Felix, Elle ve Niall ile son zamanlarda sık geldiğimiz kafe de oturmuş, lise anılarımız hakkında sohbet ediyorduk. Ne zaman bir araya gelsek konu her zaman liseye gelirdi ve kendimizi eğlenceli bir sohbetin içinde bulurduk.
"Louis ile dersten kaçtığımız günü hatırlıyor musunuz? Güvenlik görmezden geleceğini fakat kapıdan çıkamayacağımızı söylediğinde neredeyse yarım saat plan yapmıştık." Gözümde canlanan anı kahkaha atmamı sağlamıştı. Niall'ın devam etmesini beklemeden Elle araya girmişti. "O gün gerçekten de kalıcı anılarımda. Louis'in Frank'e boşa yalvarışları...aklına gelen ilk şey demirlerin üzerinden atlamak olmuştu. Tanrım."
Benim için rezil bir anıydı bu. Felix, Niall, Louis ve Elle sırasıyla demirleri aşıp öbür tarafta beni beklemişlerdi. Ben ise kafamda kurduğum senaryolar yüzünden on dakika demirin tepesinde kalmıştım.
"Adela yüzünden neredeyse yakalanacaktık." Felix'in sözleriyle gözlerimi devirdim.
"O demirlerin ucu sivriydi! Demirlerin karnıma saplanmasından korktum!"
"Siktir, Adela! Hayal gücüne sıçayım!" Niall büyük bir kahkaha patlattığında kafede bulunan diğer insanlara rahatsızlık verdiğimizi biliyordum.
"Louis'i çağırmamı ister misiniz? Sürekli bir şeyler yapalım mı diye soruyordu." Felix telefonunu eline almıştı. Kafamızı evet anlamında salladığımızda, telefonu kulağına götürmüştü bile.
"Hatırlıyor musunuz, o gün Zayn de bizimle gelmişti. Hatta Adela demirin üstünde kaldığında atla ben seni tutabilirim demişti..." dedi Niall, kahkahalarının arasında.
O zamanlar olduğumdan yaklaşık on beş kilo daha fazlaydım ve Zayn çok çaresizdi.
"Üzerine atlasaydım muhtemelen ölmüş olurdu." Büyük bir kahkaha atmıştım. Kendimi seviyordum, her zaman severdim.
"Louis geliyor ve tahmin edin yanında kim var?"
"Zayn mi?" diye sorduğunda Niall, Felix kafasıyla onaylamıştı.
"Tesadüfe bak. Kanka plan yapmış olsak bu kadar denk gelmezdik.Bu gün Adela kursta olacağını söyledi. Elle ile kahve içmeye çıktık ve yolda Felix'i gördük. Sonra Adela kurstan kaçtığına dair mesaj attı. Şimdi ise Louis ve Zayn geliyor. İnanılmaz bir gece olacak."
Babamın isteği üzerine yazıldığım Fransızca kursundan kaçmıştım. Hiç bir boka yaramıyordu çünkü.
Elle ve Niall kendi arasında bir şeyler konuşmaya başladığında, yanımda oturan Felix kahvesinden bir yudum alıp bana dönmüştü. "Sen kurs işini ne yapacaksın? Devam mı?"
Bilmiyordum. Bu zamana kadar başlayıp da devam ettiğim hiç bir şey olmamıştı. Kursta ikinci haftaya gelmiş olmak bile benim için bir başarı sayılırdı.
"Bilmiyorum büyük ihtimalle bırakacağım. Bir boka yaramıyor zaten." Masanın üzerindeki sigara paketinden bir dal çıkarıp ateşledim.
"Fransızca kursuna gitmen bir hataydı zaten...Kuzenim hala yanında çalışmak için birini arıyor."
"Bunu sonra yalnız konuşalım mı?" Gözleriyle beni onayladığında kahvemden bir yudum aldım.
"Louis'i ne zamandır görmüyorsun, Adela?"
Niall'ın sorusuyla düşünmeye başladım. Liseyi bitirdikten sonra iki sene babamla Londra'da geçmişti. Bradford'a geri döndüğümden beri ise onu hiç görmemiştim.
"Neredeyse dört sene olacak."
"Louis hala aynı. Tam bir gerizekalı,tek fark artık kendi parasını kazanıyor." dedi Felix.