14. Bölüm- İlgisever Serdar

1K 153 114
                                    

Herkese merhaba!

Yeni ve uzun bir bölümle karşınızdayım. Standart bir bölümün iki katı neredeyse.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Satır arası yorumları çok özledim gerçekten lütfen görüşlerinizi paylaşınız. Okuyan herkesten en az beş yorum bekliyorum.

Keyifli okumalar!

Bana ulaşmak için:

ElifKaplan3

insta: elifkaplan3watty, elifkaplan.ek

tw: elifkaplan3waty

whatsapp kanalı: ElifK'nın Okurları

takip edebilirsiniz.

🌼

Uzun zamandır bu kadar huzur dolu bir uykudan uyanmamıştım. Tüm sinirlerim alınmıştı sanki, kendimi tüy kadar hafif hissediyordum. Sabah saat tam altıda gözlerim keyifle açıldı. İstemsizce dün geceyi düşündüm ve kendimi sırıtmaktan alamadım. Elimi komidine uzatıp telefonumu aldım. Mesaj uygulamasına girdiğimde onun fotoğrafını görünce sırıtmam daha da genişledi. Parmaklarım mesaj yazmak için ekranda hızla gezindi.

"Günaydın Papatya! Bugün öğleden sonra saat ikide gözün gökyüzünde olsun." Mesajı tam altıyı bir geçe gönderdim ve yatağımda doğruldum. Halen bana gelmesine inanamıyordum. Öpüştüğümüze de öyle... O kadar anlık gelişmişti ki kendimi kontrol bile edememiştim. Öyle bir karşılığa karşı kendimi tutmam zaten mümkün değildi. Tuhaftı ama Verda'nın iniş çıkışlarını sevmeye başlamıştım. Kızdığında bambaşka bir kadına dönüşüyordu, o kadın düşünmeden hareket ediyordu ve ben içindeki o kadına da hayran kalıyordum.

Telefonumu tekrar komidine bıraktım. Bir an önce bu yataktan kalkıp hazırlanmam gerekiyordu.

Bugün Tuğrul'un arabasıyla filoya gidecektik. Her hafta dönüşümlü olarak arabalarımızı kullanıyorduk. O sürücü koltuğuna otururken ben de yolcu koltuğuna oturup emniyet kemerimi taktım.

"Yüzüne nur indi Serdar. Bu rahatlamayı bir kez daha gördüm sen de. Boyun başvuruda kabul edildiğinde de böyle olmuşsun." Güldüm ve arkama yaslandım.

"Mülakatı geçtiğimizde, son kontrol uçuşunu da, bunları da listeye ekleyelim lütfen." Tuğrul kabul dercesine başını salladı.

"Ne korkutmuştun bizi mülakatta." Tuğrul kontağı çevirirken istemsizce gülümsedim.

O gün mülakata üçümüz gitmiştik. Ailelerimizden hiç kimse yoktu yanımızda çünkü biz istememiştik. Lacivert pantolon ceket ve kravat açık mavi gömlek giymiştik. Havacı üniformasına benzemesi için bunu yapmıştık. Üniversite sınavı sıralamalarımız ve spor puanımız yüksekti, psikomotor testini geçmiştik, sağlık olarak bir problemimiz yoktu. Mülakata iyi hazırlanmıştık. Az çok içeriye girince ne ile karşılaşacağımızı biliyorduk.

"Kapıdan içeri adımınızı atar atmaz kravatlıları sayın kendinizi katmayı da unutmayın!" dedi Tuğrul hatırlatma yaparak. Bu en çok bilinen sorulardan biriydi. Adayın gözünü kapattırıp odada kaç tane kravatlı kişi var diye sorulması.

"Cevap aklınıza gelmezse bilmiyorum ama çıkınca hemen öğreneceğim deyin." Tuğrul karşımıza geçti ve ikinci hatırlatmayı yaptı.

"Tamam hava harbiyelim sakin," dedim ve kravatını düzelttim. Kağıt üstünde mükemmel adaylardık ayrıca askeri lise mezunuyduk. Özellikle intibak eğitiminde bazı kişilerin döküleceğini biliyorduk, askeri lise bize o dayanıklılığı kazandırmıştı. Yaz kamplarında askerliğin tüm zorluklarını görmüştük, mücadele etmiş ve kendimizi geliştirmiştik.

GREYOUTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin