emotional damage

138 16 5
                                    

Zayn'in evinde, kucağımda Tina ile beraber büyük yatakta uzanıyordum. Onun tüylerini okşarken bakışlarım tavana sabitti.

Son üç gündür -Niall'ı Poka'da gördüğümüz günden beri- günlerimin çoğunu Zayn ile geçiriyordum. Bu durumdan şikayetçi değildim, elbette. Sadece...bazı geceler, Niall ile uzun mesajlaşmaları özlüyordum. Ve bir de Elle'yi düşünmeden edemiyordum. Louis'den önce her gün görüştüğüm Elle'ye artık ulaşamıyorum.

"Ne düşünüyorsun?"

Bakışlarımı yatağın diğer tarafında uzanan ve odağı elindeki çizgi romanda olan Zayn'e çevirdim.

"Hiç bir şey."

"Beni kandıramazsın."

"Gerçekten. Hiç bir şey düşünmüyorum. Sadece biraz dinleniyorum."

"Bir şey düşünürken yüzünde acı dolu bir ifade oluyor. Sanki düşündüğün şeyi yeniden yaşıyormuş gibi çok fazla mimik yapıyorsun."

Karnımda yatan Tina'yı yataktaki boşluğa indirerek yatakta dik bir konuma geçtim.

"Kitap okuduğunu sanıyordum." dedim alayla.

Kitabı karnının üzerine indirerek bana döndü. "Bir gözüm her zaman üzerinde."

Bir şey söylemedim. O da sanki benim konuşmamı istercesine sustu.

"Bazen takıntılı bir insan olduğumu düşünüyorum." diye itiraf ettim.

Çekinerek ona baktığımda dikkati üzerimdeydi. "Anlamadım. Nasıl yani?"

"Birini ya da bir şeyi fazla düşünürsek onu takıntı yapmış oluruz değil mi?"

"Belki. Evet."

"Tamam işte. Ben her şeyi çok fazla düşünüyorum, Zayn. Her şeyi! Niall'ı, Elle'yi, babamı ya da onları boş ver yolda üzgün gördüğüm herhangi bir çocuğu...her şey o kadar karmaşık ki. Kafamda sürekli bir senaryo yazıyorum ve bunlar hep üzücü şeyler."

"Fazla duygusalsın. Gerçekten. Duygusal ve kırılgan bir yapın var. Bu sana zarar veriyor. Mantığa dayalı ve bazen de acımasız kararlar vermelisin."

"Acımasız kararlar?"

Biraz düşündü. Sanki benim anlayabileceğim bir dil arıyor. "Örneğin, birini hayatından çıkarmak senin için çok zor bir şey. Sana iyi gelmeyen birini hayatında tutmanın hiç bir anlamı yok. Hayatından insan çıkartmak senin için acımasız bir karar olabilir. Acımasız hissettirebilir sana. Ama güven bana, fazlalıklardan kurtulmak her zaman hafifletir."

"İnsanlar buna güveniyor, biliyor musun? Onları hep hayatımda tutacağımı düşünerek boktan davranıyorlar. Bir gün...bir gün herkesi hayatımdan çıkartacağım."

"Beni de mi hayatından çıkaracaksın?"

"Hayır!" dedim yüksek bir sesle. "Böyle bir düşüncem yok fakat boktan şeyler yaparsan bilmiyorum. Üzülürüm. Hemde çok."

"Sana hiç bir zaman zarar vermem. Eğer bir gün seni üzecek bir şey yaparsam beni tokatla."

Söylediği şey kafamda betimlendiğinde kıkırdadım. Bir sandalyede oturan Zayn'i tokatlamak. Tanrım. Deli saçması.

"Neden gülüyorsun? Hoşuna mı gitti?"

"Hayır. Sadece...hayal ettim. Her neyse." Biraz daha güldüm.

"Adele." dedi ciddi bir ses tonuyla. Yüzümdeki gülümseme anında silindi. "Evet?"

"Londra hakkında sana bir şey sormadım bu güne kadar fakat...yanlış insanlarla arkadaşlık kurduğunu söylemiştin. Oradaki insanların sana yaşattıkları, buradaki arkadaşlarına olan bağlılığını etkiliyor olabilir mi?"

serendipity •zmHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin