purposeless

223 14 16
                                    

Elle, Felix ve ben Poka'da buluşmuştuk. Dün gece telefonunu açmadığım için bana tavır alan Elle, masaya bıraktığım çilekli pasta sayesinde bundan vazgeçmişti. Ve Felix ise...sadece pastasını yiyordu.

"Dün gece inanılmaz bir rüya gördüm. Evliydim!" Pastasından büyük bir çatal aldıktan sonra ağzındaki lokmayı umursamadan anlatmaya devam etti. "Hemde Tom Holland ile. Üstelik evin içinde örümcek adam kostümleriyle emekleyen bebeklerimiz vardı. Çok güzeldi, Adela. Sadece rüyanın sonlarına doğru bebeklerden bir tanesi ağlamaya başladığında kendimi çok mutsuz hissetmiştim."

Elle'nin bilinçaltı tam bir çöplüktü.

"Evlenmek istiyor olabilir misin?" diye sordum.

İç çekti ve gözlerini kaçırdı. "Evlenmek... isterdim. Fakat bir sevgilim bile yok."

"Evlenmeyi güzel bir şey mi sanıyorsunuz amına koyayım!" dedi Felix iğrenir bir sesle.

Kahvemden bir yudum alırken sessizliğimi bozdum. "Eğer Linda seni reddetmeseydi, peşinde köpek olurdun. Hatta şu an doğmamış çocuklarının adı bile vardı."

"Siktir git!" orta parmağını bana gösterirken pastasından koca bir çatal almıştı. "Sikik Niall gelecek mi?"

"Bilmiyorum. İşi olduğunu söylemişti." dedi Elle.

"Yalan söylüyor. Bir saat önce Louis ile spor salonundan fotoğraf paylaştı. Piyasaya çıkmışlar."

"Belki de sadece spor yapıyorlardır."

"Her erkeğin içinde yüzde otuzluk bir oran vardır...Yüzde otuz spor ve yüzde yetmiş kadınların götü."

"Sen neden burdasın?" dedim ukala bir şekilde.

"Ben arkadaşlarımı, squatlı bir göte değişmem."

"Gözyaşlarım belli oluyor mu? Çok duygulandım." alayla konuşmuştu, Elle. İkisi arasında saçma bir taklit etme yarışı başladığında gözlerimi devirdim ve bir sigara ateşledim.

"Zayn'i çağıralım mı?" diye sordu Elle normal haline döndüğünde.

Zayn...

Onlara dünden bahsetmemiştim. Zayn ile buluştuğumuzu kimse bilmiyordu. Aslında öğrenmeleri sorun değildi. Sonrasında onunla hiç konuşmamıştık ve sanırım dün ki şey sadece öylesine bir yemekti. Aramızda gerçek anlamda bir şeylerin olacağını düşünmek bile saçmaydı.

"Bırak Adela çağırsın. Nasıl olsa Zayn ile arası çok iyi." Felix dirseğiyle Elle'yi dürtmüş, imalı bakışlarını bana çevirmişti.

"Anlamadım?"

"Salak olma, Adela. Dün akşam sizi gördüm. Zayn'in arabasındaki sendin." Bizi nerede görmüştü ki?

"Sürtük! Sana İnanmıyorum! Dün akşam seni aradığımda bu yüzden açmadın, değil mi?" Elle'nin yüksek sesinden dolayı yan masadaki bir kaç kişi bize bakmıştı.

"Sadece yemek yedik ve arabayla biraz turladık." dedim sakince.

"Ne yani öpüşmediniz mi? Ya da gece seni eve bıraktığında kahve içmeye çağırmadın mı, onu?" Kafamı hayır anlamında salladığımda devam etmişti, Felix. "Ah dostum. Zayn. İşin çok zor adamım."

"Ne biliyorsun? Dökül."

Felix çoğu zaman boş yapardı fakat ilişki konusunda kimseye boşa yere ümit vermezdi. İçimden bir ses Zayn'in düşünceleri hakkında bir fikri olduğunu söylüyordu.

"Daha fazla tutamayacağım. Ben işemeye gidiyorum. Ben gelene kadar sakın konuşmayın." Elle masadan kalktığında Felix onu tuvalete girene kadar izlemişti. Daha sonra masaya dirseklerini koyup bana yaklaştı.

serendipity •zmHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin