değil
inan az kaldı az
Bu kadar erken susma biraz bekle, ağlama ağlama gül birazKırılma, küsme sen yine bir şiir yaz, çok değil inan az kaldı az
Bu kadar erken susma biraz bekle, ağlama ağlama gül birazağlama ağlama gül biraz..."
Gözümdeki yaşı sildim ve ayağa kalktım. Gitarı yerine koydum ve tam arkamı döndüğümde kapıda büyükannemi gözü yaşlarla birlikte gördüm.
"Ah canım, sesinin güzel olduğunu hiç söylemiş miydim?"
"Sadece bakıyordum Büyükanne."
"Hazır seni bulmuşken, seni birisinle tanıştıracağım. Buraya gel canım."
Büyükannem arkasına döndü ve odadan çıktı. Sağa sola baktı ve tekrar bana döndü.
"az önce buradaydı."
"Kim o büyükanne?"
Ben de odadan çıkıp tam sağıma ve soluma bakacakken büyük bir gürültü koptu ve az önce çıktığım odadan gelmişti. Büyükannemle müzik odasına geldiğimizde hiçbir şey olmamış gibi pianonun başında duran çocuğu gördük.
"O ses nereden gelmiş olabilir?"
"Büyükanne, bahsettiğin şu çocuk mu?"
"Ah, evet canım. Adı Sam."
Çocuğun yanına yaklaştım ve yere oturdum.
"Merhaba tatlı şey, benim adım Laura."
Elimi omzuna koyduğum an çocuk odadan koşarak çıktı.
"Beni sevmedi sanırım."
"Tam tersine. Aslında Sam, çok akıllı bir çocuk. Ama yabancılara karşı bir huysuzluğu var. Çoğunlukla konuşmuyor zaten."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEĞİŞİM Serisi | Yarı Texting (BİTTİ)
Mystère / ThrillerHikaye +15 yaş ve üzeri okuyucular içindir, tehlikeli nesneler, kan ve i*tahar içeren sahneler mevcuttur. Lütfen dikkate alınız. Önemli not; Hikayeyi okumadan önce... Bu hikaye 2020 yılında 14-15 yaşlarında bir kız tarafından yazılmıştır. Bazı sahne...