Herkese merhaba!
Yine yine beni çok heyecanlandıran bir kurgu ile karşınızdayım. Askeri havacılığı çok seviyorum ve öğrendikçe detayları kurgularımda kullanmak beni çok mutlu ediyor. Bu aralar muzip bir karakter yazmaya çok ihtiyacım var. Serdar kesinlikle bunu karşılayacak bir karakter. Bazı kişiler fazla dram olur diye korkuyordu ama onun çoğunlukla sizi güldüreceğinden eminim.
Lütfen heyecanıma ortak olun. Oy ve bol bol satır içi yorumlarınızla desteğinizi üzerimden esirgemeyin. Tepkilerinizi okumak için sabırsızlanıyorum.
Duyurulardan haberdar olmak ve alıntıları geldiği gibi okumak için takip edin!
insta: elifkaplan3watty
twitter: byfrodoiyimsn #greyout tagi ile yorumlarınızı bırakabilirsiniz.
Hazırsanız başlayalım! 🛩️🛩️🛩️🛩️
Keyifli okumalar!
GÜNÜMÜZ
BU KİTAPTAKİ KİŞİLER VE KURUMLAR TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜ OLUP GERÇEK KİŞİ VE KURUMLARLA İLGİSİ YOKTUR
Buradaki 1835. günümün sabahına uyandım. Bugün görevin son günüydü ve onun hakkında ne diğer askerler kadar kaygılı ve heyecanlı değildim. Sadece görevimi yapıp artık buradan gitmek istiyordum. Tabii bu başarılı olursak olacaktı.
Odam beş yıl önce geldiğim odadan farklıydı. O bomboş oda bugün birçok kitapla dolmuştu. Çoğu uçuculukla ilgili değildi. Burada geçirdiğim zaman zarfında olası düşmanlarınızla dost gibi olabildiğinizi fark etmiştim. Bu durum hep bana tuhaf geliyordu ama gerçek buydu. Diplomasiye merak salmıştım ve odamdaki kitapların çoğundan bu konu hakkında bilgi edinmiştim, tabii abimin de çok payı vardı çünkü şu an o da bu konu hakkında çalışıyordu. Uluslararası sistemde ülkelerin ne daimi dostu vardır, ne de daimi düşmanı, her zaman ülkenizin çıkarları önemlidir. O çıkarları koruyabildiğiniz ölçüde başarılısınızdır. Bugün olası düşmanlarımızla işte o çıkarlar sonucunda bir araya gelmiştik.
Her zaman yaptığım gibi üzerimi değiştirdim ve pencerenin önüne gelerek doğan günü izledim. Hava birazdan koşmayı sevdiğim durumda olacaktı. Bunu kafamı rahatlatmak için her sabah yapıyordum ve işe de yarıyordu. Odamdan çıktım ve serin havaya adım atarken kafama kapüşonu geçirdim. Soğuk hava bacaklarımda eserken hafif üşümek beni kendime getirmişti. Kıyısı orman olan koşu yoluna çıktım ve yavaş tempoda başlayıp hızımı arttırarak koştum. Aklım ise görevden sonraya odaklanmıştı.
Her gün görevin bir an önce bitmesini bekleyerek geçirmiştim ama süre sanılandan o kadar çok uzadı ki... Kimse bu kadar olacağını beklemiyordu. Abim bile... Maksimum iki sene olacağı tahmin edilirken beş seneyi geride bırakmıştık. O beş senenin her bir günü saçımdan bir teli beyaza boyamıştı. İçimdeki yaşama sevincini yavaş yavaş öldürmüştü. Beni bir robot haline getirmişti. Akıl sağlığımı koruyabildiğim için kendimi şanslı sayıyordum.
Bugün kendimi zorlamamam gerekiyordu ama düşündükçe daha da zorladım kendimi. Bedenimin verdiği acının ruhumdaki acıyı durdurmasını istedim. Lütfen bugün her şey bitsin, bir an önce gerçekler ile karşılaşayım. Eğer üzüleceksem de üzüleyim ama yeter ki bitsin...
Bize ayrılan binanın önüne geri döndüğümde makinistim Tolga karşıladı. Beni baştan ayağa süzdü ilk başta sonra da konuşmaya başladı.
"Komutanım, Yüzbaşı Marco geldi, sizinle konuşmak istiyor, salonda bekliyor," dedi ciddi bir sesle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GREYOUT
RomanceSerdar Akılçelen, yetenekli, cesur ve hayatının en önemli beş yılını ülkesine adayan sadakat dolu bir Savaş Pilotudur. İlk görev yerinde hiç beklemediği bir anda fazlasıyla güzel ama aynı zamanda öfkeli bir kadın hayatına girer. O günden sonra hiçb...